17.04.2013

Not Defteri #54

  • Bak sinirle giriyorum yazıya, ben soğuk seven adam değilim. Bu konuda anlaşalım. Takvim 17 Nisan yazarken dışarıya "şöyle bir bakmak" bile donmaya sebebiyet veriyorsa sinirlenirim, isyan da ederim.
  • Hafta sonu şortları mı çıkarsak artık derken bu olanlar etik değil. Üstelik, bak sinir geliyor, sonra Fırat neden agresif, e yani, neyse, üç hafta sonra halı saha yapıyorum tekrar ve İzmir gece 2-3 derece gözüküyor. Eh be. Eh.
  • Pazartesi +20 oluyormuş yeniden. Pazartesiye kadar en az üç gece yorganın altında donarak öleceğimi düşünerek uyurum. Evin sıcak olması çözüm değil, isterse 50 olsun, dışarının bir elin parmaklarından az sayıda bir sıcaklık derecesine sahip olması yeterli benim üşümem için.
  • Bunun yanında okulla işimin olmaması ama vizelerin bitişini dört gözle bekliyor olma durumum var. O yüzden hem soğuklar hem de o sınav dönemi aynı anda biteceği için hafta içi çabuk erisin bitsin.
  • Ek ve hafif gereksiz bilgi: Hala Football Manager 2013 oynamıyorum. İki aydan fazla oldu sanırım, gündüz açsam mı dedim önce Steam'i açtım, oyunu açamadan Steam'i kapattım oyundan nefret ederek.
  • Kendisini oynamadan geçirdiğim zaman diliminde yararlı bir şey yapmamış olsam da gereksiz sinir-stres olmuyor, daha ne olsun.
  • Bu arada günden güne İskender Çınar'ı daha iyi anlıyorum, mutfakta bir şeyler yapmayı zaten seven biri olarak iyice kaptırdım kendimi. Kısır, un kurabiyesi, anne pizzası, çorbalar, kekler derken yapmadığım şey kalmadı yakın zamanda. Zaten yapardım ben hepsini eskiden beri ama bu kadar sık yaptığım dönem olmamıştı.
  • Mutfak demişken, az önce de sucuk yemişken, medyum da Memiş iken, dur ya neler oldu.
  • Toparlıyorum, sucuk ve mutfak dedim aklıma geldi işte, deve sucuğu yedim ben. Değişik olur sandım ama normal sucuktan farkı yok gibi.
  • Buraya kadar gelip fotoğraftaki adamdan bahsetmedim. Biraz daha bahsetmeyeyim, blogun sadık okuyucuları burayı sona kadar okuyorlar zaten, en son bahsedeceğim, tamamen gıcıklık ediyorum şu an, başka bir şey değil.
  • Ben bu arada çok ve dengesiz beslenmeye devam etmeme rağmen az daha kilo verip 71 oldum ama sanırım dengeli ve adam gibi beslenmediğim için giden kilo göbeğe yansımadı, hafif göbeğimsi şey hala benimle birlikte.
  • Şu vizeleri bitsin artık Ege'nin. Ha bitmesi çare değil, bir kişiyi görmem ve güzel şeyler olması lazım sonrasında. Bu satırı okuyan bana şans ve mutluluk dilesin, dilemeyenin evine at pislesin, odasına eşek arıları yuva yapsın.
  • Çok seviyorum ama ne yapayım.
  • Şimdi gelelim fotoğraftaki adama. Hala tanımayan bilmeyen zaten benim gözümde hayata 2-0 yenik başlamıştır. Sizin gözünüzde X müzisyeni bilmediğim için de ben 5-0 geride olabilirim hayatta, o sizin bileceğiniz iş, şu an düşünüp yazan ben olduğuma göre 2-0 geridesiniz.
  • Fotoğraftaki kişi bence müzik tarihinde müziğin başına gelen en güzel insan: Parov Stelar, gerçek adıyla Marcus Füreder. Ancak gerçek adıyla pek işine rastlayamazsınız, siz Parov Stelar olarak tanıdınız ve bildiniz, öyle devam edin.
  • Tam ben bu satırı yazarken Charlestone Butterfly çalıyordı kendisinden, şarkı değişti Homesick çaldı. Kendisinin en klas işlerindendir bu ikisi diyeceğim ama bence tüm şarkıları dünyanın en güzel şarkıları. Yani saymaya başlasam susmam, Dandy derim, You And Me derim, sonra The Mojo Radio Gang var, gang demişken -korkmayın bang demeyeceğim- Jimmy's Gang var. Coco güzel, Shine da çok güzel, A Night In Torino harika, Distance ayrı efsane. Bitmez bu saymalar, hepsini dinleyin.
  • Geçtiğimiz hafta yeni albümü de çıktı ama bu sefer Parov Stelar değil de Parov Stelar Trio olarak çıkardı albümü. Trio'yu eklediği isimle ilk albümünün adı ise The Insivible Girl.
  • Parov Stelar, dinleyin, dinletin, yaptığı her işe sahip olun. Dünyanın kalanında müziğin tüm türleri kalkacak ve sadece Parov Stelar'ın istediği ve yaptığı müzik kalacak desinler hiç itiraz etmem.
  • Ayrıca, çoğunuz hiç dinlemediğinizi sansanız da Parov Stelar'ın müziklerinden birini fazlasıyla iyi biliyorsunuz. NTV Spor'un Spor Gecesi programının birkaç ay öncesine kadar uzun süre kullandığı bir jenerik müziği vardı, işte o da bir Parov Stelar eseri, hemen YouTube'a girip "Parov Stelar - Fleur De Lille" yazarak ulaşabilirsiniz o şarkıya. Dinler dinlemez anlayacaksınız neden bahsettiğimi.
  • Böyle işte, en uzun not defterlerinden biri oldu sanırım bu. Daha çok da yazabilirim. Umarım bir sonrakini çok mutlu yazarım, bunu dileyin, ilk defa böyle bir şeyi gerçekten içten ve samimi bir şekilde istiyorum insanlardan. Mutlu olmamı ve önümüzdeki birkaç gün işlerin çok yolunda gitmesini dileyin, sinerji mi dersiniz, totem mi dersiniz bilemem o size kalmış ama faydası olursa herkese benden çay!
  • Neden bir anda Parov Stelar patlaması yaşadın derseniz de açıklayıp bitireyim. Özel bir sebebi yok, 4-5 sene kadar önce Demir(demiycem) sayesinde öğrendim, o günden beri en çok dinlediğim kişi olabilir, bu aralar da IAMX ve Parov Stelar dışında bir şey dinlemiyorum zaten. Belki biraz indie, arada süs olsun diye o da.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Valla muthis bir genre, ilk kez tanik oldum, kulagina saglik

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO