26.08.2010

Marius Lacatus


Bugün babamla gelmeyen-olmayan transferlerle ilgili konuşuyorduk. Haber sitelerinde gördüğü isimleri bana sorup "o kim", "bu neci?", "şu nerede oynuyor?" gibi sorularla benden bilgi almaya çalışıyor.

Yaklaşık 10 yıldır da bu muhabbet böyle devam ediyor. Pires Uçak'ta, Kallon İmzaladı, Gallardo Cimbom'da gibi haberlerle kendi aramızda muhabbetimizi yaptık.

Bu transfer sezonunda ortaya çıkan vahim tabloyla birlikte derin bir konuşmaya girdik. Kendisi içinde ukte olan bir adamdan bahsetti: Marius Lacatus. O anlattıkça ben de az biraz hatırladım o dönemleri.

1990 yazı, ben 7 yaşındayım. İtalya'da Dünya Kupası var. Tatil için Antalya-Kemer'deyiz. Hala var mı bilmiyorum ama Miço Kamping'de. Televizyonumuzu kurduk babam maçları izliyor, ben de dibindeyim. Özellikle Romanya maçı için televizyon başındayız,babam gazetelerde Lacatus ismini okumuş, gazı almış ve bana "Bak bu Lacatus'u alıcaz, süper golcü" diyor ve ekliyor "Asıl Hagi var Romanya'da ama o adamı alamayız, boşver sen onu Lacatus'a bak"

Lacatus'lu Steaue Bükreş bizi bir sene önce Kupa Galipleri Kupası'nda yarı finalde elemişti. Romanya'ya karşı içten içe bir haset ve beğeni var babamda.
İzliyoruz maçı, Sovyetler Birliği karşısında Lacatus'un attığı 2 golle Romanya 2-0 yeniyor. Babam içten içe tedirginleşiyor. "Keşke atmasaydı şimdi göz önüne çıktı bu adam" diye serzenişlere başlıyor.

Kupa bitiyor, Galatasaray'ın parası Lacatus'a yetmiyor. Lacatus Fiorentina'ya gidiyor. Biz de yine o takımdan Rotariu'yu alıyoruz ve bu zamana kadar aklımızda bir tek Werder Bremen maçındaki pozisyonu kalıyor.

1 yorum:

Metonet dedi ki...

lacatus'un etiketinde 86 cl vardı zaten. bize gelmemesi normal. o sene hagi real'e, 3lünün en zayıf halkası da bize gelmişti.

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO