20.11.2011

Yeni Fiorentina Milan'a Karşı

Milli maç arasının başladığı hafta Mihajlovic'i yollayıp Delio Rossi'yi takımın başına getiren Fiorentina'da bir değişim başlayacağı açıktı. Ancak bu değişimin ilk adımlarını atmak için Milan maçı biraz sıkıntılı bir rastlantıydı. Belki de ligdeki en zorlu rakibe karşı bir yıldır alışılagelen sistemin değişmesi temelde büyük bir sıkıntıydı. Buna sezonun problem adamı Vargas'ın ve sakatlıktan sonra kaldığı yerden dönüş yapan Jovetic'in eksiklikleri eklenince Fiorentina için Milan maçında alternatifler iyice azalmıştı.

Sezon başından beri Vargas'ın formsuzluğu ve disiplin problemi, Montolivo'nun ise yeni sözleşme yerine takımdan ayrılmak istediğini belirtmesi ve Jovetic'in formunun ne olacağı belirsizlikleri yeteri kadar can sıkıyordu. Jovetic sıkıntı olmaktan çıkıp sakatlıktan çok iyi dönse de diğer iki yıldız konusunda dertliydik. Daha Gilardino'nun formsuzluğunu dert edemiyoruz farkındaysanız.

Fiorentina'da değişim dememin sebebi Mihajlovic'in oynattığı ve oyuncuların daha serbest olduğu 4-3-3(veya 4-5-1 gibi işte, anladınız sanırım) gibi bir sistemden, bir anda orta sahanın bir adam azaldığı 4-4-2'nin altkümelerinden biri olan 4-3-1-2'ye geçtik. Böyle olunca da hem ileride kanatlarda sıkıntı yaşadık hem de orta sahanın temel adamı Montolivo'nun gayriresmi yollardan maç satışına tanık olduk. Bilindiği gibi Inter ve Milan var Montolivo'nun peşinde, İtalya dışı için ise şimdilik en güçlü alternatif Arsenal. Milan belki de Ocak 2012 itibariyle Montolivo'nun yeni takımı olacak ve nedendir bilinmez zaten isteksiz olan Montolivo önceki maçlarda olduğu kadar bile girmedi oyunun içine. Milan'ın kendisi için özel bir önlem almadığını düşündüğümüz zaman iş iyice çıkmaza giriyor.

2011 yazına kadar çok sevildiği ve kaptan olduğu yerde şimdi basit bir oyuncu muamelesi görüyor ve bunda "vefasızlık" adına en ufak bir şey yok. Yönetim gidecekse bile yeni sözleşmeye imza atıp para kazandırarak gitmesini istedi. Ancak o sözleşme imzalayıp yine istediği kulübe gidebilme seçeneğini değil, doğrudan sözleşme imzalamadan bedavaya ayrılmayı istedi. Sevildiği tribünlere bunu reva gören adam için de eleştirilmek en doğal sonuç. Montolivo dönem dönem prostestolara tepki gösteriyor sanki masummuş gibi.
Bu yeni taktik dizilişle ve strateji ile bir şeyler yapmak isteyen Rossi, Montolivo engeline takılarak ilk maçında kendi takımından darbe yedi. Neyse ki yıllardır Milan'a karşı hakemler sayesinde kaybedilen puanların bir tanesini geri alabildik. Rossi için de bu kötü maçın sonundaki 10 dakikalık agresif oyun geçerli not aldırmasa da ilk maçta eleştiri oklarının kendine çevrilmesine engel oldu. Jovetic ve Vargas yok, Montolivo maçı kendi elleriyle Milan'a vermeye hazır... Sanırım şu durumda hocayı eleştirebilmek büyük bir troll'lük gerektirirdi.

Fiorentina adına maçın sevindirici yanı yok muydu? Vardı tabii: Matija Nastasic. Cezalı olan Natali kadroda olmayınca ilk 11'de başlayan isim Nastasic oldu. 18'lik Sırp stoper harika bir oyun oynadı. Maçın sonlarında gole giden Pato'dan çaldığı top Nastasic'e umutla bakabilmek için yeterli bir pozisyon. Bunun dışında sezon başından beri eleştirilecek bir oyun oynamayan bu çocuğun ligdeki en iyi rakibe karşı bu oyunu oynaması kalan maçlar için yerini sigortalaması anlamına gelmeli. Bir yanda Semih Kaya'yı desteklerden, tuttuğum diğer takımda Nastasic'in yükselişine tanık ediyor olmak büyük bir mutluluk. Alkışların yanı sıra hatalarıyla da büyüyecek bu çocuklar ve büyürlerken de en büyük destekçileri tribünler olmak zorunda.

Maçla ilgili söylemek istediğim diğer şeyleri de maddelemek istiyorum:
  • Hakem Milan'ın bir penaltısını(çok bariz elle oynama) ve bir net golünü vermedi. Berlusconi'nin istifa haber ile bu hakem performansını birbirine bağlayan elbet olacaktır. Hafta içi şenlik var bence İtalya'da.
  • Milan'da başta Aquilani olmak üzere takımın hemen hemen tamamı topu dağlara taşlara vurdu maç boyu. Görüntüye gelmedi Aquilani'nin şutlarının sonuçları ancak ben iki tanesinin stat dışına doğru yolculuğa çıktığını düşünüyorum.
  • "Sezon boyu büyük umutlarla transfer edilen..." lafına cuk oturan bir isim var bizde: Santiago Silva. Henüz umut kısmındayız, icraat yok. Maçta 45 dakika oynadı, sadece "üzgün bakan kel futbolcu bakışı" yaptı durdu maç boyu.
  • Geçen sezonki Behrami çok rahat Barcelona veya Real Madrid ilk 11'ini zorlardı. Bu sezonki Behrami ise Bank Asya 1. Lig'de kadroya girerse dua etsin. Formsuzluğun diplerinde artık, toparlanma aşamasına çok çabuk geçmesi lazım.
  • Kharja da katkı yapar mı dedik ama yok, kendisi Mustafa Sarp'ın Serie A'daki izdüşümü olma yolunda hızla ilerliyor.
  • Milan'da Pato çok geç oyuna girdi ve bu işimize geldi. 45'te falan girse muhtemelen skoru değiştirirdi.
  • Son 10 dakika Fiorentina çok etkili oldu ancak üstünlük değildi, sadece Milan gibi tehlike yaratmaya başladık. Yetmedi tam olarak ancak Pasqual'in şutunda kalbi teklemeyen Milanlı yoktur sanırım.
  • Tabii bizim kalbimizin teklediği pozisyonları sayarsak... Yani... İlk yarı 5-0 yapabilirdi Milan diyeyim siz anlayın. Boruc geldiği günden beri ilk defa maç sonlarını iyi oynayıp puan kurtarmış olabilir. Olabilir diyorum bak tam da emin değilim.
  • Ya da olabilir demeyeyim, 90. dakikada Pato'ya dur demesi önemliydi. Orada çoğu kaleci golü yerdi, Boruc çok iyi kapatıp son dakikada kabusu engelledi.
  • 0-0 biten bir maçtı ama maçın son 10 dakikasına rahatlıkla beş-altı gol sığabilirdi. İki takımın da orta sahalarının düşmesinin bunda etkisi var. Gerçi düşen Milan orta sahasıydı, bizimki zaten düşüktü Montolivo-Kharja ikilisi ile birlikte.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO