20.10.2010

Sabotaj?..



Karşılıklı olarak feshedilen anlaşma sonrasında bir dönemin daha sonuna geldik. Rijkaard ve Neeskens devri kapandı. Her ne kadar oynattığı futboldan, takımın gidişatından ve klüpteki genel havadan hoşlanmasam ve bunların sorumlusu olarak birinci dereceden kendisini sorumlu tutsam da, gidişine üzüldüm. Ne diyeyim? Kimya uyuşmazlığı sonunu hazırladı. Türkiye gibi farklı dinamiklere sahip bir ülkede kendi sistemini oturtmaya çalıştığı için oldu bunlar. Tutmadı yani. E, bize ters tabi sistem falan.

"Sistem oturtmak" dendiği zaman ortalama bir Hollandalı ne düşünüyorsa, bizler tam tersini aklımıza getiriyoruz. Ne bileyim, "yarın matematikten boru gibi sınav var" denmiş gibi bir his. Sistemsizlik -kaos- işimize geliyor her zaman. Daha rahat, daha davetkar. Tıkır tıkır işleyen bir makina yerine, çalışmadığı zaman tekmeleyebileceğimiz bir “pancar motor” fikri, sonucunda başarısızlık ihtimali yüksek gözükse de daha çekici bizler için. Ben Alman değilim ki kardeşim kazık yutmuş gibi kalıplara uyabileyim? İsveçli değilim ki robot taklidi yapayım? Benim çocuk ruhumdan anlayacak, beni gaza getirecek adam istiyorum.

Beni yeterince gaza getirirsen sahada Messi'ye bile adım attırmam. Ama "sen burada dur, arkadaşın da orada duracak, Messi buradan geçmeye kalkacak, sen de onu durdur" diye anlatmaya kalkarsan bocalarım, yapamam. Elim ayağıma dolanır "ne yapacaktım lan ben?" diye. hah, Lucescu çözmüştü bak beni. Ama o da aynı kaos sisteminin kurbanı oldu. Yahut, Fatih TERİM. Rijkaard'ın yerine adı geçiyor ya hani, o işte.

Biz Galatasaray'ız. Sistem neymiş, teknik direktör gider, teknik direktör gelir. Bu sene başarılı olamasak da önümüzdeki yıllar ne güne duruyor? Ben alışığım istikrarsızlığa. Hayat tarzım bile bu lan? Sen de gelmiş "sistem" diyorsun. Böyle verirler adamın eline bileti.

Neyse. Neden başarılı olamadığı uzun uzun tartışılabilir, sayısız sebep bulunabilir.

Ama sağda solda bakıyorum, başarısızlığın nedenini futbolcuların kendisini sabote etmesi olarak görenler var. Az da değil, kime sorsan aynı laf. Genel intiba şu;

"Vay efendim sabote ettiler!!.."

Şimdi bana "futbolcular sabote etti" demeyin arkadaşım. Olan biteni bu kadar kolay açıklayamazsınız.

O son Ankaragücü maçındaki hareketlerini gördüm. Aralarının iyi olmadığı zaten biliniyordu, tamam. Ama Servet bir buçuk senedir mi baltalıyor takımı?

Kim sabote etmiş, Mustafa SARP mı? Rijkaard'ın en fazla güvendiği, neredeyse her maç forma verdiği, hani başka bir teknik direktör geldiği zaman değil forma, Florya'yı bile zor görecek olan Mustafa SARP mı sabote etti Rijkaard'ı?

Yahut Ayhan? Emekliliği gelmiş Ayhan "lan bu adam beni bi rahat bırakmadı, her maçta oynatıyo" diyerek mi sabote etti?

Belki Arda? yok yok, Hakan BALTA.. O sabote etmiştir kesin. Belki de Kewell, Baros, ne bileyim Cana? Ama yok lan, o da yeni geldi.

Onu bırak, "eldeki malzemeyle bu kadar" diyen var. Sen Gerets dönemindeki şampiyonluğu görmedin mi arkadaşım? Hani şu Cihan'la, Orhan'la
şampiyon olduğumuz seneyi? O zaman 83 puan alan takımdaki futbolcular şimdiklilerden daha mı iyiydi? Necati ATEŞ'ten bahsediyorum?

Olm, akıllı olun lan biraz.

Bana "takımı futbolcular sabote etti" veya "elindeki kadro kötüydü" diye savunmayın bu adamı. Mantıklı şeyler söyleyin, adam gibi tartışalım, akıl yürütelim. "Sakatlıklar çoktu", "Şanssızdı", "Total futbol bize uymadı", "yönetim arkasında durmadı", "les Adnans" falan deyin, ama futbolcuların sabotesinden, ya da kadro yetersizliğinden bahsetmeyin. Problem neredeyse tespit edip bir şeyler yapalım.

Ama bana bu iki bahaneyle gelmeyin, kalbinizi kırarım.

Not: Bir kısmı Ekşi Sözlük'teki bir yazımdan alınmıştır..

7 yorum:

moist dedi ki...

ben de cihanla orhanla şampiyon olduğumuz sene bahanesine çok sinirleniyorum şahsen. kaç sene geçmiş üstünden, ligdeki tüm takımlar yerinde mi saydı? bir galibiyete 300bin € para veriliyor artık, lig aynı lig değil. kadro bu yeni düzene oranla yetersiz, yüreksiz ve ikiyüzlü bu kadar basit.

onur dedi ki...

Aynen katılıyorum. Kabız, yetersiz olarak nitelendirdikleri yerli futbolcuların yerine hangi alternatif yerli oyuncuların alınabileceğini söyleyemeyen futbol ulemaları aynen CHP'nin ülke sorunlarına getirdiği çözümler gibi üfürükten teyyare yapıp uçurmaktadırlar...

CaRtMaNtR dedi ki...

sorun zaten bu adamların yerine konabilecek yerlilerin hali hazırda olmamasıydı. böyle sistem oluşturacağız, model kuracağız derken modele uygun kadronun yaratılması 1-2 seneden uzun sürede olabilecek mevzulardır.

ha hala geretsli şampiyonluk diyoruzda ondan sonraki senede aşağı yukarı aynı kadro ile neredeyse hiç bir şey yapamadık. o kadaro ve o sezon istisnai bir sezon ve peformanstı. kısa vadede çok şeyler kazandırdı ama uzun vadede eksikleri görmeyi engelledi. hatta görünüşe bakılırsa hala engelliyor gibi.

buriel dedi ki...

Bir de tersten bak olaya. bugun milli oyuncularimiz servet ve hakan balta zorunluluktan oynuyorlar milli takimda. ortasahamizda oynayan mustafa sarp ve ayhan ise hicbir superlig takiminda direk forma giyemez. bunun haricinde tamamen rijkaarddan bagimsiz yapilmis transferlerimiz ve uyumsuz bir kadromuz var. gercekci bir yaklasimla bu kadronun 5.likten daha fazlasini yapmasi imkansiza yakin.

Lutfen bu sene basindaki oyunu gecen senenin basiyla karsilastir. oyuncularin oynama isteklerini, sisteme bagli kalma cabalarini, motivasyonlarini..

Turk oyuncular acikca takimi ve Rijkaardi sabote etmislerdir. Bu su goturmez bir gercektir. Yonetim de canak tutmustur, hatta adilik yapmistir, Turk oyunculara destek olmustur, istedigi transferleri yaptirmamistir (istedigi transferden kastim Marquez degil tabiiki, gercekci makul isimler, ornek olarak Misimovic yerine Ledesma, Pino yerine Gio). Degeri dusmesin diye ak Servetini korumustur, kadro disi biraktirmamistir. Benim bildigim GSda coktan postalanmisti. Ornek vermek gerekirse, Necati ve Umit Karan derim.

Kimse GSdan buyuk degil derler ya, hani Hagi icin demislerdi zamaninda. Oyle degil iste, GS o kadar kuculdu ki, degerleri o kadar yerlerde surunuyor ki, artik isimler futbolcular yonetim hatta adnan sezgin ismi bile GS isminden buyuktur.

Ve bunu bile bile Adnan Polat yine bizim zayif noktamiz olan Hagiyi basa getirmistir. Bizim ona karsi besledigimiz saf naif duygulari hatta askimizi kendi cikarlari icin kullanmaktadir, hem de ikinci defa harcamak pahasina. Ne kadar GSli oldugunu katildigi her programda bize gosteren Hakan Sukure teklif goturmustur. Adilik artik bu boyutlara varmistir.

Daha kotusu olmaz dedigimiz Ozhan Canaydin doneminde bile en azindan onurumuz vardi. Simdi tuttugum takimin yonetilis biciminden, gurur duymamiz gereken Turk futbolcularindan igreniyorum ve utaniyorum.

alexander goygoyeviç dedi ki...

@ burcin

ben de aynı şeyleri söylüyorum, şu anki yerli oyuncuların yerine oynatılabilecek başka yerli oyuncu yok ülkede. servet ve hakan balta'nın milli forma giydiği ülkeden bahsediyoruz. eldeki yerli oyuncu kadrosu türkiye liginde zirveye oynamaya yeterli. bunu inkar etmeyelim. gerets dönemimdeki şampiyonluğu örnek gösterdim, çünkü akla gelen ilk örnektir o. "sınırlı bir kadroyla başarı nasıl yakalanır" konulu ders niteliği taşır tek başına. o dönemki maddi sorunları da unutmayalım. kimse gerets'in eline bugünkü gibi elano, baros, misimoviç, cana, neill gibi adamları vermemişti. yine de başarı geldi.

gerets konusu açılınca "bir sonraki sene neden olmadı" örneğini verenler mevcut. tam anlamıyla bardağın boş tarafını görüyor bu arkadaşlar.

teknik direktörlük ilginç bir makam. illa da futbolu, taktiği falan çok bilmeyle alakalı değil. kimseden lucescu ayarında bir futbol taktisyenliği beklemiyoruz. ama yönetici pozisyonundaki bu insanların eldeki malzemeden bir yapı inşa etmek için harç vazifesi görmesi lazım. huysuzlanan servet'i de, elano'yu da takım bünyesinde tutabilmesi lazım. kabul, rijkaard'ın bunu başarabilmesi için yönetim desteğine ihtiyacı vardı. hani şu daha iki hafta önce tv'lere çıkıp "arkasındayız" mesajı veren yönetime. ama yine de bu konularda zayıf kaldığını düşünüyorum.

tamam, herkese bok attık, yönetimi, teknik ekibi, futbolcuları sıradan geçirdik. eyvallah.

şimdi taraftar olarak dönüp kendimize bakma zamanımızdır arkadaşlar.

klüp, bizi yansıtan bir aynadan başka bir şey değil. biz istediğimiz için transfer yapılıyor, biz istediğimiz için teknik direktör değiştiriliyor. taban biziz. biz kazan kaldırınca yönetimler değişiyor. bu klübün esas dinamiğini biz oluşturuyoruz. başkası değil. geçen sene arda'nın kız arkadaşına beste yapıp tribünde söyleyen de, ankaragüzü maçında istifa çığlıkları atanlar da bizleriz. hiç "ben yapmadım, ultraslan yaptı" falan demeyin. mevzu biziz.

transfer dönemlerinde taraftar forumlarını, blogları, okur yorumlarını falan açıp bakın. nasıl çığlıklar attığımızı görün. bu çığlıkları susturmak için bugün bir ton yabancı oyuncu kadroda. ondan sonra da "yerli oyuncular iyi değil". değil tabi bebeğim. değil tabi paşam?.. sen istedin bunu? alt yapıdan futbolcu getirip koysalar ne kadar sabredeceksin pişsin diye? üç maç sonra yuhalamayacak mısın? yapmam deme, çok yaptın çünkü. çok yaptık.

oysa hep söylüyorum, galatasaray'ın kurtuluşu öz kaynaklarına dönmekle olur. alt yapıdan kendi futbolcusunu üretmekle, formasının, armasının kıymetini bilen jenerasyon yaratmakla olur. misimoviç,pino transferi ile değil. kewell ile değil. ha, yılda on maç oynayan kewell'i koyabiliyor musun alt yapının başına? o zaman iş yapmış olursun işte. bu klüpte şu ana kadar yapılan en güzel işlerden biri, tugay'ın alt yapıya getirilmesi olmuştu. şimdi gündemdeki senaryolara göre o iş de yatmış bulunuyor. günü kurtarmak yerine, tugay'a iki üç sene zaman verip alt yapıdan çıkaracağı adamlarla takımın başına geçmesi beklenebilirdi oysa.

benim hayalim budur işte. kadrosunun en az yarısını alt yapıdan çıkarmış, kısıtlı maddi olanaklarını da işe yarayacak yabancı oyuncu takviyesi için kullanmış bir galatasaray. başarının formülü bu. inamotolara, barossolara, meiralara, işe yaramayacak bir ton yabancı oyuncuya milyon euro'lar dökmekle olmayacağı açık.

onur dedi ki...

@ alexander goygoyeviç

1) Taraftar halkı temsil eder; bu toprakların halkının özellikleri ne ise taraftarın özellikleri de odur. Bu toprakların halkı da sabırsızdır, acelecidir, sıcakkanlıdır, planlama & organizasyona alerji duyar. İstatistik olarak üç büyükler her 3 sezonda 1 şampiyon olmaktadırlar; dolayısı ile taraftarlar da taa 55 yıllık bu geleneği devam ettirmek isterler; bu başarıyı beklerler ki normaldir. Derwall geldiğinde GS tam 11 sezondur şampiyon olamıyordu; dolayısı ile herkeste bir bezginlik vardı ve adamın devrim yapmaya fırsatı oldu. Camia, beklentiler dibe vurmuştu çünkü. Haa bir 10 sene daha şampiyon olamaz isek yine aynı durum ortaya çıkabilir. Ancak gelirleri artmış, iyi yönetilen bir GS'ın şampiyonluktan uzak kalmasını hiçbir taraftar kaldıramaz çünkü alışkanlıkları budur. Özellikle 1973-1987 arasını yaşamamış genç jenerasyonun.

2) Hiçbir altyapı organizasyonu her sezon kadroya girebilecek kadar iyi 2-3 oyuncu çıkartamaz profesyonel futbolda. Bugün GS kadrosunda Sabri, Arda ve zaman zaman forma şansı bulan Aydın bulunmaktadır ki üç büyükler düşünüldüğünde oldukça iyi bir rakamdır.

3) Transferde işin sırrı (bana göre) kariyerli yabancıyı -ama sakat olmayanından- parasını bastırıp; yerli oyuncuyu gençken (20 yaş altı) keşfedip almaktır.

buriel dedi ki...

@alexander

guzel demissin, klubun her tarafini bok goturuyor. unutmusum ama taraftarlar zaten ayri bir sorun, onlara hagiye kufrettikleri zamandan beri saygim sifir.

sana katilmadigim tek bir konu var o da gerets konusu. o bir yanilmaca tamamen. ayrica Cihan ve Orhan da o kadar kotu oyuncular degiller, Cihan kocaelideyken turkiye liginin en cok top kapan oyuncularindan biriydi, ilk ucteydi. Orhan da umit milli olmus ihtiyac sonucu sol aciktan sol bek sonra defans sonra libero yapilmis biridir, yani oyunu iyi bilir, teknigi de gayet iyiydi kocaelinde, sonradan futbolu unuttu o ayri. herhalde sorumluluk almayinca risk almayi unutuyorsun.

Onun disinda tas gibi iki stoper bir de on libero vardi. Hepsi hizliydi zaten kontra cok yemiyorduk. Simdiki Hakan Baltanin 3 kati hizindaydi Tomas da Song da Saidoo da. Forvette sorumluluk alan ayaginda top tutan oyuncular arti 4 (bak bugun bir bucuk) forvetimiz vardi. Yani sanildiginin aksine pahali transferlerimiz yoktu ama yabancilarimiz iyiydi.

Yine de noldu. Ilk sene 83 puan alan takim ikinci sene 50 kusur puan aldi. Sonra Feldkamp geldi yine 70 kusur puan aldik. Sonra yine sacmaladik. Yani bu ne demek. Oyuncular isteyince oynuyor demek. 83 puanli kadronun ustune Arda Inomoto geldi Saidoo gitti. Ama rezil bir sezon gecirdik. Bu cekiski degil mi? Degil. Cunku bu oyuncularin bu ilk vakasi degil. Daha once de yaptilar, koklerini kazimazsan yine yapacaklar.

Bu klup ne zaman bir hocayla 4-5 senelik sozlesme imzalar, o zaman futbolcuya dayali duzen biter. Simdi hazir oyuncu falan diyorsun ama hicbir taraftarin da Mustafa Sarpi istedigini zannetmiyorum. Bu sekilde yonetimi aklayamazsin. Sen Rijkaardin istedigi oyunculari alma, yerlerine sacma sapan adamlar al, ondan sonra taraftar boyle istedi. Yok yaa..

Taraftar bence Arda ve Sabri haricindeki hicbir Turk oyuncuya bayilmiyor, onlar da idare ediyor simdilik. Gokhan Zan, Serdari aliyorsun, toplam 300 dk oynamamislar. O kadar sakat var, hani bunlar hazirdi. Hazir olsalardi Besiktas birakmazdi zaten.

Elalem Cenk Goneni Sezeri alirken uyuyorsun, adamlar parladiktan sonra cok istiyorlar diyorsun. Simdi atiyorlar, su kadar paraya bir suru oyuncu aldik diye. Hani nerde allah askina. ben niye kimseyi goremiyorum. O kadar transfer yapiyoruz niye senelerdir ayni kemik kadroyla oynuyoruz. Demekki transferler boktan, demekki yonetim bu isi bilmiyor. Rijkaardi dinlemedigi de ordan belli zaten. Su ana kadar sadece bir kisiyi aldirabildi adam. Gio nun da adi cikti sonra Rijkaardin adami diye. Sonra da almadin, Rijkaardi kovacaklarini ordan anlamaliydim. Simdi siksen oyle bi adam gelmez bize bir daha. Yani elini cebine atcaksin, ya da hic zahmet etmiyceksin transfer yapmiycaksin.

Su takimda Mustafa Sarpin oynadigi her gun, Servetin ekmek yedigi her dakika biz geriye gidiyoruz demektir. Istersen yonetime suc bul, ister tersten gosterip taraftara kiz, ister benim gibi oyunculari saticilikla kahpelikle sucla, bu takimdan cacik olmaz. Hagi gelse de olmaz.

Haginin gelmesi Adnan Polat icin yastiktir. Tepkimizi yariyariya boler. Ofkemizi icimize atariz Hagiye saygimizdan ve onun bize saygisindan. Ama Adnan Polat bugunleri cok fena odiycek.

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO