19.04.2011

Kabustan Uyandıran Maç!


Galatasaray gibi bir takım son galibiyetini iki ay önce alınca ve ligdeki sıra da 14. sıra olunca ister istemez küme düşme içerikli konuşmalar yapılıyordu. Son altı haftaya girilirken Buca'nın Galatasaray'dan on puan fazla alması demek Galatasaray'ın "tarihin en kötü sezonu" yerine "tarihin en büyük utancı" gibi bir durumla tanışması demekti. İlk etapta şaka gibi görünen bu tablo 2010/11 sezonunun her yeni haftasında daha gerçekçi bir hal almaya başlamıştı. Manisa'yı, hem de Buca'nın kaybettiği haftada yenen Galatasaray için sezonun kalanı kesin olarak formaliteye dönüşmüş oldu. Başta bu ilk satırlar şaka gibi gelse de tam karşılığı "trajikomik" kelimesi oluyor sanırım.

Bu sezon her maç öncesi veya sonrası bir şekilde saha dışı olaylar gündeme geliyor Galatasaray'da. Haftanın konusu Temmuz 2010'da yeni formaları gören Arda ve Ayhan'ın verdiği tepkiler. Bunun sonrasında bu oyuncuların nasıl performans vereceği merak edilirken sahadaki en iyi iki ismin kendileri olması sürpriz değildi bana kalırsa. Bülent Ünder'in Galatasaray'ın bir buçuk sezondur acı çekmesine sebep olan Barış-Ayhan-Mustafa üçlüsünden Barış dışındaki ikisini oynatması ve Cana'yı yedek bırakması maç öncesinde gelen tüm sert eleştirileri toplamasına sebep oldu. Forma temalı video skandalı sonrası Arda ve Ayhan kendilerini gösterip üstelik parçalı formanın giyildiği maçta alkış toplamaları video tartışmalarını unutturur mu bilinmez ama Mustafa Sarp'ın oyunu aylardır gelen eleştirileri tam gaz devam ettirmeye yetecek türdendi. Boş kaleye, üstelik müdahale etmesine rağmen topu yollayamaması, sadece iki adım önündeki savunmacı ile kendini hizalamayı beceremeyip iki gollük pozisyonda ofsayta düşmesi derken kabus gibi bir maçı geride bıraktı Mustafa Sarp.

Galatasaray'ın savunmasında ise sakatlanan Neill'ın yerine Servet-Gökhan ikilisinin çıkacağını sokaktaki çocuk bile biliyordu ancak Insua'nın formayı sahiplenmesi beklenmeyen hamleydi. Yeni yönetimde akıllı biri çıkıp "bu adam mutlaka kalmalı" demedikçe Türkiye'de son beş haftasına giren, Galatasaray ile tüm bağlarının kopmasına ve istese birçok ruhsuz Türk oyuncudan daha ruhsuz oynayabilecek olan Insua sahada Galatasaray adına "göstermelik" değil "isteyerek" bir şeyler yapmaya çabalayan ender isimlerdendi. Bu maçın ardından kalan en güzel şey budur bana kalırsa. Bir taraftar olarak böyle bir yabancıyı kaybedeceğimizi bilmek acı veriyor, üzerine Hakan Balta ile yeni sezona merhaba deme fikrini düşününce de Insua'nın kıymeti daha da artıyor. Keşke iki sezondur kapımızın yakınından bile geçmeyen mucize bu kez gelse ve seni takımda tutsa demek isterim Insua için. Bir veya iki göze batan hata dışında kusursuz oynadığını not düşmek gerekiyor ki bunları neden söylediğimiz sorusuna bir cevabımız olabilsin.

Galatasaray ilerisi için fikir verecek veya yeniden yapılanma için fikir verecek olan bir dönemde değiliz. Çünkü "bugün böyle oynadık, ileride hocamız bunu kullanır" diyemiyoruz zira takımdaki çoğu kişi gibi Bülent Ünder de sadece beş maç sonra kulübede ve Florya'da olmayacak. Haliyle de kalan son maçlarda taktiksel yapıyı, oyun anlayışını değil, bireysel performansları göze almak durumundayız. Biliyoruz ki herhangi bir oyuncu kalan maçları tek başına kazandırsa da kaybettirse de sezon sonu yeni yönetim ve teknik ekip için aynı oyuncunun kalması ve gitmesi için geçerli bir sebep olmayacak.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO