12.04.2009

Yine Aynı Film : Galatasaray 0-0 Fenerbahçe

Derbi gündüz başlamıştı, yani hava aydınlıktı. Galatasaray için de aynı oranda parlak başlamıştı herşey. İlk yarım saatteki baskıyı Bülent Korkmaz döneminde ilk kez görebildik. Galatasaray'ın kazanması için de o bölümde golü bulması lazımdı ama olmadı. O bölümde farka gidebilecek maçta gol gelmeyince kalan 60 dakikada pek de gol bekleyemedim, nedenini bilmiyorum ama bir umutsuzluk vardı içimde. O da bana özel bir saçmalık olarak kalsın. Futbolu dolu dolu yazmak isterken akşamın sonu tatsız bitti. İlk yarım saatteki futbolu 90 dakika oynayıp kazanamasak üzülmezdim ama o güzel oyun bu saçma sapan olayların ardında kayboldu gitti ya, buna üzülüyorum işte ben. Bu tatsızlığın temelleri ilk yarıda atılmıştı, Emre Belözoğlu-Sabri ikilisi aslında ilk yarıda oyun dışına alınabilse daha doğrusu gönderilebilse daha temiz bir maç sonu yaşayabilirdik. Gerçi Ali Sami Yen'de üç maçtır üst üste 90 dakikayı tamamlayamayan Lugano'ya nasıl engel olunacaktı, o da ayrı bir konu. Arda-Semih kargaşasına ise diyecek çok şeyim yok, iki oyuncu da basın açıklaması yaptı. Arda net ve seri şekilde konuştu ve gitti. Semih ise duraksadı, takılarak konuştu ve vurmadığını söylerken sert dokunmuş olabilirim diye ağzından kaçırdı bu ikili arasındaki olayı kendisinin başlattığını. Zaten iki oyuncunun gözlerine baktığımız anda anlıyoruz kimin doğru kimin yanlış konuştuğunu. Emre Aşık'a da yazık oldu, maç boyu agresifti belki ama uzatmadaki kavgada pisi pisine gitti. Dayağı yedi ve atılan o oldu.

Maç sonu için Lig TV'yi alkışlamak istiyorum(!) Çok adaletliydiler doğrusu.. Lugano olayların başlamasından sonra aut çizgisinde Emre Aşık'ı yere düşürdükten sonra üzerine gidip Emre yerdeyken vurmaya hazırlanıyor, yayıncı kuruluş kesiveriyor görüntüyü o noktada. Olayları başlatan noktada Lugano'nun Emre'ye attığı kafayı gösterirken de zoomlanan görüntüyü Yasin'den sonra kesip sadece Emre'nin düşüş anını gösterdiler, kafa vurma anı görünürde yoktu. Neyse ki TRT tüm detaylarıyla gösterdi hepsini. Bu bir detaydı, değinmesek olmazdı. Lugano-Emre arasındaki iki kritik olay da sıcağı sıcağına gösterilebilecekken Lig TV'nin makasına kurban gitti.
Futbol konusunda konuşulacak şeyler dediğim gibi ilk yarım saatteydi. Carlos'un arkasına bu kadar çok sarkılıp pozisyon bulunmasında Fenerbahçe adına en büyük etken Uğur Boral'dı. Gençlerbirliği'nde savunma yapmaya alışmışken Fenerbahçe'de tamamen ileride oynayıp savunma yönünü unutmasının getirisiydi bu, savunmada Carlos'un kademesine gelememesi Kewell, Baros ve Sabri için bulunmaz bir nimetti. Carlos'un tamamen kendi suçu olan tek pozisyon maçın da kader anıydı bana göre. Kewell jeneriklik golü denemeye kalkmayıp yürüse boş kaleye iki üç arkadaşını yollayacak topla birlikte.. Heyecan veya acele ne dersek diyelim, olan oldu bir kere. Kewell'a o pozisyon dahil hiç bir şekilde tek kelime edemeyiz zaten. Son olayda oyunda olmasa da maç içerisinde hiç bir gerilim dolu pozisyonda Kewell ön planda değildi, sadece Selçuk'un kartında faulün yapıldığı isimdi. Keşke tüm yabancılar böyle olabilse, keşke Lugano ile uğraşmasak. Lugano hakkında konuşunca tepki çekeceğimi biliyorum ama durunm böyle, bunu da değiştiremem, sonuçta kuzguna yavrusu şahin görünecek her zamanki gibi. İki takımın da rakipleri tarafından en çok saygı duyulan iki oyuncusu Arda ve Semih'in atılmasına başrolü oynadı Lugano.

Fırat Aydınus'un ilk anlarda yani maçın maç olduğu anlarda yönetimi gayet iyiydi de Emre B.-Sabri olayında kontrolü eline alamadı, Selçuk'a ikinci kartı veremedi derken ikinci yarı koptu gitti herşey. Her olayda kahkahalar atıp gülüp eğlenip milleti susturmasa, biraz ciddiyete doğru kaysa sert tavır takınsa daha güzel şeyler olabilirdi. Güler yüz ve sempatik tavırlar da bir yere kadar olumlu sonuç veriyor, sonrasında böyle oluyor işte her şey. Selçuk'un uçan tekmesi kasıtlı olmasa da cezası yeryüzünün her noktasında sarı karttır, nedense Fırat Aydınus'a göre öyle olamadı bu. Şu maçta Emre Aşık atılırken Sabri ve Emre Belözoğlu 90 dakikayı tamamlayabiliyorlarsa o hakem başarısız olmuştur, bunu daha da uzatmaya hiç mi hiç gerek yok.

Bütün bunlar olurken Fransa'da Lyon artık lider değil, Türkiye ve İtalya'da iki büyük derbinin oynandığı haftaya damgasını vuran olay budur benim gözümde.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO