25.01.2017

Not Defteri #55


  • Blogdaki en sevilen seriye aniden bir parça daha eklemek istedim.
  • Serinin sıra numarasının 55 olması ve Sabri'yi hatırlatması sinirlerimi bozmadı değil. Bir an önce bir sonraki sayfaya geçmem lazım.
  • Gördüğünüz gibi ara çeviri geliyor blog için. Önümüzdeki günlerde iki-üç tane daha gelecek. Öyle öyle kafaya estikçe yazıyoruz Ögeday ve Mustafa'yla beraber. Bu tip şeyleri yaparım diyene kapımız açık.
  • İki arkadaşın adlarını andım zira beraber bir işe başladık, oraya bağlayacağım konuyu. Her Şeyi Biliyoruz adı altında SoundCloud, YouTube, Twitter, Facebook gibi yerlerden ulaşabileceğiniz bir podcast işine girdik. Amacımız her gün konuştuğumuz saçma şeyleri ara sıra sizlerle de paylaşmak. Hedefimiz milyonlara ulaşmak değil, olursa olur o ayrı da biz şöyle 150-200 kişileri bulsak beraber eğlensek diyoruz sadece.
  • Şimdilik prolog adını verdiğimiz bölümü saymazsak iki ana bölüm yayınladık. Blogda sağ tarafa kutucuk koyacağım, buradan da doğrudan dinleyebilirsiniz diye. Yani oluyorsa yaparım. Bu yazının tarihinden birkaç gün sonra kutucuk gelmediyse olmamıştır. Gerçi sanmıyorum ki 2017 yılına girdiğimiz şu günlerde böyle bir özelliği sunmamış olsun kayıtları sunduğumuz siteler. Neyse işte, olmuyorsa da iki link tıklayın dinleyin, adamı sinir etmeyin.
  • Benim bu her yerde okuyucuya/dinleyiciye atarlanmam ne olacak bilmiyorum. Yine de beni 10 yıldır takip ediyorsunuz, bu da başarı.
  • Yalnız şaka maka, dokuz yılı geride bıraktı blog. Eskiye oranla devamlılık artık yerlerde sürünüyor olsa da hala bir şeyler yazınca gelip okuyan, okuduğunu belli edenler var. Çok teşekkürler.
  • Bu duygu yüklü satırların ardından... Yok lan duygulanmadım, okuyorsunuz işte ne güzel.
  • Blogda bir şeyler yazarken takip eden, bekleyen, özleyen birileri olduğuna emin olduğum tek konu Not Defteri, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunu okuduktan sonra "Daha sık Not Defteri yaz!" diyen epey arkadaşım olacak.
  • Artık çok fazla futbol yazısına bulaşmıyorum hala geçimimi futbol yazarak kazanıyor olsam da. Yani mevcuttaki ve proje/teklif/dönemsel olarak gelen işler dışında blogdaki çeviriler hariç bulaşmayı istemiyorum doğrusu. Yani demek istediğim birkaç tweet atmak dışında blogda öylesine futbol yazısı yazmayı istemiyorum. Bıktım biraz. Belki nadiren Serie A olur ama eğer o yazı/yorum bana para kazandırmıyorsa Türk futbolu benden uzak dursun.
  • Bisikletle ilgili daha çok şey yazmak istiyorum ama o da bir türlü istikrarlı olmuyor. Etaplardan birini kaçırdığım anda bir daha seriye devam edemiyorum.
  • Halbuki iki etap izlemediysen onları yazma, izlediğin bir sonraki etap yaz, değil mi? Değil işte çünkü ben malım, sinirleniyorum öyle arada etap kaçınca.
  • Gerçi ben baştan "hepsini yazacağım" diye bir gazla girmesem öyle arada atlayarak yazabilirim. Demek ki hatayı en başta yapıyorum.
  • Böyle bir şarkı vardı, neydi? Hatayı en başında yaptım diye. Pop şarkıydı sanki eski. Hatırlayamadım ama sanki epey bilindik bir şeydi.
  • Aklına gelen varsa söylesin. Söylemeyen adam değildir, söylemeyen Alberto Contador'a gönülden bağlıdır, Chris Froome dilencisidir, Team Sky şakşakçısıdır. 
  • Daha fazla ağır konuşabilirim ama duruyorum.
  • Umarım her zamankinden daha sık şekilde Not Defteri ile buluşuruz. Buluşamazsak da her yerden hakaret ve tehdit ederek yazdırın bana.
  • Aklıma yazacak birkaç şey daha geliyor ama uzamasın ki bir sonraki Not Defteri sayfasını doldurmak için bir şeyler kalsın aklımda.
  • Her Şeyi Biliyoruz'u dinlemeyi ihmal etmeyin, beni sinirlendirmeyin.

dipnot: paulo sousa adam değildir. destekleyen ve ümit besleyen herkes kahrolsun.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO