bmc etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bmc etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9.07.2017

Tour de France 2017: 9. Etap - Rezillik!


Beklediğimiz atakları göremesek de etapta bir haftalık olay bir saatte yaşandı. Bahsedeceğimiz çok şey var, hem eleştireceğiz hem de üzüleceğiz. Öyle anlar oldu ki delirmemek ve çıldırmamak elde değildi. Etabı foto finişle Uran'ın almasını başta detay olarak verelim geçelim. Zira foto finiş ve Barguil'in etabı kazanan olarak röportajı beklerken kamera önünde ikinciliğini öğrenmesi normalde büyük bir üzücü hikaye olacakken diğer şeylerin yanında devede kulak kaldı. Barguil'in Mont du Chat'taki çabası ve sonuca ulaşamaması üzücüydü. Yapacak bir şey yok, bisiklet çok da adaletli bir spor değil. Kimsenin kimseye acıması yok. Yayınlarda da söylenir, "kurtlar sofrası" deyimi cuk oturuyor bu spor için. Barguil pek iyi gitmeyen Tour de France 2017 macerasını etap zaferiyle taçlandırabilirdi ama olmadı ne yazık ki.

Başlamadan şunu söyleyeyim: Aru-Fuglsang ikilisinin Froome'un önünde, ona fayda sağlayarak çalışmalarını milli bisikletçimiz Ahmet Örken'e sordum, kendisinin yorumu yazının ilgili kısmında görsel olarak yer alıyor.

Çok şey var yazacak dedik ama önce Barguil'den daha da üzücü olan noktaya gelelim. Mont du Chat inişinde ödümüz koptu. Yolun uçurum tarafına çıkan Richie Porte, 72.5 km/s hızla kendini toparlamak isterken düştü, asfaltta kayarak kenarda duvar gibi duran kayalara çarptı sırtını ve kafasını. Kendisine takılan Dan Martin de aynı şekilde çarptı ama neyse ki o devam edebildi. Çok çok güçlü gözüken ve iyi tur geçiren iki adamın böyle devre dışı kalmaları canımızı sıktı. Ne kadar üzülsem, üzülsek az. Porte'un boynuna kırık olmasından çok korktuk ama neyse ki sırtında kırık/çatlak var dediler. Düşünün yani, yine hayati sayılabilecek başka bir sakatlığa "neyse ki" diye iyi gözle bakıyoruz. Böylesine berbat ve korkutucu bir kazaydı. Porte için ilk haberler iyi, bilincinin açık olduğu ve kaza sonrası çok korktuğu söyleniyor.


Porte'un kazasından önce yokuşta Froome mekanik bir sorun yaşayıp elini kaldırdı ve o an Aru tempo yapıp fark atmaya başladı. Diğer favoriler de gaza basıp hemen Froome'a 15-20 saniye fark attılar ancak kulaklıklardan talimat geldi ve yavaşladılar muhtemelen. Sonrasında da Froome geldi ve Aru ile yan yana pedalladı. Yokuş boyunca da adam gibi atak olmadı. Froome-Porte biraz tempo yaptılar ama hepsi o. Burada dikkat çeken iki şey vardı: Diğerleri yavaşlarken Aru'nun gidona vurması ve bu kararı beğenmemesi. Olayın etik kısmına bakıldığında genel görüşe göre atak yapmamak lazım ama ben Aru'nun gitmesinden yanaydım. Yani ilk başta atağı yapmasını alıştığımız etik kurallara göre yanlış ama herkesi yanına alıp gittiysen artık geri dönüşü olmamalı. Etiği, ahlakı bir kere deldiysen dönüşü yoktur. Zaten senin istemeden de olsa atağı sonlandırmana karşılık Froome gelip yokuşta omuz atıyor ve paşa paşa kabul ediyorsun bunu. Sen atağını "Fyoome abi geliyoy, yavaşlayalım, ayıp oymasın" diye kesersen, Froome sana tam virajda uçuruma doğru omuz atar ve ne olduğunu anlamazsın. Sonra bir de özür diliyor Froome ama tekrarlarda gördük ki(altta hemen paylaşıyorum) yanlışlıkla değil, arada mesafe olmasına rağmen Aru'nun önüne kırıp omuz atıp geçiyor. Ahlak, etik, sportmenlik dendiği zaman son sıralara yazılacak Team Sky ve Froome'a karşı etik dışı hareket ediyorsan sürdüreceksin, onlardan korkup da atağı kesersen bu olur, hiç ağlayıp zırlamayacaksın.



Bir de ben bu etik hadisesine zaten takık durumdayım. Bu yarışta nasıl ki kaza olayın içindeyse, mekanik problem de yarışa dahil bir şey. Bunun etiği falan olmamalı. Düşünsenize, Formula 1'de rakibiniz mekanik arıza yaşıyor ve o pite girip çıkana kadar bekliyorsunuz. Komik değil mi bu? Çoğu olaya etik olarak doğrudur değildir diye bakıyor ve "doğru" kısmından yorum yapıyoruz ama artık bıktım açıkçası. Mekanik problemde adamı bekliyorsan kazada da bekle. Biri kaza yapınca yarış veya seyirci kaynaklı olmadıkça bekleniyor mu? Hayır. Dumoulin sıçtı yahu bir buçuk ay önce. Yarım dakika beklediler, sonra basıp gittiler. Yokuş çıkarken Froome efendinin veya x bir kişinin zinciri atacak, lastiği patlayacak, öbürleri de "aa böyle olmadı dur etik değil" diye bekleyecekler. E bunlar neden yarışıyorlar? En ufak fırsatı değerlendirmeyeceklerse ne anladık bu işten? Madem bekleniyor, Dan Martin düştü diye yokuş inildiğinde de beklenseydi. Dan Martin'in elinde miydi o kaza? Saçmalık ya bu bekleme veya atak yapamama hadisesi... Tepki çekeceksem de çekeyim, isteyen istediği gibi gömebilir beni şu an. Ne düşündüğümü beni okuyanlara yansıtmayacaksam yazmanın alemi yok.

Gelelim hepimizi çıldırtan, sinirden televizyonu kucaklayıp balkonlardan atlayacak duruma getiren ikiliye: Fabio Aru ve Jakob Fuglsang. Ben açık konuşayım böyle bir gerizekalılık görmedim uzun zamandır. Bardet önde kaçıyor ve onu yakalayalım diye akıl almaz aptallıklar yaptılar. Bu tamamen Froome'un ardından podyuma razı olmaktır. Başka açıklama bulamıyorum. Strateji, teknik, taktik diye neyi açıklarlarsa açıklasınlar ben inanmayacağım. Bardet'nin atacağı 20-30 saniye fark yüzünden Froome'un önünde çalışıp kendini yormanın hiçbir anlamı yok. Size ne ya? İnişte Bardet sanal sarı mayoya kadar yükselmiş, bırakın çalışmayın Froome düşünsün. Sizi ne ilgilendiriyor? Sizin işinize bile gelir Froome'u beraber yıkmak için. Sonda Froome domestiksiz kalmış, sizin elinize muhtaç ama kalkıp kendisi için çalışıyorsunuz. Aru ve Fuglsang tek olsalar yine anlamsız olurdu ama bundan bir nebze daha az sinirlenirdik. Ama siz orada iki kişiyken nasıl böyle bir saçmalığa imza atarsınız ya? Bunun mantığı nedir kardeşim? Neye dayanarak Froome arkadayken önünde iki Astanalı çalışıp da etabı onun avcuna bırakırsınız?

Sorduğum soruya verdiği cevaplar ve yayınlamam için verdiği için için Ahmet Örken'e tekrar teşekkür ediyorum. Olaya izleyici gözünden bakarken bir de sporcu görüşü yer alsın istedim.

Gerçekten çıldırmamak için zor tutuyorum kendimi ya. Böyle bir beyinsizlikten sonra biz kalan iki haftada ne izleyeceğiz? Froome zaten en güçlü adam. Bırakın yorulsun, bırakın o mücadele etsin kendi sarı mayosu için. Adamın domestiği oldular ya akıl alır gibi değil. Bu büyük bir aptallıktır, tarihte eşine benzerine çok az rastlanacak bir salaklıktır.

Etap sonunda Bardet yakalanınca Froome alsın ve Aru fark yesin istedim. Bir gün böyle bir şey düşüneceğim aklıma gelmezdi ama sağ olsunlar, Astana'nın iki aptalı bunu yaşattılar bana. Porte devre dışı kalmış kazayla da olsa. Üzerine bir de Quintana ve Contador, genel klasmanı noktalamışlar. Froome-Bardet-Aru kalmış üçlü olarak. Bu üçü podyumda olacaklar kaza olmazsa. Hal böyleyken bırak da Froome düşünsün ya. Sen zaten her şekilde podyumdasın ekstra bir sorun yaşamadığın sürece. Deliriyorum ya. Deliriyorum.

10 km Froome için çalıştılar, önünde onu dinlendirip Bardet'yi yakalamasını sağladılar ve üzerine bir de final sprintini kaybedip Froome'dan zaman farkı yediler. Bari bu çalışmayla sprinti alıp Froome'dan bonusla zaman çalsalar dedik ama tam tersi oldu, 4-5 bitirdi Astanalılar ve Froome 3. olarak 4 saniye bonus zamanı çalıp fark da atmış oldu Aru'ya.

Son olarak, zaman limiti dışında kalan ve iki gündür verdiği yarışa tutunma savaşında kaybeden tarafta kalan Arnaud Demare için de üzüldük. Onu limit dahilinde finişe yetiştirmek için kendi yarışlarından da vazgeçen ve taşımaya çalışan Konovalovas, Delage ve Guarnieri de yarış dışı kaldılar zaman limitine takılıp. Ayrıca Juraj Sagan, Matteo Trentin, Jos Van Emden ve Mark Renshaw gibi önemli isimler de zaman limitine takıldılar ve tura veda ettiler.

O kadar çok olay var ki Geraint Thomas ve Robert Gesink'in abandone olmalarını konuşamadık bile. Bunu tek cümleyle geçiyorum zira yeteri kadar uzattık.

Geride kalan iki haftadan umudum kalmadı doğrusu. Böyle aptalca stratejiler Froome'un zaten %80-85 kazanacağı turda elini iyice güçlendiriyor. Yine Froome ve Sky'ın ardında podyum mücadelesi izleyeceğiz. Tersi olursa şaşırırım. Bir gün dinlenme var. Haftalık yazı yerine podcast gelecek... Görüşmek üzere salı akşamı.

-

Güncelleme: Richie Porte'un durumu belli oldu. Kırık yok, çatlaklar var:

19.02.2017

Yarıştan Değil Sürüşten Keyif Alan İsim: Daniel Oss


BMC’den Daniel Oss, geçen yıl Giro’dan sonraki antrenman programını neden bir kenara atıp kendini bir hafta boyunca yollara vurduğunu Cycling Weekly için anlattı.

Daniel Oss, 2017 sezonundaki yürüyüşüne, takım lideri Greg Van Avermaet ile beraber Klasikler’de başlayacak. Bunu geçen yıl İtalya’daki gezisiyle daha da güçlü hale getirdiği bisiklet aşkıyla yapacak.

Bisikletin “Rock Adam”ı -uzun kıvırcık saçları, kocaman gülümsemesi ve büyüleyici mavi gözleriyle- 3500 kilometrelik Giro d’Italia’yı bitirdikten sonra dinlenmeye ihtiyaç duydu. Deniz kenarındaki bir tatil yerine siyah karbon BMC bisikletine atladı, birkaç çanta yüklendi ve yolculuğuna başladı.

Oss, yedi gün boyunca 850 kilometre yol yaptı. Kuzey İtalya’da Garda Gölü kıyısında yer alan Torbole’deki evinden çıkıp Po Vadisi’ni geride bıraktı, Apenninler’e tırmandı ve Toskana’nın ünlü üzüm bağlarını geçti. Bu rota onu batı kıyısında, Livorno’nun güneyinde kumla kaplı sahillerin olduğu Rosignano’ya taşıdı.

“Bisikleti seviyorum ama her zaman yaptığımdan daha farklı bir şey yapmak istedim: yarışlar, antrenmanlar, numaralar, Strava, taktikler... SadeceSür(JustRide), bunlara karşı olarak bulduğum bir hashtag oldu. Başka bir bakış açısıyla, sürüşten keyif almak için sürmekti bu.” dedi Oss.
 “Farklı bir bisikletçi olmak istedim. Yol boyunca birçok güzellik keşfettim. Zamanımı sadece durup fotoğraf çekmek için tırmanyaya veya bir sandviçle sahil kenarında oturmaya harcadım. Bunu yapacak zamanımız yok, profesyoneller olarak harika yerler görüyoruz ama onların değerlerini anlayamıyoruz.”

1.90’lık, 30 yaşındaki bisikletçi, BMC’nin Umman Turu için konakladığı Hormuz Grand Otel’deki odasında oturdu. Masaya doğru dayanıp akıllı telefonunu kurcalamaya başladı. 2009’da Liquigas ile başlayan profesyonel kariyerinin belki de en önemli anlarından birini hatırlayabilmek için biraz sessizliğe ihtiyaç duydu.

Gözlerini sabitleyip tek noktaya odaklayarak “İlk defa böyle bir şey yapmıştım” diye açıklıyor. “Çocukken her şey ortalıkta bisiklet sürmek ve keyif almaktan ibaretti. Sonra erkenden, arkadaşını yenmeye ve yarış kazanmaya çalıştığın mücadele ortamı başladı.”

“Just Ride/Sadece Sür: Konsept şu şekilde, uyanma, gidip biraz yiyecek bulma, rotayı hazırlama ve çantayı toparlama. Sonra sürüş. En sonunda da otel ve akşam yemeği bulma.”

“Bazı düşüncelerim vardı, arkadaşlarımın bulundukları yerlere uğramak istiyordum. Onun dışında da bir yol ayrımına geleceğim zaman o noktadan hemen önce ne yapacağıma karar veriyordum. İçimden nasıl geliyorsa.”

Sosyal medya çağında olduğumuzu düşününce Oss, bir hashtag yaratmadan hareket etmek istemedi. Haziran ayı başlarında bir arkadaşı, “Oğlum, insanları da sürüş için teşvik et” dedi kendisine: “İlginç bir fikirdi ve bisiklete farklı bir bakış sağlayabilirdi.”

Arkadaşı, bir kamera ve araçla kendisini takip edebilmek için Oss’u ikna etti ve bu da kaplan maskeli Oss’un, gerçek hayattaki Oss’u kovaladığı gibi eğlenceli videoların ortaya çıkmasını sağladı.

Oss yine de tüm ekipmanlarını kendisinin taşıdığını ve yolculuğu boyunca kendisini takip eden bir araç olduğunu unuttuğunu söylüyor. Tamamen “kendi dünyası”ndaydı.

Klasikler’de Van Avermaet için çalışırken Ronde’de kaza yapıp omzunu çatlatması ve Giro’da üç hafta boyunca Darwin Atapuma’ya genel klasman mücadelesinde yardımcı olmasının ardından bu yolculuk ortaya çıktı.

“Dışarı çıkmak ve eğlenmek istedim. Sürüş tarzımı değiştirmek için,” dedi ve devam etti Oss: “Her zaman antrenman ve diyet yapıyoruz. Giro sonrası tüm bunlardan biraz sıkılmıştım. Yükümü azaltmam lazımdı.”

“Profesyonelim, %100, ama bazen Giro’dan veya tüm sezondan sonra yoruluyorsunuz. Bu başka bir şeydi, sadece sürmek, istediğin yerde durmak, eğlenmek için fotoğraflar çekmek. Düşünün; arabayla bu mesafeleri katetseniz her şeye göremezsiniz ve çok çabuk geçer gidersiniz, yürüyerek ise her şeyi görmek için bu kadar mesafe katedemezsiniz.”
“Gideceğim yerleri ne kadar vakit harcayacağıma göre seçtim. İlk gün tamamen düzdü, 200 kilometre civarıydı. Bunun karşılığında aniden bastıran yağmur sonucu bir günümü ağırdan aldım. Giro’yu zaten tamamlamıştım, boşuna kendime öldürmeye niyetim yoktu.”

Oss, Cesenatico’da Marco Pantani’ye saygılarını sundu. Ülkenin omurgası gibi uzanıp giden Apenninleri tırmanıp geçitleri geçtikten sonra kendini, eskiden amatörken S.S. Aquila takımı ile antrenman yaptığı Toskana yollarında buldu. Duygulanıp Aquila’daki sportif direktörünü aradı.

“Floransa’ya vardım, eski bisiklet arkadaşlarım son dakikada bir yemek organize ettiler,” dedi Oss. “Yeni genç bir bisikletçi gruba hikayemi anlattım. Oradaki bazı yaşlılar, 70 yaşındakiler, ‘Bunu niye yapıyorsun? Delirmişsin sen’ dediler. Ama ‘Ne kadar güzel!’ diye de eklediler.”

“Bisiklet Tanrıları”


Oss’un macerası hızlı ilerledi. Amatörlüğünde kısa ve orta mesafe arasında gidip gelen bir yeteneği vardı. Bireysel ve takım olarak pistte yarıştı. Takımla 2007’de Mallorca’daki Dünya Şampiyonası’na katılıp hem takım takipte hem de puan yarışında mücadele etti.

Sonra yola transfer oldu. Lime yeşili Liquigas takımndayken saçları kısaydı, görülür bir dövmesi yoktu, sprinte başladı ve Klasikler’de Peter Sagan’a yardımcı oldu. BMC Racing, 2012’de Sagan’ın en iyi sonuçları olan Milan-San Remo dördüncülüğü ve Ronde beşinciliğine olan katkılarını not almıştı. Oss, San Remo’da aynı finişte dokuzuncu sırada yer aldı.

“Profesyonel kariyerin ilk yılları farklı. Kendini ve hangi tür bisikletçi olduğunu keşfetmeye çalışıyorsun. Liquigas’tan sonra BMC’de çok olgunlaştım,” diyor Oss.

BMC Racing onu başka bir seviyeye taşıdı. Antrenörleri Marco Pinotti ve Dario Broccardo onu takım zamana karşının önemli parçalarından biri olarak geliştirdiler. Beraber iki dünya şampiyonluğu, 2015 Tour de France etabı, Criterium du Dauphine etabı, Tirreno-Adriatico etabı ve daha fazlasını kazandılar.

“Yıllar sonra kaybettiğimiz ilk yarış geçen yıl Doha’daki Dünya Şampiyonası oldu” diye devam ediyor. “Takım zamana karşı benim için mükemmel. Bunu yapacak ve kazanacak yeteneklerim var. Öncesindeki hazırlığı da, yarışın kendisini de, sonrasını da seviyorum.”

“Stresli bir şey, performansınızı diğerleriyle paylaşmalısınız. Birlik olmanız ve takım arkadaşlarınızı anlamanız lazım, kimin önde veya arkada yer alacağını anlamak için. Çok teknik ve yorucu. Saniyelere bağlı bir şey. Diğerlerini toparlamak için kendinizi öne atmanız gerekiyor, siz acı çekerken de onların aynısını yapmaları gerekiyor.”
2013’ten bu yana dövmeler, saçlarının uzamasına benzer bir hızda kollarını sarmaya başladılar. BMC’nin ve elbette Van Avermaet’ın ona olan güvenleri arttı. Oss, Manuel Quinziato, Michael Schar, Jean-Pierre Drucker ve Stefan Küng ile beraber takımın Klasikler kadrosunun önemli bir parçası.

“Kazanmak için çalışıyoruz ve bu motive ediyor. Greg(Van Avermaet), sarı mayo, Olimpiyat altını gibi bazı hedeflerini çoktan gerçekleştirdi. Ronde gibi büyük bir yarışı -kendisi ve bizim için bir ilk olarak- kazanmak için güveni var. Bu bize büyük güç verirken bana da güven veriyor. Onun yeteneklerine güveniyorum, o da benim ona verebileceklerime güveniyor.”

“Genellikle benim işim son kısımda. Eğer Ronde’den bahsedecek olursak benim görevim Taaienberg’de önde kalıp finişe kadar gitmek. Greg’in yanında olmam ve onun kazanabilmesi için diğerlerinin ataklarını karşılamam veya onun kazandığına emin olmasını sağlamam gereken yerler buralar.”

Wattlar, kaloriler ve kilometrelere odaklanıp bir keşiş gibi inziva hayatı yaşayanların yanında Klasikler’e katılmak bir rock festivaline katılmak gibi.

“Tam anlamıyla bir adrenalin, duygu, güç ve yorgunluk patlaması. Hepsi aynı grubun içinde; peloton. Bu bir rock festivali. Bir şarkı olsaydı AC/DC’den veya Queens of the Stone Age’den bir şarkı olurdu. Güçlü davullar ve baslar.” diye açıklıyor.

“Seyircilerin nasıl toplandıkları ve izledikleri harika. Sizin yerinizde olabilmek için her şeylerini verebilirler. Sizinle beraber pedallıyorlar. Kwaremont’ta sarhoşlar ve imkan olsa bizi eve kadar iterler. Bira kokusunu alabiliyorsunuz, iğrenç bir şey.”
“Dünyadaki en güçlü bisikletçiler oradalar. Onlar “Kuzeyin zorlu çocukları”. Liege-Bastogne-Liege’dekiler için “gerçek birer adam değiller” demek istemiyorum ama Ronde’de ilk 20’de yer alanlar 9000 beygirlik motora sahip büyük, dev adamlar. Bisikletin tanrıları. Cancellara, Sagan, Greg... Yeteneklerinden ve yaptıklarından çok etkilendim.”


Sürüş Aşkı İçin


Oss'un Klasikleri tarif edişi, tıpkı Paris-Roubaix veya Ronde’yi anlatmak için kullandığı ifadeler gibi oldukça parlak ve canlı. Görünen o ki bu sürüş, Veneto ve Friuli-Venezia Giulia bölgesi çevresinde yarışmaya başlayan o içindeki küçük çocuğu uyandırmaya yetmiş.

“Bisikletimi sürmeyi seviyorum” diyor ve ekliyor, “Diğerlerinin de buna ihtiyacı var. Fabio Aru’nun da benzer şekilde fişi çekmesi lazım. Ona ve diğer herkese aynısını tavsiye ediyorum. İtalya’nın dört bir yanında, Aru gibi birini bisikletiyle turlarken görmek çok sıcak karşılanacaktır.”

“Turum sırasında birçok kişi benim arkamdaydı. Birçok kişi, hem gençler hem de yetişkinler, hakkımda tweet attılar. Çocuklar için bir profesyonelin böyle bir şey yaptığını görmek düşündürücüydü. Diğer türlü sadece yarışırken görüyorlardı. Bu onlara farklı bir boyut kazandırdı.”

Oss, Umman Turu’na katılan ve lobide akşam yemeğine doğru hareketlenen diğer sporculara baktı. Hem akşam yemeği hem de önümüzdeki sezon için o da çok açtı. Telefonunu aldı, ayağaka kalktı ve serüvenine devam etti. 

Bu yazının orijinali 18 Şubat 2017 günü Gregor Brown tarafından Cycling Weekly için kaleme alnmıştır.

Bu çeviri artemiofranchi.org dışında kaynak gösterilse dahi izin alınmadan yayınlanamaz.

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO