8.07.2015

Tour de France 2015 - 4. Etap


Bu biraz geç oldu, kusura bakmayın, internetle ilgili ciddi problemler yaşıyordum, yeni yeni aşabildim. Zaten beşinci etabı da yayının yarısında açabildim.

Dördüncü etapta Belçika'dan Fransa'ya geçtik, Tour de France'ın gerçek topraklarına giriş yaptık. Tour'un ülkesinde ilk güne yakışır bir finiş izledik ama Fransa'ya giriş bir Fransız için kabusa dönüştü. İlk beş adaylarından, hatta sürpriz yapıp podyum adayı olması beklenenlerden Thibaut Pinot için yarış bitti. Üç dakika civarı fark yedi, sorun yaşadığı yerde mekanik müdahalesi standartların çok çok üzerinde bir şekilde gecikince Pinot için Tour hedefi genel klasmandan çıkıp etap almaya dönüştü. Pireneler ve Alpler için hazırlık yapıp birer etap alırsa kötünün iyisi olacak kendisi adına.

Önceki gün Fleche Wallonne tadında bir etap izledikten sonra sıra başka bir bahar klasiği Paris-Roubaix'deydi. Arnavut kaldırımı yollar(pavé) zaten zorlayıcıyken geçen seneki gibi yağmurlu olacağı söylendi, toz toprak değil vıcık vıcık çamurun ve taşların üzerinde gideceklerdi ama birkaç damla düşen yağmur, sağanağa dönüşmediği gibi yoldaki tozu çamura bile çevirmedi. Nispeten kolaylaştı işleri ama yedi tane pave sektörden geçmek şartlar ne olursa olsun yıpratıcıdır. Bir önceki kazadan kalma sakatlığı bulunan çoğu isim için acı ikiye katlandı. Pave bize beklediğimiz heyecanı veremedi, atakları hep karşılandı, Nibali üç kez denedi, Froome ve Van Garderen başta olmak üzere herkes tutununca istediğini alamadı İtalyan.

Tatsız geçen pave sektörlerden sonra basit bir sprint finişine gidiyoruz diye bekledik zira Cavendish tüm taşları yedi bitirdi ve ön grupta kalmayı başardı. Nereden bilebilirdik sprint beklenen bir etabın Tour de France tarihine geçecek bir hikayeye sebep olacağını?

Tony Martin'den bahsediyorum elbette, insanın gözlerini dolduran, televizyon başında ayağa kalkıp bağıra bağıra yerinden zıplatan bir performansla aldı etabı. Bu etaptan iki gün önce Cavendish Cancellara'nın gerisinde kalınca üç saniyeyle kaybetti sarı mayoyu. Önceki gün ise Froome'un sadece bir saniye gerisinde kalarak yine sarı mayoyu çok hak etmesine rağmen alamadı. Birer tekerlek farklarla belki de kariyerinin en muhteşem anlarından birine imza atamamıştı. Başkası kolay kolay bırakırdı, o bırakmadı, atağını yaptı gitti, Froome ve diğerlerine farkı atıp sarı mayoyu sırtına geçirdi. İki gün boyunca boğazına düğümlenen sarı mayo hevesini tek başına söke söke aldı. Acayip hikayelerden birini tek başına yazmış oldu.

2.5 kilometre kala herkes ama herkes oradayken, tüm peloton'a karşı tek başına atağını yaptı, ağzını kocaman açıp alt dudağını sarkıtarak klasik Tony Martin ifadesini takındı ve zamana karşı temposuyla arkadan gelen tüm favorileri tek tek yendi.

Tüm genel klasmancılar(Pinot hariç) oradalardı, klasikçilerin hepsi oradaydı... Yetti mi? Hayır. Sprinterlerin düz yolcuları da hafif yokuşçuları da oradaydı, sadece Kristoff yoktu. Degenkolb ve Sagan aç gibi saldırıyorlardı. Hepsini ve trenlerini, özellikle de bu tip durumlarda mesafeyi hızla kapatabilecek, kaçanları yakalayacak tren yapmada uzman iki takımdan birini, Giant-Alpecin'i alt etti Tony Martin. Diğer takım Etixx-QuickStep olunca onu geçmesi gerekmedi zira Martin atağı yaptığı anda Cavendish etabı bıraktı, ben liderim, ben yıldızım egolarını ön plana koymadan Tony Martin'in sarı mayo koşusuna tempoya ortak olmayarak, yavaşlayarak destek oldu ki zaten normalde olması gereken buydu.


Önümüzde 17 kocaman etap var, Pireneler ve Alpler çoğu bisikletçiye kabus yaşatacak ama bence biri yokuşta 5-6 dakika farkla genel klasmanı söküp alacak performans göstermediği sürece 2015'in en unutulmaz galibiyeti dördüncü etapta Tony Martin'den geldi.

Panzerwagen kariyerinde ilk kez sarı mayoyu giydi ve umarım birkaç gün daha tutmaya gücü vardır...

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO