22.05.2017

Giro d'Italia 2017: 14. ve 15. Etap

Dinlenme günü bitmek üzere neredeyse ve ben daha hafta sonunu yeni yazıyorum. İki etabı ayrı ayrı da yazsam olurdu ama iki gün öncenin yazısını ayrıca girsem pek mantıklı olmazdı. Önce 14. etabı, sonra 15. etabı konuşup bitireceğim. Son haftanın her günü için ayrı ayrı yazı olacak o garanti. Çünkü artık bir dakika bile gözümüzü ayırabileceğimiz bir an olmayacak. Ben 23-28 Mayıs arasında iş, uyku ve yeme-içme düzenimi bile tamamen Giro üzerine kurdum. Hastalıktan perişan haldeyim ancak ilaç saatlerimi bile etaplar sırasında içmemi gerektirmeyecek şekilde planladım. Neyse ya bundan size ne. "Not Defteri" serisine döndürmeye gerek yok bunu. O seriden bir tane daha yazarım bir ara.

Biz dönelim yollarda yaşananlara. Öncelikle şunu diyeyim; Giro'nun ikinci haftası sona erdiği zaman Dumoulin'in farkı korumasını çok büyük başarı görüp, 20-30 saniye yemiş olmasını normal karşılayacaktım. Ancak farkı korumayı geçtim, Nairo Quintana'ya gitti 22 saniye daha fark attı. Bu tamamen tahminlerimin dışında bir olaydı. Dumoulin zaman çalacak deseler en fazla etap sonunda Quintana'dan fazla bonus alıp altı saniye falan kazanabilir derdim. Quintana'nın inatla tempo yapıp uzun bir süre herkesi silkelemeye uğraştığı 14. etapta Nibali bile tutunamazken önce tutundu, sonra zamana karşı moduna geçip harika bir son bölüm çıkararak etabı aldı.

"Pembe mayonun hakkını vermek" nedir derseniz tam olarak budur işte. Dumoulin, 28 Mayıs akşamı en tepede olur mu, Trofeo Senza Fine'yi kaldırır mı bilmiyorum ama daha üçüncü hafta başlamamışken bile pembe mayonun hakkını tamamen verdiğini söyleyebiliyorum. Ben iki dakika önde olup da tamamen defansif bir strateji izleyen sporcuları pek sevmem. Süreyi korumak bir yana böylesine güçlü ve kararlı gözükerek atak yapması, üçüncü haftada her fırsatı değerlendireceğinin bir göstergesi. Mayoyu koruyup, zamana karşı için yeterli farkta kalması kesinlikle düşündüğü bir şey değil. Milano'daki zamana karşıya giderken zaten en önde olmayı hedeflediği çok açık.

Tabii ne olursa olsun üç haftalık turda bacaklarda ani değişimler yaşanması çok olası. 14. etapta çok diri gözüken bacaklar, salı günü Mortirolo üzeri duble Stelvio yapılırken ufak bir hata sonrası bitik hale gelebilirler. Üstelik böylesine acımasız ve korkutucu bir üçüncü haftada fiziksel durumu ve ritmi bir kere kaybetmek, kalan günler için de felaket senaryosu oluşturur. Dumoulin'in bu konuda da iyi odaklandığını düşünüyorum. Kendisini öve öve sonsuza kadar yazabilirim sanırım. Gördüğünüz gibi sevdiğim, başarısına sayfa sayfa methiyeler düzebileceğim adamlar da var.

Gelelim 15. etaba. Bildiğimiz bir klasik etabı gördük aslında. Lombardia'nın, Grand Tour etabı olarak adapte olmuş versiyonuydu. Yayını yoldayken, Marmaris'e dönüşte izledim ve uzun süreler boyunca odaklanma şansım olmadı ama son bölümlere epey göz atma şansım oldu. Genel klasmancıdan klasikçiye birçok kişiye uygun bir yapısı olduğunu biliyoruz. Yani bunu Nibali de alsa sürpriz olmazdı, sadece daha az favori bir isim etabı almış olurdu. Adını anmayı pek istemiyorum ve kendisinden çok nefret ediyorum ama Alejandro Valverde buralarda olsa kimseye bırakmazdı. Ayrıca Giro'ya katılmamasına anlam veremediğim Diego Ulissi için de en uygun etaplardan biriydi. Ulissi son inişle beraber sazı eline alır, 20-25 saniye farkla kazanırdı herhalde...

Neyse ki etap, mevcut kadroda çok sevinebileceğim bir isme gitti. Bob Jungels, ileride tamamen iddialı bir genel klasmancı olabilecek mi bilmiyorum ama kariyerinde bu tip etap galibiyetlerini çoğaltıp genel klasmandan uzaklaşırsa üzülürüm. Giro veya Tour alabilecek yetenekleri olduğunu düşünüyorum ama mevcut haliyle zor. Şimdilik onu ve kariyerini konuşmanın yeri değil, sonraya bırakalım. Etabı almasından ve onun da taşıdığı beyaz mayonun hakkını verip, kendi adına süre kazanmasından memnunum. Sprint dışında etaplar varken iki gün üst üste sonuçtan memnun olduğum nadiren görülmüştür. Üçüncü hafta için nazar değmesin diyebiliyorum sadece... 15. etabı çok uzatmadım, söyleyeceğim çok şey yok çünkü uzun süre izleyemediğim için. Üçüncü haftanın can yakacak, kalp ritmimizi tetikleyecek, acı ve heyecan dolu etaplarında görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO