17.04.2011

Arsenal - Liverpool / +12 Gerçeği

Manchester çoktan işi bitirmişti aslında. Hem sahada oynanan futbol, hem de mental olarak. Arsenal'in evinde oynadığı son 3 maçta da gol atamadan berabere kalması, gerek futbolcuların, gerekse taraftarların psikolojilerini bayağı bir etkilemiş. Maçın öncesinde Hillsborough faciasının güzel bir şekilde anılması, başlangıç adına olumlu bir tablo yarattı aslında. Fakat ilerleyen dakikalarda sahada yaşanacak olanlar hakkında kimsenin bir ipucu yoktu.

Maça siyah formaları ile çıkan Liverpool'da King Kenny 11'i, Manchester City karşısında galibiyeti yakalan ekibi bozmadan sahaya çıktı. fakat maçın henüz başında sakatlanan Aurelio yerine oyuna giren oyuna genç Robinson girdi. Robinson akademi çıkışlı bir genç. Onunla birlikte diğer tarafta oynayan Flanagan da 18 yaşında. Bu ekibe bir de Danny Wilson ile Martin Kelly'yi eklerseniz, Liverpool'un önündeki 10 seneyi kafadan çıkartmış olursunuz. Kenny'nin Britanyalılara ve gençlere verdiği önemi gördükçe inanılmaz mutlu oluyorum.

Maça tekrar döndüğümüzde Arsenal'ın atakları ile geçen bir başlangıç periyodu olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonra Liverpool dengeyi yakaladı, fakat gününde olamayan Suarez ile istenilen ataklar ve pozisyonlar üretilemedi ve ilk devre bu şekilde tamamlandı.

Yeni perde ise ikinci yarı başladı. Önce Carroll ayağının üzerine çok kötü düşerek bileğini burktu, pozisyonun tekrarını bile göremedim, herkes sezonu bile kapattığından bahsediyordu. Kenarda N'Gog'u gördük bir ara, içimizi bir korku kapladı, fakat daha sonra Carroll tekrar sahaya çıktı ve maçı bile tamamlayabildi.

Tam o bitti derken, bir hava topuna Flanagan ile beraber yükselen Carragher'ın çenesi, Flanagan'a çok kötü bir şekilde çarptı. Bununla beraber yere düşünce kafasını kontrolsüz bir biçimde vurması ve ellerinin kasılması, bizlere ekran başında çok kötü anlar yaşatırken, sonrasında soyunma odasında ayağa kalktığı haberi gelince, biz de biraz rahatladık.

Bu üst üste gelen sakatlıklar ile beraber iyice bozulan moralimiz, maçın durağanlığı ile birlikte bir uyku haline doğru dönüşmeye ilerlerken, pozisyonlar artmaya ve tehlikeler çoğalmaya başladı. Suarez'in yakaladığı birkaç pozisyonda heyecanlandık, fakat etkili olmayan şutlar Arsenal kalesinde tehlike yaratamadı. Aynı şekilde karşı karşı bir pozisyonda Arsenal atağını uzaklaştırmayı başaran Reina, gole izin vermedi.

Carragher'in sakatlanması ile 6-7 dakika duran maçta, hakem aynı şekilde uzatma gösterdi, ve Spearing'in hatasında Fabregas'ın penaltıyı alması ile Arsenal maçı kazanmaya yaklaştı. Hem üzerilerindeki laneti atmak adına, hem de Manchester'ı halen takip etmek adına. Topun başına Robin Van Persie geldiğinde içimizde bir ümit vardı kaçırması adına ama Reina ters köşeye yattı ve gerek TV başında, gerekse stadyumda maçı izleyen herkes "tamam bitti" dedi.

Van Persie'nin gol sonrası formasını çıkarması ve sevinmeleri biraz uzayınca, hakem de maça ekstradan bir 4 dakika daha ekledi. Arsenal'ın aşırı derecede paniklemesi, tam da 18 üstünde frikik kazandırdı Liverpool'a. Barajdan dönen topa doğru koşan Lucas'a, Eboue'nin kontrolsüz çıkışı, bu sefer penaltıyı Liverpool'a kazandırdı. Dakikalar 102'yi gösteriyordu. Tüm maçın en etkisiz ismi Lucas'ın bu pozisyonda ortaya çıkması fazlasıyla ironik. Penaltı noktasına gelen büyük maçların golcü ismi Kuyt, bizleri utandırmadan golünü atıyor, ve anında maç sona eriyor. İki taraf da bir puanı alıyor, maç sonrası Wenger, Kenny Dalglish'e sitem gösteriyor, Kenny ise cevap veriyor.

Olayı daha da fazla sürdürmemek gerek, iki penaltı da penaltı, fazla söze gerek yok. Hafta içi Newcastle, Manchester'ı yenip, Man U taraftarlarına şampiyonluk turları attırmayacak gibi geliyor.

Liverpool'a bir sonuç yazacak olursak; Kenny kalsın, gençler artsın, İngilizler çoğalsın, orta sahaya adam alınsın. Charlie Adam ve Joey Barton gönüldekiler. Arsenal için sonuç yazacak olursak; Onlar da yabancılaşmasın, paniklemesin. Başka türlü geri dönemezler.

Kendim adına bir sonuç yazacak olursak; Premier Lig çok güzel, çok heyecanlı. Daha fazla izlemek gerek. Ayrıca sosyal ortamlarda kimse ile tartışmamak.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO