15.05.2017

Giro d'Italia 2017: 9. Etap - Blockhaus

Giro'yu gerçekten başlatan ve genel klasmanı cayır cayır yakan ilk etap geride kaldı. Bir Fırat Selçuk klasiği olarak yazıyı tabii ki dinlenme gününe bıraktım çünkü uyandıktan sonra etabın son bölümünü tekrar izleyip aklımdan çıkan bir şeyin olup olmadığını kontrol etmem lazımdı. Yokmuş. Öncelikle etapta Blockhaus tırmanışı başlayana kadar kayda değer bir şeyin olmadığını hatırlatmak lazım. Sadece Movistar o meşhur son 13.5 km için hep önde tempo yapıp olabildiğince Quintana'yı korudu ve diğer rakipleri yordu. Bunun epey işe yaradığını tırmanış ilerledikçe metre metre gördük.

Güne damgasını vuran olay Quintana'nın galibiyeti olmalıydı ancak yine bir motor yüzünden, olaylar yarışın önüne geçti. Blockhaus'tan hemen önce, 15 km kala yol kenarında duran motora Team Sunweb'den Kelderman çarptı ve arkasında gelen Team Sky en büyük hasarı aldı. Kelderman da abandone oldu, onu unutmadan başta söyleyeyim. Arada Orica!nın lideri Adam Yates de kaynadı ve onun da genel klasman umutları son buldu. Sky'da günler ilerledikçe Thomas mı Landa mı genel klasmanda daha iyi duruma gelir ve liderliği tek başına alır derken iki lider de aynı anda Giro'yu kazanma iddialarına veda ettiler. İşin ilginci, kaza anında daha büyük hasarı Thomas aldı diye düşündük çünkü Landa kalkıp arkadaşının bisikletiyle hemen ilerledi. Ancak bir süre sonra Landa geri gitti, bisiklet değiştirdi ve muhtemelen ilk anda fark etmediği bir sakatlığın etkisinde kaldı ve Giro'daki amacını genel klasmandan ve podyumdan değil ilk 10'dan bile düşük seviyeye çekip sadece etaba oynayacak hale getirdi. Getirmek zorunda kaldı demek lazım daha doğrusu. Sonuç olarak daha çok etkilendi diye düşündüğümüz Thomas 4 dakika yerken Landa 26 dakika yiyerek bitirdi. 

O mu lider olur bu mu lider olur derken, Sky'ın iki lideriyle birlikte devre dışı kalmasıyla Blockhaus'ta meydan Hollandalılarla beraber Nibali-Quintana-Pinot üçlüsüne kaldı. Saydığım üçlü önce farkı açıp gittiler, Quintana da yanılmıyorsam beşinci veya altıncı denemede diğer ikisini döküp etaba yürüdü. Quintana dökene kadar diri gözüken, atakları oturarak karşılayan ve yüksek kadansıyla dikkat çeken Nibali nasıl oldu da sonrasında Mollema'ya bile geçildi aklım almıyor. Geçen sene de böyle geri geri düşüp en sonunda parçalayıp almıştı Giro'yu ama bu defa böylesine güçlü bir Quintana'ya karşı işi zor. Pinot da kariyerinin en verimli üç haftalık turunu yapıyor ki kendisinin hala her şeyi yüzüne gözüne bulaştıracak bir iki haftası var. Güven vermeyen bir kardeşimiz kendisi. Şu an Quintana'nın yerinde 30 saniye farkla etabı almış ve pembe mayoyu sırtlamış kişi Pinot olsa hiçbir şekilde güven vermezdi.

Pinot dışında tırmanışın en dikkat çeken ismi hemen ardında üçüncü olan Dumoulin oldu. Kendisinin hem Pinot hem de Quintana karşısında çok ciddi bir zamana karşı avantajı var. Salı günü bireysel zamana karşının ardından %90 olasılıkla pembe mayonun yeni sahibi olacağını düşünüyorum. Yokuşlarda da böyle toplamda 30-40 saniyelik bir farkla geride kalıp daha büyük farklar yemezse son gün zamana karşıda Milano'yu alev alev yakarak pembe mayoyu alabilir. Şu anki zaman farkı, 39 km'lik ilk zamana karşı etapta çok kolay kapatabileceği bir fark. Keza 3 dakika kadar geri düşen ve genel klasman liderliğine veda eden Jungels'in de podyuma yaklaşma şansı epey yüksek. Yine de yokuşlarda -henüz- Dumoulin kadar iyi olmadığı için üç haftanın sonunda doğrudan podyum iddiası olduğunu söylemek zor.

Quintana muhtemelen birkaç gün pembe mayoyu devredecek ama önümüzdeki dinlenme gününe yine pembe mayosuyla girebilir. Movistar, Blockhaus tırmanışında yaptığı gibi bu kadar güçlü bir domestik katkısı sağladığı sürece Quintana'nın tek rakibi Fransa'da Froome olur. Tabii ben Giro'yu kazanacak kadar güç harcadıktan sonra Tour de France şansının epey düşeceğini düşünüyorum. Podyuma üçüncü sırada girerse öpüp başına koysun. Buna zaman var. Daha Giro'da bile dolu dolu 12 etap varken Fransa'yı konuşmayalım. Bu kadar Fransa yeter.

Giro, ilk sekiz günde beklenen heyecandan uzak geçmişti ama hem yarış dışı etken olan motor kazası olayıyla hem de tırmanışta Quintana'nın yaptığı şovla "ben başladım" mesajını verdi. İkinci haftanın son günleri ve üçüncü hafta TV başındaki kalp ritmimiz sporculara yaklaşacak. Daha toparlayıp söyleyebileceğim bir şey yok. Epey uzun bir yazı olur sanıyordum ama beklediğimden kısa sürdü dokuzuncu etap yazısı. Siz bu satırları okurken ben de Anıl Can Sedef'i podcast'e ikna edeyim ve dokuz günü toptan konuşalım.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO