16.01.2009

Vicky Cristina Barcelona

İzmir'e geldim geleli özellikle de son 2 yıldır haftada 2 bazen 3 kez sinemaya gidiyordum, geçen yılın ikinci döneminde biraz ara vermiştim, bu sezonun da ilk döneminde gidiyordum sürekli ama vizelerden sonra ne olduysa gidememeye başlamıştım. Sadece A.R.O.G'a gitmiştim son 2 aydır.. Uzun zaman sonra filme gitmeye karar verip perşembe günü gençturkcell sponsorluğunda yanıma 1 kişi daha alıp sinemaya gideyim dedim. Filme gidelim diye arkadaşıma attığım mesajdan sonra "çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane" tadında bir cevap aldım, 10 kişi gidiyorduk sinemaya.. Neler oldu bitti o ara, insanlar nasıl gaza geldi bilmiyorum.

Gittiğimde pek seçenek yoktu, Vali'ye gidelim diyordum ama izleyen iki kişi pek iyi değil dedi. Biz de Vicky Cristina Barcelona'ya yöneldik. Zaten afişte Scarlett Johansson'u ve yönetmen koltuğunda da Woody Allen'ı görünce başka filme gitme gibi bir olasılık kalmadı benim için. Hem sinemayla adam akıllı ilgilendiğimden beri de Javier Bardem'i izlememiştim doğru düzgün. Bu düşüncelerle birlikte salona girdik. Barcelona, İspanya, Katalunya, Akdeniz gibi öğelerle dolu bir film zaten keyifsiz olamazdı. İzlemeyenlere kesinlikle tavsiye ediyorum, bir fırsat bulup mutlaka uğrayın filme. Öyle efsane olacak, yıllarca unutulmayacak türden bir konusu yok belki ama verdiği keyif gayet iyiydi. Ah bir de sonunda "X şunu şunu yaptı, Y böyle böyle yaşamaya devam etti" tadındaki açıklamalarla filmin sonundan sonra karakterlerin ne yaptıklarını belirtmeseler iyi olacaktı. Görüp de "gitsem mi ?" diye ikilemde kalırsanız boşuna düşünmeyin, bileti alıp girin ve filmin keyfini çıkarın. Kış gününde insanın içini Akdeniz ve İspanya ile ısıtıyor. Türkçesini de not düşelim arada : Barselona, Barselona.

Filmden sonra yaz gelsin, okul bitsin ve Marmaris'e evime döneyim istedim ocak ayının tam ortasında olmamıza ve önümüzde koca bir 5 ay olmasına rağmen. Alkolümü alayım, deniz kenarında sakin bir canlı müzik olsun, saatlerce oturayım istedim.. Yaz gelsin, Cristina veya Vicky şart değil, sadece yaz gelsin, sıcak olsun her yer, saat ne çok geç olsun ne de çok erken, akşam saat 9'da gökyüzü yeni kararıyor olsun.. Ya da sabaha karşı 5-6 gibi olsun, her yer yeni kararırken, uyku gelmeye başlamışken içkimi alıp bir yaz günü olabilecek en serin havada çıkayım amaçsızca dolaşayım...

Neyse, film diyorduk.. Salonda geçireceğiniz dakikalara pişman olmayacaksınız emin olun.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO