31.07.2008

Morgan De Sanctis Galatasaray'da

O da artık bir aslan. Morgan De Sanctis 1 sene kiralık olarak Galatasaray'da. 2009'da sözleşmesi bitiyor, kiralamanın mantığını anlayamadım şimdi ben, seneye beğenirsek bedavaya alabiliriz bonservissiz. Değişik bir anlaşma olmuş bu..

http://www.galatasaray.org/kulup/haber/1591.php

2008/2009 Transfer Sezonu : Tottenham Hotspur

Bu sezon transferde adı sıkça geçecekti Tottenham'ın, çünkü Ramos istediği takımı henüz kurabilmiş değildi. Devre arasında takım kurmak imkansız olduğu için Tottenham'ın bu yazı hareketli geçirmesi bekleniyordu. Doğrusu beklediğimden daha fazla etkili oldular 2 aydır ve sadece kendilerini de etkilemediler.

Tottenham'ın bu sene Berbatov'u satıp kaynak yaratacağı ve bu şekilde transfer haritasını çizeceği düşünülüyordu. Berbatov'un alıcısı zaten geçtiğimiz sezondan hazırdı : Manchester United. Tottenham bu transfer için gönülsüz davrandı biraz, daha sonra M.United baskı yaptı ama olmadı henüz.

Neyse sondan değil baştan devam edelim.. Yeni sezon öncesi ilk ciddi transflerini 20 Milyon Pound ödeyerek Luka Modric ile yaptılar, bu transferin başarısız olma ihtimali pek yok, fazla yorumlamak gereksiz olur, Modric sahada fazlasıyla konuşacak sezon boyu. İkinci hamleyi ise sadece 6 Milyon € karşılığında Giovani Dos Santos'u alarak yaptılar. Böylesine geleceği parlak bir ismi çok ucuza kapatmışlardı. Daha sonra keleye Gomes'i aldılar PSV'den, bu hamle de Isaksson'un peşinden koşan ve anlaşmak üzere olan Galatasaray'ı etkiledi ve Isaksson PSV'li oldu. Gomes'i alınca Robinson'a yol gözükmüştü ki o yol da Blackburn'e çıktı. Blackburn'e Robinson'ı verdikten bir kaç gün sonra David Bentley'i aldılar oradan, ki Arsenal'in zamanında nasıl bıraktığını anlamadığım adamlardandır Bentley.

Böyle bir kaç transferle göze batmamıştı Tottenham ama Robbie Keane'in Liverpool'a gidişi bir anda bir kaç kulübü etkileyen bir transfer oldu. 20 Milyon Pound'luk müthiş bir fiyatla birlikte Keane kırmızı formayı giyerken başka bir kırmızı Manchester United'ın işleri de karışıyordu. Berbatov için 35-36 Milyon Euro'ya çıkmıştı Kırmızı Şeytanlar. Ancak Keane'i satıp parayı bulan Tottenham 35-36 Milyonlara tamam dedi ama Euro değil Pound olarak. Bu da Manchester United yönetiminin tamam dese bile Sir Alex Ferguson'un olmaz diyeceği bir miktar. Berbatov'dan ümidi kesmeye başlayan Manchester da doğruluğu tartışılır olsa da Thierry Henry ile ilgilenmeye başladı. Henry ise Trezeguet'nin Barça'ya gidişinde önemli bir etken olabilir. Henry takımdan giderse Trezeguet'nin Barça'ya şimdiki gibi olumlu bakacağını sanmıyorum.

Keane transferi bu kadar etkileyip karıştırdı ortalığı ki dahası da var. Liverpool Keane'e verdiği parayı telafi etmek için gözden çıkardığı Xabi Alonso'yu biraz daha makul ücrete gönderebilir ki Fenerbahçe için yeni bir fırsat oldu bu aslında. Tottenham'da Modric ve Giovani'ye verilen para muhtemelen önceki sezondan planlanan transfer bütçesine bağlıydı. Şu an ellerinde Keane'den gelen 20 Milyon'luk yeni bir kaynak var. Herşey bir yana Tottenham eğer Berbatov'u da 30 Milyon Pound civarı bir bedelle gönderirse o zaman daha da karışacak piyasa. Ellerinde 50 Milyon Pound ve transfer isteyen Juande Ramos olacak. Acaba diyorum bir Valencialı getirebilir mi Tottenham'a bu parayla ?

2008/2009 Sezonu Formaları : Fiorentina

Altta Demir İtalya'yı yazıp "Fiorentina yeni formaları çıkarttı mı ?" diye sorunca bu postu yazma gereği duydum cevap olarak. 3 forma da klasik formalar oldu bu sezon da. Değişen bir iki çizgi dışında yine Lotto'nun aynı tasarım üzerine yaptığı 3 forma var. Değişen pek fazla birşey yok yani önceki sezona göre. Kırmızı forma ile değişik şeyler yapılabilir ama bunun için Adidas veya Nike gerekiyor, Lotto tek tasarım yapıp 3 ayrı renk sunmaya devam ediyor. Seri üretim t-shirt değil de Fiorentina'nın formalarını ürettiklerini bir şekilde hatırlatmak lazım kendilerine.




2008-09 sezonu formaları : italya

milan geçen seneki başarısız formanın ardından bu sene gözlerimizin pasını alan bir formayla sahaya çıkacak..çubukların çok olması ve siyahın ağırlıkta olması güzel.. şort beyaz yine klasik..


sadece italya'da değil bence avrupadaki en güzel forma olabilir bu.. bu kadar sade.. bu kadar güzel.. bu kadar marka değeri taşıyan forma kalmadı denebilir artık.. bilbao reklam aldı.. barcelona renkleri parlattı.. forma.. budur.. sarı - siyah yedek formalarıda aynı güzellikte..



nike juve ve intere renkleri değiştirip aynı formayı vurmuş pilot klüpler sanki.. juventus biraz daha çizgileri çok yapmalıydı eskisi gibi ama güzel duruyor yine tek eksisi aynı olmaları..

Unutulmayanlar #1

Gabriel Batistuta, 10 Nisan 1997, Camp Nou

Yeni serinin ilk ismi blogun yan tarafında duran fotoğraf ile birlikte Batistuta oldu. 11 yıldır amatör olsun profesyonel olsun sayısız futbolcunun kullandığı "sus" işareti işte bu fotoğrafın çekildiği zaman doğdu. 1-0 geride olan Fiorentina Batigol'ün unutulmaz gollerinden biri ile skoru 1-1'e taşıyordu ve golün sahibi Batigol parmağını ağzına doğru götürüp kendi etrafında dönerek 100.000 Katalan'a "susun" diyordu.  Batistuta bu hareketi yaparken daha sonra yüzlerce oyuncuya ilham kaynağı olacağını düşünüyor muydu acaba ?
~

Bu seriye "Legends" etiketi ile de ulaşabilirsiniz, böyle unutulmayan anları, isimleri, formaları, kadroları, görüntüleri bu seriye bağlı kalarak yazmaya devam edeceğim. Kendisi beni Rainbow Box dizisine karıştırmasa da Demir'in bu diziye katkıları olacaktır umarım.

30.07.2008

Tatilin Bedeli : 104.000 €

Takım çalışırken Brezilya'da tatilini uzatıp keyif sürmenin bedeli 104.000 € ediyormuş öğrenmiş olduk. Haberi NTVSpor verdiğine göre habere şüpheyle yaklaşmaya gerek yok sanırım. Rekor ceza gelecek, tarihi ceza gelecek diye bas bas bağırıldı ve hazırlıklara 1 hafta geç katılmanın cezası 104.000 € oldu. 1 aylık ücreti bile değil bu Lincoln'ün, çok büyük rekor olmuş doğrusu, ne denebilir ki. Başka bir oyuncu bunu yapsa kulüple bağlantısı kesilirdi, ancak adam geldiği gün hiç birşey yokmuş gibi tribüne çağırıldı yine tüm oyunculardan üstün tutuldu. Herşeyden önce ayıptır bu.

Lincoln geldiği günden bu yana tribüne-taraftara oynayan bir adam oldu. İşler kötü gittiği anda "taraftar şöyle güzel, böyle iyi, böyle şahane" diye anlattı hemen unutuldu yaptığı şeyler. Dönüm noktası niteliğindeki Gençlerbirliği maçındaki son dakika golü olmasaydı acaba Lincoln şu an bu cezayı alır mıydı ? Daha doğrusu takıma olur muydu ? Ben hiç sanmıyorum. Keşke arayıp da "tatilini sürdür sen, geri dönmene gerek yok" deselerdi de kalsaydı oralarda bir yerlerde. Bu adamı inatla istemiyorum ve beğenmiyorum. Gitmesi kalmasından daha yararlı olacaktı sezon başı.

29.07.2008

beşiktaş : olmayan stada kombineler


bir kısa metrajlı film çekilebilecek şovlar yaşanıyor beşiktaş'ta..

sezon başı inönüye kazmayı vuruyoruz.. beşiktaş olimpiyat stadında oynayacak diyerek spekülasyona mahal bırakmayacak bir açıklama geldi yıldırım demirörenden.. ama ne olduysa o kazma bir türlü vurulamadı inönüye.. ve buna rağmen bir açıklama yapılmayınca olmayan stada kombine satmaya başladı beşiktaş.. zaten hemen rakamlara yansıdı buda 2binlerden 3binlerden bahsediliyor.. bugun fenerbahçe 28.bin kombine sattı birde star bir isim gelirse vahlar olsun.. zaten stat konusunda kadıköy'ün hakkını veriyor fenerbahçe fazlasıyla..beşiktaşa geçelim tekrar..

taraftarın zaten bir ezeli rakip kadar nefret ettiği beşiktaş yönetiminden açıklama gelmeyince isyan mesajları doruk noktasına ulaştı... asbaşkanlardan biri kombine alınmasın muamma var derken diğeri alınsın açıklaması yapınca beşiktaş taraftarına sabır diledim gerçekten.. böyle bir yönetim ne beşiktaş camiasına, ne taraftarına yakışıyor..haketmiyorlar daha doğrusu.. serdar bilgili'yi mumla aramak bu olsa gerek..

son açıklama resmi siteden gelmiş.. inönüde oynuyoruz kombinelerinizi alın diye.. baştan neden heycan yaptınız diyesi geliyor insanın.. ama son karar beşiktaşın lehine bir gelişme hiç olmazsa.. bu sezonu olimpiyatta geçiren bir beşiktaş avrupaya bile gidemeyebilirdi.. yönetimmi; tekrar sabır diliyorum beşiktaşlılara..

Yeraltından Notalar

Öncelikle resmi sitelerini vererek başlayayım : http://www.ehlikeyf.biz

Albümleri nisan ayında çıkmış ancak ben bu ayın ortalarında haberdar oldum kendilerinden. Son zamanlarda çıkan gereksiz bir takım gruplardan sonra tamamen "olmuş" denebilecek bir albüm yapmış Ehl-i Keyf. Yeraltından Notalar'da 11 şarkı var ve grubun resmi sitesinden ücretsiz olarak indirilebiliyor. Grup ilgiden memnun kalmış olacak ki isteyenlere kargo ücreti karşılığında albümü cd olarak da yolluyor.

Grubun albüm ve dağıtımı hakkındaki açıklaması da şöyle : 

"Merhabalar, 

Nisan ayında internet sitemizden paylaştığımız “Yeraltından Notalar” albümümüzü artık CD olarak da edinebilirsiniz. 

Yeraltından Notalar’ı başta İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir olmak üzere, ulaşabildiğimiz tüm şehirlerdeki dağıtım noktalarından ücretsiz olarak temin edebileceksiniz. Çok yakın zamanda internet sitemizden bu dağıtım noktalarının adresleri ve iletişim bilgileri yayımlanacak. 

Bunun haricinde dileyen herkes bize iletişim bölümünden ulaşıp, Yeraltından Notalar’ı yalnızca kargo ücreti karşılığında elde edebilir. 

Yola çıktığımızdan bu yana girdiğimiz bu zor mücadelede bize destek olan, müziği üretip, paylaşmak adına emek veren herkese çok teşekkürler. Biliyoruz ki az değiliz, düş değiliz ve bu yolda artık hep birlikteyiz. 

Ehl-i Keyf kalın! "

2008/2009 Transfer Sezonu #4

- İlk olarak Keane-Liverpool transferini yazmadan geçmemek lazım. Voronin'den istenen verimi alamamak, Crouch'u yollamak, bu iki olay genç forvet Ngog'dan sonra bir oyuncu daha alınacağının göstergesiydi. Bu isim Robbie Keane oldu, Tottenham'da çok başarılı sezonlar geçirdi ancak Berbatov oradayken hiç bir zaman ön plana çıkamadı. Liverpool'da da yine esas oğlan olamayacak ama Torres ile biraz uyum sağlarsa bu sezon Liverpool'u son haftaya kadar şampiyonluk yarışında görmemiz sürpriz olmayacak. Bana kalırsa nokta atışı denen transferlerden biri oldu bu, 3 hafta sonra öğreneceğiz bunun ne derece doğru olduğunu. Ayrıca belirtmeliyim ki kırmızı forma çok yakışmış kendisine. Hani bazı adamlar olur ya yeni takımına gider de hiç yadırganmaz o forma ile, sanki yıllardır o formayı giyiyormuş gibi görünür, Keane de ilk bakışta öyle geldi bana kırmızıların içinde.

- Muntari'nin Premier Lig macerasının uzun süreceğini düşünüyordum doğrusu. Kapıyı çalan Inter yani Mourinho olunca bir sene arayla Muntari'nin Seri A'ya dönüşü sürpriz olmadı.

- Lazio'dan ne zaman gideceğini merakla beklediğim Makedonyalı Goran Pandev sözleşmesini uzatmış. Sanırım en az iki sene daha açık mavi forma ile göreceğiz kendisini.

- Galatasaray için Oliveira'ya olmasın derken Brandao türedi bir de aniden. Kewell ve Meira gibi iki kritik isimden sonra "herkesi ayağa kaldıracak 9 numara" Brandao veya Oliveira olursa ben yapılan iki yıldız transferine rağmen başarılı diyemem o transfer komitesine.

- Tepede Keane demiştik. Tottenham'ın kendisinin yerine Diego Milito'yu alacağı söyleniyor. Milito zaten gidecek de, İngiltere doğru seçim olur mu ona emin değilim. İspanya'da La Liga'da kalması daha hoş olabilirdi. Yine de kesinleşen birşey yok..

- Edgar Davids'in Kocaelispor'a transferi için kesin konuşuyor kulüp yöneticileri, olursa gerçekten ligimiz adına önemli bir hamle olacak. Zaten o transfer gerçekleşince yazmayı düşündüğüm birşeyler var.. Haftasonunu bekleyip görelim kesin sonucu..

28.07.2008

Antu'dan Fenerbahçe Yönetimine


Bilindiği gibi Fenerbahçe'nin bu sezon Shaktar ve MTK maçlarındaki bilet fiyatları çok göze batmıştı ki isyan eden taraftarlar haklıydı da bana göre. Kendi adıma konuşmam gerekirse ben Galatasaray'ın hazırlık maçı için gidip de 50 YTL bilet parası ödemem, hem de kale arkasına. Kapalı için 300 YTL ödediğimi düşünüyorum Ali Sami Yen'de.. Şaka gibi..

Fenerbahçeliler de bu şaka gibi fiyatlardan rahatsız olduklarını dile getirip gayet akılcı ve mantıklı bir öneri sunmuşlar kulüplerine. Avrupadaki modelleri örnek aldıklarını söylüyorlar ki Premier Lig'de var buna benzer şeyler, onu biliyorum da diğer liglerden haberim yok, özellikle İtalya'da olacağına pek ihtimal veremiyorum ben.

Konuyla ilgili detaylı yazı burada.

Buradan da üstte koyduğum stadyum planı ve bilet listesinin büyük haline ulaşabilirsiniz.

Umarım benzer uygulamayı önümüzdeki sezon Aslantepe'de de görürüz, uygulanınca nasıl olur bilmiyorum ama ilk bakışta çok akılcı duruyor..

4. = gönüllerin şampiyonu ?

2-0'lık mağlubiyetten sonra bülent uygun uefanın "balon" yakıştırmasına tepki göstermişti.. bir sivas yazısı yazmak gerekiyordu eleştirmek açısından.. gol atamadan elendi diye yazmıyorum hemen bu yazıyı.. dünyanın en gereksiz tabiri olan gönüllerin şampiyonu ilan edilen sivasspor için bu sene lig kabusa dönebilir..
geçen sene kadro istikrarı sayesinde diğer anadolu takımlarından güçlü ama 3 büyüklerden güçsüz bir sivasspor kovaladı şampiyonluğu ya aşırı konstantrasyondan yada heycandan ellerine yüzlerine bulaştırdılar tarihe geçme imkanını.. bir sene sonuna kadar şampiyonluğu kovalayan bir anadolu klübü yine 4. oldu..biraz şevk kırcı.. ama bu sene çok zor birdaha böyle zorlaması sivas'ın..

neden?

çünkü sivasspor örnek oldu anadoluya.. anadoludan şampiyon çıkma muhabbetini zorladı.. ve başka bir şey yerleştirdi kafalara.. anadolu klüpleri'ne bir hedef verdi.. belki şampiyonluğa oynamak ütopik oluyordu her zaman ama "gönüllerin şampiyonu" olmak tüm anadolu klüplerinin rüyalarını süslüyor.. bu sene yeni sivassporlar olucak ligde ama sivasspor'un olacağını zannetmiyorum..

uzun süre 1.ligdeyken bile süper lige layık görülen eskişehir şehri ve takımı yeni bir sivas olmak için varığını yoğunu ortaya koyacaktır..ama 3 büyükleri düşman ilan edip sadece o maçlara konsantre olurlarsa çabuk gidebilirler.. kayserispor stadı ve bana göre gayet başarılı kadrosuyla ligi en az 4. bitirecektir.. konyaspor'un yeni başkanının çok iddialı açıklamaları var patlayabilir konyaspor.. bursa 3. büyük kompleksini yenerse belki.. kocelispor ilk 5 i zorlayabilir..diğer takımlar yine düşmemeye oynacaktır.. trabzonspor'u ayırıyorum burda çünkü tam bir muallak olucak bu sezon.. bu sene çok zor deplasmanlar var..

27.07.2008

Opera 9.51


Öncelikle download adresi ile başlayayım yazıya. Buradan indirebilirsiniz kendisinin 9.51 tam sürümünü.

Eskiden ara sıra kullanıyordum Opera'yı ama son 2 haftadır Internet Explorer'ı tamamen unuttum diyebilirim. Önceki sürümlerde (9.2 ve öncesi) nedense dolaştığım sitelerde keyif alamıyordum Opera ile, 9.5 beta uzun zamandır bilgisayarımda bulunuyordu onunla birlikte biraz alışır oldum ama yine de IE6 kullanıyordum. Daha önceki Mozilla Firefox denemelerim ise çok başarısız kalmıştı, ona hiç mi hiç ısınamadım. Internet Explorer 7 de gayet kötü gelince 6 ile devam ediyordum uzun süredir. Opera 9.51 ile de ne IE ne de Firefox ile işim olmaz bundan sonra, yıllardır aradığım özellikler toplanmış ve Opera'nın son sürümünde bir araya gelmişler. 9.5 ile zaten çoğu şey gelmişti ama ben IE ile zaman geçirirken bir baktım 9.51 de çıkmış gelmiş ve çok daha iyi olmuş.

Herşeyden önce hız çok önemlidir browserlarda ve Opera bu konuda fazlasıyla iyi. IE6'nın bile hantal çalıştığı bilgisayarımda Opera büyük bir rahatlık sundu bana. Bu sayfadan yenilenen/değiştirilen/kaldırılan kısayollara ulaşabilirsiniz. Kısayollar demişken de özellikle mouse ile ileri geri gidip tablar arasında gezebilmek benim için hoş bir özellik. Diğer browserlarda var mıdır yok mudur bilemiyorum ama ben bunu Opera ile gördüm ilk olarak. Speed Dial/Hızlı Erişim olayı ise ayrı bir güzellik, CTRL ve 1-9 arası bir tuşa basınca bastığınız numaradaki kayıtlı siteye gidiyor aniden, telefonlardaki hızlı arama gibi yani.

Daha uzatmayayım, indirip deneyenler IE ve Firefox ile arasındaki müthiş farkı göreceklerdir. Safari'ye ise hiç değinmiyorum, o zaten baştan kaybetti. Maxthon var bir de ama IE ile tek farkı biraz makyajlanmış olması olduğu için bahsetmedim, Internet Explorer'ın Firefox'a özenmiş hali Maxthon.

26.07.2008

2008/2009 Transfer Sezonu #3

- Altta da Galatasaray ile ilgili bölüm olacak da, bu başka. Şu an birisi çıkıp gelse, Ricardo OliveiraErhan Şentürk/Mehmet Düz/Cem Sultan mı diye sorsa sorulan üç genç isimden birisini tercih ederim. Crespo olmuyorsa, Kiessling olmuyorsa o zaman hiç uğraşmamak lazım. Hadi Kuranyi deniyor O'nu da anlarım da Oliveira'nın hem de tek forvet olarak işe yarar birşey yapacağını hiç sanmıyorum.

- Türkiye'de Hagi'nin Taffarel'in geldigi o 2-3 senelik dönemden sonra Galatasaray ilk kez böylesine gündeme oturdu transferde. Altta Demir de yazmış ben yokken (hemen ek bilgi, 4 gün Datça'ya gittim yine, çabuk döndüm bu kez) öyle transferler yapılıyor ki Galatasaray'da hepsi nokta atışı niteliğinde. Bir bakıyorsunuz orta sahada çift kanadı kullanabilen Kewell, bir bakıyorsunuz Portekiz ve Bundesliga'nın sayılı savunmacılarından Meira.. Üstelik bu iki oyuncuyu da Roma ve Juventus gibi takımlarla yarışıp alıyorsunuz. Kaledeki isim konusunda 10 gün önce Morgan De Sanctis gelmeli diye çırpınıyordum kendimce, şimdi ismi gündemde, gelirse Itandje, Isaksson gibi isimler yanından gecemez bu adamın bence.

- Türkiye'den giderken Fenerbahçe ve Beşiktaş'a da geleyim. Beşiktaş tam durdu derken Fatih Tekke haberi geldi aniden. Olursa ne derece yararlı olacağını şahsen kestiremiyorum, bana göre ya çok iyi transfer olup takımı tamamlayacak ya da rezil olup 5 ay sonra gidecek. Sanki ortası hiç olmayacakmış gibi geliyor bana. Hani öyle 2 sene iyi-kötü oynayıp idare edenlerden olmaz diye düşünüyorum. Fenerbahçe yabancı hakkını doldurduğundan beri medya yine Nihat ismine yöneldi olmayacağını bile bile. Kezman gittikten sonra Semih-Güiza ikilisi de bu kadar anlaşırken birbirleriyle, yeni bir forvet almak sokağa para atmak olur. Orta sahada Maldonado'ya güvenmiyorlar, ben bu adama Galatasaraylı olarak Fenerbahçelilerden daha çok inanıyorum geldiğinden beri, CM3 serilerinde (99/00, 00/01/, 01/02) Foe ile birlikte en çok tercih ettiğim ön liberoydu. Yine bir risk almaktansa Maldonado biraz daha denense daha mantıklı olacak.

- Dışarıda olanlara da geçeyim biraz. Xabi Alonso bir türlü gidemedi Liverpool'dan. Villa'ya da kaynak yaratamadılar ve 19'luk Ngog'u aldılar.

- Gerçekleşeli uzun zaman oluyor ama bu sezon en çok merak ettiğim transferlerden biri de Benfica'nın Aimar transferi olacak, palyaço bu defa güldürsün artık izleyenleri, uzun zaman oldu kendisini oynarken görmeyeli.

25.07.2008

the dark knight


öncelikle inanılmaz bir resim..

christopher nolan'ın batman serisini baştan ele almasının 2. filmi "the dark knight" bugün vizyona girdi.. yeme,içme..git izle.. joker geliyor !!

24.07.2008

fikstüre itiraz etmek..

yeni sezon fikstürleri çekildi.. ilk derbi 10. hafta fenerbahçe - galatasaray.. ama ondan önce trabzonspor - beşiktaş maçı çok sarabilir 3. hafta.. neyse..

fenerbahçe yine ayaklanmış.. oyun var.. şampiyonluk derbilerini dışarda oynuyoruz diye.. dünya üzerinde fikstüre itiraz eden takım taraftarı çok zor bulunur.. galatasaray 16. hafta inönüye gidiyor.. ondan önce trabzona gidecek.. taraflı yazı oluyor ama fikstüre'de itiraz etmek can sıkıyor sezon öncesi..

trabzonspor

yeni sezonda performansı en çok merak edilen takım trabzonspor.. çok transferle, çok para harcamayla başarı gelmeyeceğinin örnekleriyle dolu futbol.. en yakınından beşiktaş verilebilir buna.. ama takımın başında ersun yenal olunca "takım" kelimesi daha bir keskinleşiyor..

bana göre lige fırtına gibi girecekler.. farklı galibiyetler alabilirler ilk 2 hafta.. bu haftaları teknik,taktikten çok özgüvenleri ile aşar gider trabzonspor.. hatta 3. hafta bu havayla beşiktaşı bile rahat geçebilirler.. ama işin zor kısmı bir şeyler başarıldıktan sonra ortaya çıkacaktır ki burdada ersun yenal devreye giriyor.. eğer trabzondan bir takım yaratmayı başarır ise geçen sene sivasspor'un yerinde çok rahat olabilir trabzonspor ve galatasaray fenerbahçe belki beşiktaş geçen sezona paralel puan kayıpları yaparsa özlediği şampiyonluk çokta zor değil trabzon için.. ama yinede aşırı güven veya takım olamamak trabzonu bu senede hüsrana uğratacaktır.. 3. hafta iyi maç olucak.. trabzon 6-0 ın intikamını bile alabilir biraz ileri gidersek..göreceğiz

not: sen git 20 küsür futbolcu al bunların çoğu taraftarı coşturan isimler olsun.. git forma tanıtımına serkan balcıyı koy.. oldumu be..

fernando meira

kendimi bilgisayar başında hisseder oldum son zamanlarda.. sıcak bir yaz günü sıkılmışım.. fm açmışım.. revizyon yapıcam lan gençleri oynatıcam hep..çok kilitte adamlar alıcam süper olucam diyerek galatasaray'ı almışım.. oynuyorum..

türkiye liginden gençlerle başlıyorum işe.. yaser'i ferdi'yi alıyorum iş yapıcak bunlar diyerek..sonra kewell'i boşta görüyor ve kapıyorum.. mest oluyorum.. mest ediyorum.. forvet lazım diyorum  ismi olan ve gelebilecek crespo ile görüşüyorum.. kaledede tecrübeli bir isme ihtiyaç var de sanctis.. gelirse kral olucağız.. evet.. defansada bi popescu lazım.. meira.. evet meira bakalım gelicekmi.. aa geliyor lan.. aldım vallaha aldım..

haldun üstünel gönüllerde taht kurmaya devam ediyor.. nokta transfer diye bir tabir varsa..işte onlar oluyor galatasaray'da.. alışık olmadığımız şeyler bunlar..

20.07.2008

Almanya GP

Önce puan eşitliği ile zirveye oturan Hamilton şimdi de puan farkı ile zirvenin sahibi. Çok sıkıcı ve sakin başlayan bir yarış olmuştu bir kaç geçiş dışında ki bu pist normalde geçişe ve atağa oldukça uygun bir pist.

Süspansiyonu dağıtıp aracı paramparça eden Timo Glock kendisi için günü noktalarken seyirciler için ise bu sezonun unutulmaz yarışlarından birinin startını veriyordu adeta. Güvenlik aracı piste girdi ve herşey bir anda değişti, güvenlik aracı ile atılan turlar sırasında yapılan seri pit-stoplar sonrasında Nelson Piquet Jr. üst sıralarda kaldı ve tek pit-stop stratejisi ile F1'de kariyerinin ilk podyumuna ulaştı. Hamilton ise önce Massa'yı sonra da Piquet'yi geçerek müthiş bir birincilik kazanmış oldu.

Sıralama bu şekilde oldu. Bu ilk 4 isim sene sonuna kadar gidecek muhtemelen.. McLaren'de Kovalainen'in biraz pasif kalması yüzünden de markalar şampiyonluğu Ferrari'nin olacak büyük ihtimalle.

Yazmazsam çatlarım : Sanki Formula1'de birincilik almamış da Milliyet Yılın Sporcusu ödülünü almış Hamilton. Muhtemelen alev şeklinde yapılmış birşey bu ama insan TV'de aniden görünce şaşırıyor bu ne diye.

19.07.2008

İstek Üzerine...

Bir önceki postun altına yorum gelmiş.. Hürriyet'teki "Dünyanın En Büyük Yıldızı Crespo Galatasaray'da" haberi ile igili..

Sanırım önceki postta Galatasaray'ı savunup, Fenerbahçe'nin yanında olan medyaya tepki gösterdiğim için gelmiş bu istek. Üstte dediğim haberi yorumlamam istenmiş. Öncelikle Hürriyet'in Galatasaray yanlısı olmadığını herkes biliyor. Medyada bu yönde yayın yapan bir gazete zaten yok.

O postu yazarken Fenerbahçe veya Galatasaray olayı değildi benim demek istediğim. Tarafsızlık uğruna yazıp çizerler ama ne hikmetse böyle durumlarda tuttukları tarafı belli ederler. Tüm gazete Galatasaraylı da olabilir, Fenerbahçeli de olabilir, Beşiktaşlı da olabilir, olay bu değil ki..

Sırf Galatasaray'a geliyor diye Hürriyet dünyanın en büyük yıldızı demiş olabilir Crespo'ya, gazete benim olsa ben de başka adama derdim bu lafı. Sonuç olarak bu kişisel birşeydir. Bana göre X oyuncudur, başkasına göre Y oyuncudur dünyadaki en iyi isim. Mesela 98-2006 arası Robert Pires ismi benim açımdan bir numaraydı, o adamı beğeniyordum ve elimde imkan olsa o dönemki Galatasaray'a transfer haberlerini "Dünyanın En Büyük Oyuncusu Geliyor" diye yazardım.

Adamlar çıkıp tarafsız olduğunu iddia ediyorsa ve sonrasında da yanlı haber yapıyorsa bunu eleştiririm elbette. Yeni birşey değil elbette böylesine yanlı yayın yapılması ancak bu dün dikkatimi çekti ve yazdım öylesine..

Sonuç olarak, burada benim amacım sadece iki renge bağlı kalıp yorum yapmak değil, öyle olsaydı zaten şimdiye kadar çoktan kapatıp gitmiştim burayı. Elbette tuttuğum takımlara ağırlık vereceğim ancak konu futbol olduğu zaman yapılan iş ve hareket doğruysa bu Fenerbahçe de olsa Beşiktaş da olsa ayırt etmeden buraya taşırım.

Bu blogda fanatiklik yüzünden gözü dönmüş insanlar gibi saçma sapan yorumlar yapmıyorum, benim tek derdim futbol, sonuç iyiyse ve güzelse her rengi alkışlamaya açığım burada.. Ha Galatasaray ve Fiorentina herşeyden önce gelir, orası ayrı konu elbette..

17.07.2008

Tarafsızlık ?

Galatasaray - Paderborn maçı..


Fenerbahçe - S.Prag maçı..

İki görüntü de bugüne ait ve ikisi de Fanatik'ten. Galatasaray 18'lik iki stoperle ve sezonun çoğunu yedek geçirecek oyuncularla sahaya çıkıp berabere kalırken "hazır değil" oluyor..

Fenerbahçe ise hemen hemen ideal 11'i ile sahaya çıkıp berabere kaldığı zaman "kendini sıkmadı" oluyor..

Bravo Fanatik.. Bravo.. Çok tarafsızsınız doğrusu..

16.07.2008

Şanlıurfa Stadı


Bu stadın adı uzun zamandır geçiyordu, bitti bitecek diye çok söylendi durdu. Sona gelinmiş artık, Şanlıurfa gibi bir yerde 30.000 kişilik modern bir stadın olması ilk bakışta gereksiz gibi geliyor. Ancak biz büyük lig olmak istiyoruz, bizim de ligimiz yıldız oyuncu dolsun demenin ilk adımları buralardan geçiyor işte. Sen ülkedeki en önemli 5-10 takımın stadı dışında alt liglerdeki takımların stadlarıyla da uğraşırsan ülkende her zaman gelişmesini arzuladığın futbol bir süre sorna kendi kendine gelişir.

Umarım böyle stad haberlerini sık sık alırız. Her ilde en azından 1 tane modern stadyum olmalı, böylece taraftarı tv başından stada çekmek daha kolaylaşacaktır.

En basit örneği yaşadığım yerden vereyim. Marmaris'te bir stad var ki görseniz halı saha dersiniz. Yanlarda iki tribün, eskiden beri hiç olmayan kale arkaları. Böyle cins bir yer işte. Geçen sezon zemin yenilendi ki o da şarttı artık. Marmaris'i de geçtim Muğla'da bile adam gibi stad yok. Sonra da niye hiç bir takım çıkamadı diyorlar, seyirci bile maça gitmiyor stadlar yüzünden, bir de takım üst lige çıkmaya mı uğraşacak orada ?

Kime Yarayacak ?

Vicente del Bosque'nin İspanya Milli Takımı'nda Aragones'in yerine geçeceği söyleniyor..

Bu gerçekleşirse en fazla sevinenin kim olacağı açık ve net. Zaten del Bosque ile de tekrar takıma dönmezse kalan 3-4 senede bir daha imkansız olur.

Roman Kahramanı

redd - roman kahramanı :

bir romanda çirkin oldum,
hep mutsuz oldum..
hep yarım yanlış okundum,
bitmeden unutuldum..

bin güzele bir koydum,
fazla geldim az oldum..
resimsizdim dert oldum,
okunmadan unutuldum..

dünya bir roman mı ki?
kahraman olmak lazım illa ki

bin sayfada sıradan oldum,
hep sonunda kırılan oldum..
bir kalp taşıdım durdum,
çok ağırdı hemen yoruldum..

bir cümlede var oldum,
nokta kondum son buldum..
bin bir kere kusur oldum,
işaretlenip ünlem oldum..

dünya bir roman mı ki?
kahraman olmak lazım illa ki

15.07.2008

Arcanum

En iyi RPG nedir diye sorsalar rahatlıkla bunu söylerim. Sierra'nın dünyaya sunduğu en büyük güzelliktir bence, Half Life'ı bile geçti benim gözümde bu oyun. Başlarken oyuna kolay alışamadığım için ilk önce oyunun işleyişini öğrenmek için bir kaç saat oynadım. Sonra yeniden başlayıp bitirene kadar devam ettim. Oyunun dünyası fazlasıyla geniş, haritada çeşit çeşit yerler var ki bitirdikten sonra haritayı incelediğimde keşfetmediğim yerler olduğunu gördüm.
Oyunda beni en çok şaşırtan Nasrudin oldu. Binlerce yıl önce ölen veya öldüğü düşünülen bu elf büyücüye ulaştığım zaman büyük bir şoka uğratmıştı beni. Ayrıca Arronax olarak oyun boyunca karşımıza çıkan kırmızı pelerinlinin oyun sonundaki olayı da ayrı birşey.

Hani detaylı yazıp oyundaki herşeyden bahsetmek istiyorum ama oynamayıp da oynamayı düşünenler için de oyunun büyüsünün kaçmasını istemiyorum. O yüzden ana hikaye olsun yan konular olsun bahsetmek istemiyorum hiç.

Oyunda klasik bir RPG de olan şeyler var aslında, zeka ve görünüşe göre sürekli değişen diyaloglar, birbiri ile bağlantılı ve geleceği etkileyen olaylar, kişinin kafasında istediği gibi bir karakter yaratıp bire bir oyuna yansıtmasına kadar herşey burada mevcut. RPG sevip de oynamamış olanların yıllardır büyük bir hata yaptıklarını söylemeliyim sanırım. Deneyin ve mutlaka görün bu oyunu, pişman olmayacaksınız asla.

Eto'o Özbekistan'a ?


Haberin detayları burada. Ben pek yorum yapmak istemiyorum.. Özbek kulübüne göre 16'yı 17'ye bağlayan gece Taşkent'te olacak Eto'o.

Transfer haberi doğruysa paranın adama neler yaptırdığına en büyük örneklerden biri olacak bu..

14.07.2008

2008/2009 Transer Sezonu #2

- Crouch, Portsmouth forması giyecek yeniden, üstte görüldüğü şekilden eser kalmamış olsa da yine o mavi forma altında görülecek kendisi.

- Barcelona'da transferler kesinlik kazandığı zaman bütün avrupa huzura erecek sanırım. Bir zamanların harika üçlüsünden sadece Deco'yu yolladılar. Hadi Ronaldinho'yu Milano'ya yolladılar diyelim, elde kalan bir de Eto'o var ki O'nun da hangi takıma gideceğini kestirmek zor oldu iyice. İtalya gereksiz olur, İspanya'da kalması zor, ilk tercih İngiltere gibi duruyor ama beklemek görmek lazım.

- Galatasaray'da 3 yabancı daha deniyor ki bunlardan bir tanesi hem stoper hem sağ bek oynayabilen bir oyuncu olacak kesinlikle. Almanya'nın 4. lig takımı ölçü olamaz ama Yaser'in bende bıraktığı ilk izlenim Nonda ve Ümit de varken bir golcünün daha gereksiz olacağıdır.

- Fiorentina durdu bu aralar, Şampiyonlar Ligi için biraz daha transfer lazım. Ujfalusi'nin yerine Vanden Borre düşünülmeyecekse bu iş Simic ile olmaz, daha iyisini bulmak lazım.

- Ronaldo ve Real Madrid olayı artık can sıkmaya başladı, yorum yapmak bile istemiyorum. Gidecekse gitsin ve görsün Madrid'i, Alex Ferguson için yeni bir 7 numara bulmanın çok da büyük problem olacağını sanmıyorum.

- Yine bu sezonun artık can sıkan bir diğer olayı da Lampard-Inter ilişkisi. Her gün benzer şeyleri okumaktan bıkıyor insan. Mourinho ne yapıp edip kendisini Inter'e getirecek gibi duruyor ama bir gün transfer kesin bitti bir gün gitmeyecek diye haber çıkıyor insan okumaya üşeniyor bir yerden sonra. Tamam yalan haber yerine olabilecek şeylerin yazılması daha iyi de, her gün Lampard'ı 10 defa İtalya yolcusu yapmanın mantığı da olmamalı. Bizim basından dert yanarken dışarının da derdi Ronaldo ve Lampard oldu. Elbette Almeyda/Adriano-Fenerbahçe ve Insua/Gallardo-Galatasaray haberleri gibi sıkıcı ve gereksiz değiller ama bir an önce sonuca bağlanmaları iyi olacak.

13.07.2008

poulsen juventus'ta


xabi alonso transferini liverpool'un askıya alması sonucu juventus sevilla'nın orta saha oyuncusu poulseni renklerine bağladı.. çok koşan ve basan bir orta saha yaratıyor juventus.. sissoko,tiago,almiron,zanetti ve poulsen.. çile olabilir rakiplere.. ama hala bir süperstar'a ihtiyacı var juventus'un eski günlerine dönmesi için..

12.07.2008

diablo III

şu yaz günü bu kadar güzel haberi hakedicek ne yaptı acaba bu insanlar..çok merak ediyorum..evet uzun bir aradan sonra türünün kralı blizzard diablo III'ü duyurdu bizlere.. her gün bakıyorum siteye sanki birşey olacak gibi.. küçük şeyleri yorumlamaya çalışıyorum..ana sayfada tyrael var.. acaba yeni diablo o mu oluyor? dedi.. bi arkadaş..hemen inandım bende herşeyi onun üzerine kuruyorum..daha var çıkmasına of of..bilgisayarı yenilemek lazım.. herhangi bir hataya yer yok..ne diyorum ben..

diablo I'den 2 ye geçerken hiçbirşeyi bozmadan inanılmaz büyük bir sıçrama yapmıştı..bundada öyle olursa -ki olacak gibi kısa demoları izleyince suratınıza anlamsız bir sırıtma geliyor- fm pes değil gölgede kalmak sahadan silinebilirler..

diablo II'ye yeniden başlamak farz oldu..geliyorum dry hills, bana tristram'ı bulun..

tyrael mi acaba yeni diablo ?

http://www.blizzard.com/diablo3/

aurelio


geldiği gibi gitti.. fenerbahçe zararlı çıkınca ortalık ayağa kalktı..ama çok geç..el oğlu alıyor çatır çatır..kontrat yaparken neyle ilgileniyor bu yöneticiler acaba..

Not Defteri #2

- Blogla yeteri kadar ilgilenemediğimi söylemiştim daha önce, bulunduğum yerde internet bağlantısı elbette mevcut ama kullanma şansımın en fazla olduğu bilgisayarda adsl sorunlu olunca mecburen ara sıra kısa sürelerle geliyorum bilgisayar başına.

- 4-5 gün içinde Marmaris'e dönebilirim. Çünkü Datça'da yaptığım şeyin adı tatil değil. Hatta ben birşey yapmıyorum, bana işkence yapılıyor desem yalan değil. Özledim evimi artık.
- Aslında bu ara sıra girişlerimde futbol yazabilirdim ama futbol her zaman en önde olamıyor insan için. İnternete kavuşulan kısa sürelerde yine uzun şeyler yazdım ama ne blog ne de futbol için oldu bu. Özür diliyorum okuyanlardan. Bir süre daha Demiycem ilgilenecek blogla ve futbolla.

- Herşey bir yana, futbolla da yeteri kadar ilgilenemiyorum burada. NTVSpor ve Fanatik sayesinde haberdarım herşeyden. MP3 Player ve kitaplarla birlikte yaşıyorum bu aralar, can sıkıntısından yapacak daha başka birşey yok burada.

- Futbol. Özür dilerim senden de. Çok ihmal ettim ama geri dönüşüm yakın.
- Bir kaç gün sonra futbolun önüne geçenle ilgili kararı da verip rahatlayıp geri döneceğim. Blogu tekrar eski temposuna döndürmek lazım, ara verdiğimi veya yazmayı istemediğimi düşünenler olmasın sakın. Dedim ya futbol ön planda olamadı bir süredir, blog ve internet zaten Datça'dayken erişilmesi zor olduğu için böyle bir boşluk geldi.
- Neyse ki az kaldı geri geliyorum. Yazacak şeyler de var aklımda, birbirine benzettiğim adamlar da var, hepsi gelecek sırayla.
- Ayrıca şu an bu satırları yazarken internet bağlantısı yok sadece sayfa açık önümde. ADSL sorunlu demiştim bu bilgisayarda, o yüzden böyle oldu. Yazıyı bitirip bağlanıp öyle gönderiyorum. 2008 Türkiye'sinde bu da oluyor evet.

8.07.2008

guiza fenerbahçe'de


marca 2 de 2 gidiyor..aragones'ten sonra bu transferi de kesin bir dille yazmışlardı önceden.. emin değilim ama transfer rekoruyla aldı sanırım fenerbahçe guiza'yı 17.4 milyon euro.. mallorca'nın kasaya temiz 15.0 milyon euro giriyor 2.4 vergiye.. la liga'nın gol kralını almak zor iş.. tebrik etmek lazım.. fenerbahçenin aradığı golcümü bence 20 yi geçer türkiyede.. avrupada bilemem.. aragones'in adamıydı zaten guiza.. rahat olacaktır.. semih yine yedek kalırsa.. avrupada klüp bakmaksızın bir yere gidebilir..haklıdırda.. son olarak bence iyi transfer.. türkiye için..

6.07.2008

geldi mi lan ?


barcelona'dan ayrılacağı kesinleşince ilk milan talip olduydu.. hatta bi ara bu iş bitti denildi.. ama sonra ne olduysa milan'a gelmeyeceğini açıkladı ronaldinho.. sonra euro 08 girdi araya bir sessizlik oldu.. bu arada man. city ciddi teklifler yaptı ronaldinho için ben büyük ihtimal buraya gider diyordum ama tekrar milan'la anlaşmış ronaldinho.. kewell'dan sonra duyduğum bir süper transfer daha.. mourinho'nun lampard'lı interine karşı birşeyler yapmak lazımdı sonunda kolları sıvadı heralde berlusconi..birde ancelotti gitse ah..ah..

barcelonadan ligin son haftaları adeta kovularak gönderilen ronaldinho'nun bir çıkışa ihtiyacı var.. özellikle ronaldo'nun geçirdiği müthiş sezon ronaldinho ismini sildi zihinlerimizden.. bu patlamayı yapacağı en iyi takıma geliyor.. milan'ında böyle bir futbolcuya çok ihtiyacı var.. birbirlerini tamamlayacaklardır..

kesin bir açıklama yok ama bitti gözüyle bakılıyor inşallah gelir.. bu arada alttaki milanın yeni forması..romanista'da gördüm..olmuşmu.. olmamış..

hasan doğan


özellikle haluk ulusoy ve levent bıçakçı federasyonlarından sonra ilk defa doğru işler yapan bir federasyon görünümündeydi hasan doğan'ın başkanlığındaki federasyon.. sessiz ve çalışkan kişiliği ile herkes tarafından sevilen bir federasyon başkanı gösterdi bize uzun zaman sonra..dün bodrumda geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiş..hepimizin başı sağolsun..

4.07.2008

Not Defteri #1

- Öncelikle fotoğraftaki yerden başlayayım, Palamutbükü buranın adı. Datça'ya 25 kilometre uzaklıkta. Marmaris'e de 96 kilometre. Buradan da Marmaris-Datça arasının 71 olduğu gibi gereksiz bir bilgi sunmak istedim.

- Babaannem burada yaşıyor, fotoğrafaki liman benzeri şeyin biraz ilerisinde küçük bir iskele var, oradan 40-45 metre kadar yürüyünce bizim ev var ana yol üzerinde. Böyle bir yerde şu an tatil adı altında birşey yaşamaktayım. Olmuyor olamıyor.

- Daha önce gelen olmuştur belki. Tamamen +60 yaş için bir yer burası. Gelip denize girip sahilde balık yemekten başka alternatif yok burada. Hani benim gibi 21 ve civarı yaşlarda olanlar için pek iyi bir yer değil, tavsiye etmem. Bizim gibiler için en uzun yaşam süresi 2 veya 3 gün burada.

- Blogu biraz ihmal eder gibi oldum ama suç bende değil. İnternete pek kolay ulaşamıyorum burada.

- Buradaki evin ikinci katı "kaba inşaat" denen haldeydi, ev yapılıyor iş güç var diye babamın çenesinden kurtulmaya geldim buraya, gördüm ki benlik bir iş yok, evde bile durmuyorum ki zaten. 4-5 gün daha durup sonra Marmaris'e gidip gelmeye başlarım. Durulmaz burada yoksa.

- Hayat benim için MP3 Player, mangal, deniz-sahil, alkol ve dondurmadan ibaret burada. Ve tabii ki balık ayrı bir konu.. Her sabah denizden çıkan ilk balığı balıkçının eve getirmesi iyi birşey burada. Marmaris'te de sorun olmuyordu ama akşamları alınıyordu balık. Burada daha poşetin içinde hareketliyken geliyor bazen balıklar. En sevdiğim yiyecek de balık olunca...

- Efes Dark Brown'ı hiç denememiştim Marmaris'te ve okul dönemi İzmir'de.. Burada iki akşam önce denedim ve o iğren bira reklamındaki gibi konuşup "Franchi birasını buldu arkadaşlar" diyebildim sadece. Mükemmel.

- Buradaki 4. günüm ama Marmaris'i özledim bile. Bir de Marmaris'te birisi var ki onu daha da fazla özledim. Ancak biraz sabretmek ve zaman geçmesini beklemek şu an en iyisi.

- Uzayıp gider bu şeyler. Sonuç olarak bu Marmaris'ten ayrı kalma işi her konuda can sıkıntısı benim için.

- Yaz okuluna kalmamak da güzel.

- Son olarak, burada kontör bulmak da ayrı dertmiş. 250'lik avea'yı 39'a aldım ki son fiyatı nedir bilen varsa ve yoruma yazarsa sevinirim. Pahalıymış gibi geldi de bana. Turkcell'in faturayı yatırmayı unutunca Turkcell aramalarını da Avea ile yapmaya başladım ki çok kötü birşey bu.

- İmkan buldukça yazmaya devam edeceğim.. Marmaris'e gidince seri postlar gelir de burada çok seri olamıyorum, Demir bu açığı kapatıyor zaten.. Tatildekilere iyi eğlenceler, ben pek eğlenemesem de burada..

Harry Kewell Galatasaray'da


not : fotoğraf fotospor'dan.. öncelikle bu kötü görüntü için özür dilerim herkesten.. imzadan sonra fotoğraf koyacak imkanım olur mu bilmediğim için bunu buldum koydum..

Metin Oktay'ın giydiği klasik parçalı çıkmış, Okan yıllardır ambargo koyduğu 7 numaraya da veda etmiş ve Kewell gelmiş takıma.. E şimdi bu forma alınıp arkaya Kewell yazdırılmaz da başka ne yapılır ?

Böylesine önemli bir oyuncuyu kimsenin haberi olmadan, basına malzeme vermeden büyük bir gizlilik içerisinde transfer etmek bence önemli bir transfer başarısıdır. İsimse isim, yetenekse yetenek, hem orta saha hem forvet oynaması da avantaj. Umarım bu transferden sonra üstelik Ümit ve Nonda dururken bir forvet daha alınmaz. Özellikle de Diane'den çekiniyorum, gelmezse mutlu olurum..

Neyse.. İyi oldu bu Kewell transferi, beklenmedik bir anda gelen büyük transferlere önemli bir örnek oldu.. Lincoln gitse de olur bu transferden sonra ama adam gibi oynayan bir Lincoln ile birlikte sağında ve solundaki Arda-Kewell ikilisi imkansız işler yapabilir.. Beklemek lazım..

2.07.2008

yeniden lippi


donadoni fantezisi hüsranla bitti italyanlar için.. euro 08 de patlayan takımlar arasındaydı italya.. tekrar lippi'yi getirmişler göreve.. gelir gelmez bombalamış oda.. ispanya'yı taklit etmeyeceğini ve nestayla totti'nin kararına saygılı olduğunu söylemiş.. dünya kupası formatından kurtarırsa takımı yine büyük iş yapabilir italya.. artık genç oyuncular lazım 11 e italya futbolu ve lippi için sorun olacağını zannetmiyorum..

yeni lider ispanya !


temmuz sıralaması açıklandı fifa tarafından arjantinin liderliğine son vermiş şampiyon ispanya.. fransa ve ingiltere düşüşte.. bizde 6 sıra yükselmişiz ingilterenin üstündeyiz..

1. España 1.557 puntos

2. Italia 1.404

3. Alemania 1.364

4. Brasil 1.344

5. Holanda 1.299

6. Argentina 1.298

7. Croacia 1.282

8. Rep. Checa 1.146

9. Portugal 1.104

10. Francia 1.053

11. Rusia 1.023

12. Rumanía 1.021

13. Camerún 1.011

14. Turquía 1.010

15. Inglaterra 1.003

16. Escocia 988

17. Bulgaria 930

18. Grecia 911

19. México 906

20. Ghana 885


2008-09 galatasaray formaları


bu forma tanıtım dönemleri çok hoşuma gider hep.. galatasaray'lı olmama rağmen fenerbahçe ve beşiktaşın formaları çıkarkende heycanlanırım.. dikkat ederim hep..

galatasaray'ın çubuklu forması çıkmıştı zaten şampiyonluk gününde..geri kalan 3 formada dün tanıtıldı.. parçalı..son nokta olmuş..beyaz kötü forması hiç olmadı zaten galatasaray'ın buda nefis.. turuncu alternatif düz forma.. değişiklik arayanlar için mantıklı olmuş.. bu sene iyi iş çıkarmış adidas.. franchi alınacak listesine sokmadan almış olabilir parçalıyı..

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO