28.02.2009

Fenerbahçe 4-2 Sivasspor

Bir maçın ilk yarım saatinde goller yağmur gibi geliyorsa genelde ikinci devresi kısır geçer, tatsız olur. Bu genel olarak yaygın bir inanıştır futbolda, bu akşam da bir örneğini izlemiş olduk. Sivas öne geçişlerinden birinde 5 dakika dayanabilmiş olsa bugün skor çok çok farklı olurdu ama hemen gol yemeleri takımın da hevesini kaçırdı. İlk yarıda oyun hareketliydi, güzeldi, ilgi çekiciydi ancak bir de Hüseyin Göçek faciası vardı sahada. Neyse hakeme en son geleceğim her zamanki gibi.

Bülent Uygun 1 puan için İstanbul'a geldiklerini söylemişti ama gördük ki pek de 1 puanlık oynamadılar. Sivasspor açık ve net şekilde kazanmak için sahadaydı, Bülent Uygun aklı sıra hedef şaşırtmış yani. Deplasmanda bir kere öne geçip hemen gol yemiş bir takım tekrar öne geçtiğinde skoru yine koruyamamışsa galibiyeti de haketmemeli. Sivasspor golü atıp o şokun ektisiyle bir gol daha atarız diye düşünmeyip oyunu soğutsa en kötü ihtimalle puanı alıp dönecekti ve galibiyet de sürpriz olmayacaktı. Yapamadılar ama bunu.. Balili hamlesinin her maç uygun olmayacağı bilinen bir gerçekti Sivas için, bu maç da onlardan biriydi. İlk yarıyı ve ikinci yarının Balili girene kadar oynanan bölümünü izleyince Balili'nin Sivas'a yetmeyeceği açıktı. Sivas'ın yapması gereken çok top kaybeden ve rakipaten çok kendi takımının oyununu kesen Musa'nın yerine doğru bir değişiklik yapmaktı ama Murat Erdoğan ne derece isabetli oldu derseniz benim verecek cevabım yok. Sivasspor'da Sezer'in de daha aktif olmasını bekledim ama ilk yarıdaki Fenerbahçe ataklarında o bildiğimiz Sezer'i göremedik, rakibe sorun çıkarıp fırsat bulduğu anda da hücumda tehdit yaratan Sezer'in yerine yeller esiyordu bu maçta. Ayrıca savunmalar iki takım tarafından ikinci plana atılmış da olsa Bilica'nın hakkını vermek lazım haftalardır olduğu gibi. Adam takımının konumu ve oyunu ne olursa olsun hep başarılı, hep iyi. Bugün takımı 4 gol yedi ama Bilica yine göz önündeydi, yine performansıyla göze battı çoğu pozisyonda. Sivas bugün puanı kurtarmış olsa konuşulacak ilk isim Bilica olacaktı.
Fenerbahçe'de Roberto Carlos'un veya Kazım'ın olmaması herhangi bir sorun yaratmamalıydı çünkü Aragones'in sisteminde ikisi de kilit isimler değildi. Vederson'un her zaman Hakan Balta'dan sonra Fatih Terim'in ikinci tercihi olması gerektiğini düşünüyorum, bugün de bu fikrimin arkasında durdum kendisini izleyince. Hızlı ve savunma yapmayı iyi biliyor olması bile milli takım için yeterli. Fenerbahçe'de sadece Roberto Carlos olmadığı zaman şans bulmamalı Vederson. Fenerbahçeliler ismi yüzünden Carlos'u tercih edebilirler ancak bir de bizim gibi tarafsız gözle maçı izleyenlere sormalılar Carlos-Vederson tercihini. Benim için isimler değil performanslar dikkat çekici olduğundan Vederson'un Carlos'tan eksik yanını görmediğimi söyleyebliirim. Ha 5-6 sene önceki Carlos'u izlersek o başka, o zaman Vederson'un yeri Aragones'in yanındaki koltuklar olur sadece. Bunun dışında Fenerbahçe'nin sahadaki iki önemli ismi Deniz ve Deivid'e bu kadar çok sabredilmesini bir türlü anlayamadım ben. Kendi takımımda bunlar yaşansa kafayı yerdim. Deivid ve Deniz ikilisi o kadar kötüydü, o kadar çok pas hatası yaptı ki Sivas pozisyonlarının önemli bir kısmı bu ikilinin hatalarıyla başladı. Fenerbahçe bu iki kritik isminin berbat olduğu bir günde iyi kotardı yani.. Bugün Fenerbahçe böylesine önemli bir skor elde ettiyse bu Sivas'ın lider olmasından kaynaklanıyor, şu an Sivas Kayseri'nin konumunda olsa eminim ki bu maç da Fenerbahçe için çok büyük sıkıntılarla geçecekti. Yine de ilk yarı keyifliydi, iki takım da hücuma yönelik oynadığı ve savunmayı ikinci planda tuttuğu için böyle bir maç izledik. Tıpkı Fenerbahçe - Trabzonspor maçında olduğu gibi yani..
Yazıda hakem Hüseyin Göçek'in sahne alma vakti geldi çattı artık. Dün Halis Özkahya'ya kötü demeseymişim keşke. Çünkü bugün Hüseyin Göçek çok çok daha kötüydü. İlk yarıda maç hızlıydı keyifliydi tamam da saçma sapan düdüklerle oyunu öyle noktalarda kesti ki ilk 45'te bir kaç gol daha izlememize mani oldu. İkinci yarıda ilk yarıdaki kadar ayarsız değildi ama ilk yarıda itirazlara çıkarttığı kartları ikinci yarıda da gösterseydi muhtemelen 3-4 tane kırmızı kart görürdük. İkinci yarıdaki en kritik kararı Alex'e kırmızıyı verememesiydi. Sedat'a taban gösterip üstelik bir de müdahelede bulunmasına kimi hakem direkt kırmızı bile verebilir ama bu harekete sarı kart bile vermiş olsa ikinci sarıdan gitmiş olacaktı Alex. Önemli ve ciddi bir hata oldu bu zaten çok kötü bir yönetim gösteren hakem için. Musa'nın pozisyonu dışında ofsayt pozisyonlarında son derece başarılı olan yardımcı hakemlere de ayrıca alkışı yollamak lazım. Sivas ve Fenerbahçe'nin ilk gollerinde çoğu hakem ofsayt diye oyunu kesebilirdi, hakemleri eleştirmek kolaydır, önemli olan bu gibi durumlarda başarıyı da alkışlayabilmektir. Yardımcıların tam tersi bir Hüseyin Göçek olmasaydı sahada çok daha iyi ve kaliteli bir futbol izleyebilirdik ama olmadı. 4-1'lik Fenerbahçe - Galatasaray derbisinde olduğu gibi yine Kadıköy'de haftanın ve ligin en önemli maçlarından birinde aynı isim maçın önüne geçecek derecede kötü kararlara imza attı. Derbinin üzerine böyle kritik bir maça yine aynı hakemi atadılar, bu defa olur diye düşündüler herhalde.. Umarım tekrar büyük bir maça Hüseyin Göçek'i verip maçın kalitesiyle oynamaz MHK..

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO