marcel kittel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
marcel kittel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20.07.2017

Tour de France 2017: 17. Etap

Alpler nihayet geldi çattı ve son iki yokuş etabına girdik. Bu etapla da biri geride kalmış oldu ancak vadettikleri ile elde edilen şeyler bambaşka oldu. Bu etapta yeşil mayoda değişimi ve sürpriz iki abandoneyi kimse beklemiyordu muhtemelen. Thibaut Pinot ve Marcel Kittel abandone oldular, mayo da Michael Matthews'a geçti. Kazanan ise 35 km kala yaptığı solo atakla Primoz Roglic oldu. Bisikletin en enteresan karakterlerinden, hikayesi en acayip adamlarından Roglic, yükselişine adım adım devam ediyor. Geçen yıl Giro'da kıl payı kaçırdığı zamana karşı etabından sonra bu defa kazanmayı başardı. Üstelik uzman olduğu zamana karşıda değil, Telegraph-Galibier ikilisinin çıkıldığı günde yaptı bunu. Yokuş ve etap kovalayan bir zamana karşıcı mı olur, Ardenne klasiklerine mi yönelir yoksa genel klasman mı kovalar bilmiyorum ama şu karar aşaması sayılabilecek iki-üç yılında bir genel klasmancıya dönüşmesini çok çok istiyorum. Çok heyecan veriyor kendisi.

Blogda daha önce kimi çevirsek uğurlu gelmişti o kişiye, Roglic için de değişmedi kural. Ögeday'ın yaptığı Roglic çevirisine buradan ulaşabilirsiniz: http://www.artemiofranchi.org/2017/02/primoz-roglic-kimdir.html

Roglic'in galibiyeti dışında genel olarak yaşananlara uzun uzun değinmek istemiyorum çünkü artık keyif almıyorum Tour de France 2017'den. Bardet kendi başına bir şeyler deniyor, Froome yakalıyor, Uran en güçlü bacaklara sahip belki de ama o da gitmiyor, Aru desen zaten neyse şimdi.......

Uran neden hiç atak denemiyor bilmiyorum ama kazanmaktansa podyumu garantiye almayı düşünmesi en yüksek ihtimal. Muhtemelen burada podyumda yer almaya veya kazanmaya bu kadar yaklaşmaya takımı da ihtimal vermiyordu. Temkinli olmalarını bir nebze anlıyorum. Domestiğiniz yokken Aru-Bardet-Froome üçlüsüne karşı tek atak şansınız olur ve eğer başaramazsanız bir dahaki atakta çatır çutur yerler sizi. Belki de Izoard'ı bekliyordur. Bugün ikinci sıraya ortak oldu, zamana karşıda Bardet'yi yer bitirir, en kötü ikinci olur. Şu an Froome'un 27 saniye gerisindeler ve Bardet için son şans Izoard yokuşu olacak. Adeta ya hep ya hiç diye saldırmak zorunda. Yoksa zamana karşısı hiç iyi değil, belki Aru ile mücadele eder ve geçer ama Uran ve Froome'dan fark yiyecek.

Bu ataksızlık ve büyük beklentilerle başlayıp bomboş, heyecansız geçen etaplar beni genel klasman konuşmaktan soğuttu. Daha doğrusu her gün aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Gerçekten bıktık yahu. Atak yok, kimse kimseyi dökmüyor, son anda zaman bonusu varsa sprint atıyorlar. Sadece Aru denen salak arkadaşımız iki etapta çok alakasız zaman kaybı yaşadı ve podyumdan düştü. Izoard'da harcayacak bir yakıtı yoksa şampiyonluk değil podyum mücadelesi de bitti onun için.

Günün üzücü gelişmesine dönelim: Marcel Kittel. Etabın ilk bölümlerinde yaptığı kazadan sonra sağ dizi kanlar içindeydi, sağ omzunda da mayosu yırtılmıştı. Ne yazık ki olmadı, devam edemedi. Bir gün önce sprint etabında çapraz rüzgar kurbanı oldu, Team Sunweb adeta dürüme sarıp tatlı tatlı yedi Kittel'i. Bugün de direnecek gücü kalmadı kazadan sonra. Michael Matthews, Kittel abandone olmadan önce ikinci derece yokuşu aşıp sprint kapısını almıştı ve farkı dokuza kadar indirmişti. Matthews sonuna kadar hak etmişti bu turda bir ödül almayı ama keşke bir iki etapta daha zorlayıp Kittel de yarışırken kazansaydı. Hem Kittel'in yeşil mayo hikayesi yarım kaldı hem de Matthews'ın olası yeşil mayo zaferindeki epik detaylardan biri uçtu gitti. Yapacak bir şey yok, bisikletin acımasız yönü işte. Üç haftanın her gününü sağlam çıkarma ihtimaliniz yok. Düz yolda düşen Kittel abandone olurken Porte ile beraber 72 km/s hızla inerken kayaya çarpan Dan Martin devam edebiliyor. Düşerken kazanın nasıl sonuçlanacağı büyük bir piyango bazen. Bu yıl çok fazla iyi adamı beklenmedik şekilde yarıştan uğurladık, umarım kalan dört etapta daha fazla can sıkıcı abandone görmeyiz.

12.07.2017

Tour de France 2017: 11. Etap - Kittel Tarihe Geçti

Böyle karbon kopya misali etaplardan bıktık doğrusu. Neyse ki önümüzde genel klasmanı baştan aşağı yeniden yazması beklenen bir perşembe-cuma ikilisi var da kendimize geleceğiz.

Yine tüm gücüyle çalışan ama Greipel'e bir şey kazandıramayan Lotto-Soudal vardı sahnede. Bu etap, onlar adına bir gün önceki 10. etaptaki kadar rezil olmasa da şu geride kalan iki etap hanelerine çok ciddi bir eksi yazdırdı. Üstelik bu eksi puanları sadece Tour değil, sezon geneli için de yazarım ben hiç düşünmeden. Greipel'in bu kadar pasif kaldığı bir tur hatırlamıyorum ben. Neresinden bakarsak bakalım üzücü gerçekten.

10. etap yazısını yazarken "belki 11'de bir şeyler olur" dediğim için pişmanım. Keşke iki etabı aynı anda yazıp en azından daha elle tutulur bir içerik sağlasaydım diyorum şu an. Bu sezon Grand Tour'lar dengesiz profilleriyle işimizi zorlaştırdılar. Giro'da dağlık etap yoğunluğu iyi bir sonuç vermedi ve büyük oranda hareketsiz yokuşlar izledik. Tersi şekilde Tour'daki az yokuş ve dağlık etap yoğunluğu da sprintten bıkma noktasına getirdi. Bunu diyen ben, bisikleti Cavendish ve sprint etapları ile sevmiş bir adamım üstelik.

Kittel dünkü veya daha önce kazandığı etaplardaki gibi Cav-Sagan ikilisini kenara koyarsak çok açık farkla en güçlü olduğunu gösterdi. Ben iddiamın her zaman arkasındayım, Tour 2016'da da gördük, Cavendish iyi olduğu zaman onunla rekabet edebilecek biri yok. En iyi Kittel'i, en iyi Sagan'ı veya en iyi başka bir ismi şu an yenebilirsiniz ama en iyi Cavendish'i kimse yenemez. Kittel bu boşluğu muhteşem değerlendirdi, meydanı böyle boş buldun mu adını tarihe kazıyacaksın. O da öyle yapıyor. 1909'dan bu yana ilk 11 etapta 5 galibiyet alabilen başka bir isim yok. Tarihe geçti Kittel. Birkaç yıl sonra "ama Cav yoktu, Demare yoktu, Sagan yoktu..." diye konuşmayacak kimse. Kittel 2017'de Fransa'da adım adım herkesi ezerek yeşil mayoyu aldı diyeceğiz.

Günün talihsizleri Astana ve sorun yaşayan AG2R takımı ve lideri Bardet oldular. Umarım yokuşlara etki edecek bir problem yoktur Fransız takımında. Bardet son metreye kadar bu işin içinde olmalı. En atak, en korkusuz, en mücadeleci iki isimden biri çünkü Aru ile beraber. Aru demişken de Astana'nın yaşadığı soruna dönelim: Dario Cataldo kolunu acı içinde tutarak Tour de France 2017 macerasını noktaladı. Çok güçlü Sky'a karşı çok güçlü bir domestik elden gitmiş oldu. Fuglsang da biraz kötü işaret verdi bu düz etapta ama yokuşa bir şeyi kalacağını sanmam. Fuglsang biraz başına buyruk davranmayıp tam olarak süper domestiklik yapmaya ikna olursa Aru, Paris'te sarı mayoyla belirebilir. Göreceğiz hepsini.

Etaptan ziyade öylesine ortaya karışık görüş bildirme yazısı oldu... Nihayet az sayıdaki dağlık etaplardan birindeyiz perşembe günü, kıymetini bilelim. Aru ve Bardet ceplerinde bir şeyler saklıyorlar, hala oynayacakları kozları var. Merakla bekliyorum. Astana'nın yine aptalca bir Froome domestikliği yapmamasını diliyorum tabii bir de.

11.07.2017

Tour de France 2017: 10. Etap

Yine bir şeyler karalamanın zor olduğu günlerden birini yaşadık. 11. etabı da bağlayıp ikili yazmak daha doğru olacaktı ama belki 11. etapta farklı veya konuşulacak bir gelişme olur diye bunu ayrı tutmak istedim.

Etapla ilgili anlatılacak her şey son kilometrelerde oldu. Öncesindeki upuzun bölüm "gittiler, gittiler, biraz daha gittiler, sonra tekrar gittiler, gittiler..." diye anlatmaktan başka bir şeye sahne olmadı. Son bölümdeki birkaç kilometrede Lotto-Soudal, mecaz anlamdaki treni geçtim gerçek bir tren gibi çalıştı. Neredeyse tam kadro, Greipel'i istediği etap galibiyetine taşımak istediler. Tam tersi şekilde Quick-Step ve Kittel üç kişi bile dizilemediler. Sabatini-Kittel ikilisine Stybar birkaç dakika eşlik edebildi o kadar. Direct Energie de alamayacağı etap için deli gibi çalıştı ama neyse, ufak bir takımı böyle bir etap çabası boşa gitti diye ezmeye gerek yok. Olabilecek en iyisini yaptılar, olmadı. Kittel, diğerlerinden çok daha önde, son 30 metrede pedal çevirmeyi bırakıp sevinmeye başladı ve ona rağmen farklı kazandı.

Bunlardan bahsetme sebebim ilk 10'daki sürpriz sonuç oldu. Kittel'in kazanması sürpriz değil elbette, o zaten en garanti yoldu. Demare yok, Cav-Sagan yok, Greipel bir türlü patlayıcı gücü ortaya çıkaramıyor derken zaten meydan onun. Sürpriz kısım Greipel'in ilk 10'a girememesi oldu. Bu kadar ciddi, sağlam ve istekli çalışan bir sprint treni, günümüzün en büyük sprinterlerinden birini nasıl olduysa ilk 10'a sokamadı. O sondaki iki dönüş biraz düzeni bozdu herhalde. Kendisi de güçlü mü kalamadı, ne oldu bitti bilmiyoruz. Garip yani böyle bir adamın ilk 10 yapamaması.

Greipel, hayatının en kötü sprintlerinden birini attığı etap sonrasında şöyle bir tweet attı: "Lotto-Soudal'in sprint için her şeyini vermesinden mutluyum. Kendi performansımdan utanç duyuyorum. Marcel Kittel'e tebrikler."

Görüldüğü üzere teknik bir sorun yok, kötüydüm ve olmadı diyor.

Bana da etapla ilgili yazıyı noktalamak kalıyor. Epey uzun bile yazdım herhalde bu boş etap hakkında.

7.07.2017

Tour de France 2017: 6. ve 7. Etaplar

Bir günlük aradan sonra beraberiz yeniden. 6. etap o kadar durgun ve sakin geçti ki inanın üç cümleden fazlasını yazamadım. Tam anlamıyla şöyle tarif edebiliyorum: Gittiler, gittiler, gittiler... Biraz daha gittiler... En sonunda sprint oldu Kittel kazandı. Bu kadar. Böyle etapları +200 km yerine 140-160 arası tasarlamak hem güçlü kaçışlara hem de daha hızlı etaplara sebep oluyor. Tour yönetimi biraz heyecanı öldürdü bu kadar uzun iki sprint etabını üst üste koyarak. Neyse ki cayır cayır yanacak, TV karşısında insanı zıplatacak iki yokuş etabı var önümüzde. Hafta sonu gönlümüzü almayı başarıyorlar.

Neyse, 6. etap diyorduk. Çok da bir şey olmadı, sadece iki gün öncesindeki kazayı tekrar izlemekten kıl payı kurtulduk diyebilirim. Demare bariyerlere sıkışıyordu. Sagan-Cav mevzusunun benzeri oldu Demare-Kristoff arasında, sadece dirsek ve tehlikeli itiş kakış yoktu. Cavendish'in dirsek yemeden son anda bariyerden çıktığını düşünün, o işte olan şey. Demare-Kristoff ikilisine "eyvah eyvah" diye odaklanmışken önünde üç dört farklı bomboş sprint çizgisi bulan Kittel boşluğu değerlendirip çocuk oyuncağı gibi aldı sprinti. Başka da bir şey olmadı.

7. etap ise başlı başına ayrı bir yazı olmayı hak ediyor ki zaten görselde de onu kullandım. Sadece Tour de France tarihinin değil, dünya spor tarihinin en yakın finişlerinden birini izledik. Böyle anlarda gelişen teknoloji yüzünden nanometrik farkların bile ölçülebilmesi ve liderliğin paylaştırılmamasına üzülüyorum doğrusu. Teknolojinin bu kadar ilerlemiş hali her zaman mutluluk vermiyor yani. İlk birkaç dakika hemen bir isim açıklanamazken Tour yönetimi Kittel'e verdi etabı. Kittel kazandı dense de Dimension Data, resmi Twitter hesabından "Henüz kesin sonuç gelmedi, ultra çözünürlüklü fotoğraflara göre Boasson Hagen kazandı, onay bekliyoruz" açıklamasını yaptı. Ancak birkaç dakika sonrasında Boasson Hagen'i ikinciliği için tebrik ettiler. Tüm bunlardan ve Kittel yeni yeşil mayo olduktan kısa bir süre sonra ise resmi zaman sponsoru Tissot, "saniyenin on binde üçü farkla Kittel kazandı, metrik fark ise altı milimetre" diyerek tüm tartışmalara noktayı koydu.

7. etapta dikkat çekenler, Demare'ın sprinte hiç girememesi ve Boasson Hagen'in, Cavendish'in domestikliğinden ana sprinterliğe terfi ettiği turda etap kazanacak kadar büyük bir sprint atması oldu. Demare bir açıklama yaptı ama o an mobilde olduğum için söylediklerine odaklanamadım. Özür dilerim bu konuda bir detay yazamadığım için. Gördüğünüz gibi iki dakika ara verip Twitter'dan kontrol etmeye de üşendim. Affettireceğim bu tembellikleri, önümüzdeki iki dağlık etapta. Boasson Hagen'in de bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum. Cavendish sağlam devam etse Renshaw ile birlikte kendisini uçuracakmış demek ki. Şansını kendi kullanıyor ve şimdilik epey iyi. Bu formuna ve gücüne bir etap yakışır, umarım başarır. Keşke Boasson Hagen kazansaydı ve beklentileri yıkıp geçen bir sonuç görseydik. Benim gözümde de çoğu kişinin gözünde de Boasson Hagen bu etabın fahri birincisi oldu gerçi.

Bir de ben bu sprintlerde Degenkolb'ü görememekten rahatsızım. Greipel ve Kittel'in arasına girmeli üçüncü Alman olarak. Keza Kristoff da üstlerde yer almasına rağmen biraz güçsüz kalıyor etaplarda. Kittel böyle giderse kendi ciddi bir hata yapmadıkça her şeyi süpürecek... Bak aklıma Nacer Bouhanni geldi. "Şekilli genç" gibi takılmaktan başka bir işi yok. Kazanın olduğu sprintte en iyi sprintini attı, onu da Demare kapattı, bir daha da görmedik. Neyse bu vasat hakkında daha çok yazıp biricik laptopumun klavyesine daha çok zarar vermeyeyim.

İki günlük sıkıcı ve tatsız, haddinden fazla uzun sprintler geride kaldılar. Şimdi gergin geçecek, alev alev yanacak, acı ve mücadele dolu iki etapta. Genel klasman ateşini iliklerimize kadar hissedeceğimiz iki gün yaşamayı diliyorum. Sonraki etapta görüşmek üzere.

2.07.2017

Tour de France 2017: 2. Etap - Kittel Geri Döndü!

Almanya'dan Belçika'ya geçilen günde, klasik gri bir Belçika havasında geçen etapta Almanların istediği oldu. Marcel Kittel etabı ve yeşil mayoyu aldı. Etapların baştan sona yayınlanma fikri başta sıkıcı geldi ama dünkü zamana karşıyı saymazsak bugün bunu ilk kez deneyimlemek hoşuma gitti. Taylor Phinney ilk Tour de France katılımının henüz ikinci etabında ilk yokuş kapısını ilk sırada geçerken canlı canlı izledik. Normalde bunu 100-150 km kala bağlandığımız bir etapta "Phinney kapıyı önde geçti" olarak duyacaktık. Bacaklar diriyken güzel bir sprint attılar yokuş kapısında, iyi ki izledik.

Sonucu saymazsak günün iki olayı var. İlki, Phinney ve Offredo'nun son 1.5 km'ye kadar dayanmaları oldu ki keşke etabı alsalardı o kadar çabadan sonra. 27 ve 30 yaşındaki iki adam da kariyerlerinde ilk kez Tour de France'ta yarışıyorlar. İlk Tour de France'larındaki ilk yol etaplarını almaları muazzam bir hikaye olurdu. Hele Phinney gibi sakatlıklar ve kazalarla sıkça boğuşmuş bir adam için...

Günün diğer olayına gelelim... 30 km kala Sky'da sarı mayolu Geraint Thomas ve bir numaralı favori Chris Froome dahil birkaç kişi yerde kaldı. En önde liderlerini korurlarken en önde yaşanan kaza onları bir anda kaosa soktu. Kazaya karışanlardan en önemli ikinci isim Romain Bardet oldu. Fransızların podyum ve hatta şampiyonluk umudunun yanında takım arkadaşı, yarının favorisi Oliver Naesen de düştü. Bardet, önünde Naesen gibi bir motor olduğundan şanslıydı, hemen peloton'a yetişti. Froome ise takım arkadaşı Knees'in ardında kısa sürede peloton'a tutunsa da bisiklet değişimi için takım aracına geri gitti ve tekrar peloton'u yakalamaya çalıştı. 30 saniye geride kalıp, birkaç km boyunca ekstra bir güç harcadı ama yarışın geleceği için çok da problem değil. Team Sky'ın sarı mayo stratejisi konusunda ilk ipuçlarını gördük etapta. Froome da yetiştikten sonra Kiryienka'yı öne attılar ve kaçan grubu yakalamak için sprint hedefleri olmamasına rağmen bir süre çaba harcadılar. Çünkü Phinney, yakalanmaması durumunda sarı mayoyu alacaktı. Gün sonunda sarı mayo Geraint Thomas'ta kaldı. Sky belki de mayoya baştan sonra sahip olup görülmemiş bir gövde gösterisi yapmanın peşinde. Bekleyelim bakalım.


Sprinte gelirsek, Kittel kazandı ama sonuç listesinde de gördüğünüz gibi tam anlamıyla "herkes oradaydı" diyebiliriz. Olmayan yoktu. Hiçbir favori geri kalmayıp bize son yılların en kalabalık ve heyecanlı finişlerinden birini izlettiler. Mark Cavendish son anda Arnaud Demare'ın arkasında kaldı, muhtemelen ikinci olacaktı, dördüncülükle yetindi. Demare önünü kesti demiyorum zira Demare'ın da kazanabilmek için yana doğru açılması lazımdı. Biraz doğru yolu seçememek oldu Cavendish'in şanssızlığı. Andre Greipel ise her zaman "oralarda" olacağını gösterdi. Sessiz sakin bir şekilde üçüncü oldu. Peter Sagan'ın önde başladığı sprintte 10. bitirmesi biraz garip oldu bence. Etap ortalarında sohbet ettiği Michael Matthews ile arka arkaya bitirmiş oldular. Yine de Matthews-Bouhanni-Sagan üçlüsünün Swift'e geçilmeleri beni biraz güldürdü. Tabii ki ciddiye alınacak bir şey değil, birkaç milimetre ile kaybettiler. Sadece kağıt üzerinde bakıyorum olaya. Elbette kalabalığın arasında değil de başa baş kalsalar Swift'i ağlatarak geri gönderirler.

Gelecekte bu sprinterlerden eksilen olmazsa Paris'e kadar böylesine güçlü, kalabalık ve kıran kırana sprintler izleyeceğiz muhtemelen. Bugün Kittel aldı ama böyle kalabalık bir ortamda kesinlikle tek bir ismin ambargo koyması mümkün değil. Bunu ancak formda bir Cavendish yapar. İlerleyen etaplarda en az üç farklı isimden etap bekliyorum -Cavendish'in formunun iyi olmadığını düşünerek.

3. etapta Belçika klasiklerini aratmayan bir profil var. Etap baştan sona izlenebilecek bir kaos ortamına sahip olabilir. Ara ara yağmur yağma ihtimali de var ki sonlara doğru yağış artarsa bizim bile kalp ritmimiz tavan yapabilir. Herkese iyi seyirler... Bir sonraki etapta görüşmek üzere.

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO