1.04.2010

Dark Side Of The Force: Arif Erdem

Profesyonel futbol hayatına Zeytinburnuspor'da başlayıp iki maç oynadıktan sonra 1991 yılında 17 yaşındayken Galatasaray’a transfer olan ve yarım sezon dayanabildiği Real Sociedad macerasını saymazsak faal futbol yaşantısının neredeyse tamamını “Sarı Kırmızı” forma (ve beyaz boğazlı kazağı) ile geçiren Arif Erdem, şu aralar “Yasadışı bahis ve şike soruşturması” kapsamında savcılığa verdiği ifade ile gündemi meşgul ediyor.
Suçunu yada suçsuzluğunu savunacak değilim. Zaten ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı ve kendi beyanına göre hakkında herhangi bir suçlama da yok. Benim derdim, en cafcaflı dönemlerinde Galatasaray ve Milli takım formaları giymiş, çoğu üst düzey futbolcunun rüyasında dahi göremeyeceği başarıları yaşamış Arif kardeşimizin şu duruma düşmesini kimsenin yadırgamaması.

Ne bileyim, örneğin aynı dönemden Ergün Penbe, yahut Hakan Şükür, Bülent Korkmaz gibi isimlerin başına böyle bir şey gelseydi, eminim ki tüm futbol camiası şoka girerdi. Ama konu Arif Erdem olunca “Haa, o mu? Yapmıştır” denilip geçiliyor.

Bir futbolcu, ülke futbol tarihine Old Trafford’da attığı o “Değil şmaykıl, bütün maykıllar’ın gelse kurtaramayacağı” golle, İrlanda maçında 8 dakikada yaptığı “Hat trick” yada yaşadığı gol krallığı ile geçmiyor da, bunun aksine faal futbol yaşantısını bırakalı yıllar olduğu halde hala kendini atmaları, saha içindeki numaraları ve Galatasaraylı taraftarların bile pek de hatırlamak istemediği bir takım meziyetleri ile anılıyorsa, “şike” tartışmalarında adının yer alması da kimseyi fazla şaşırtmıyor demek ki. Belki de, yetiştiği dönemin (Özal'lı yıllar) mottosu olan "Kısa yoldan kazanç" fikrine kendini fazla kaptırmış bir arkadaşımızdı, bilemiyorum. Bir forvet olarak ortalamanın üstünde bir yeteneğe sahip olduğu halde, hep kısa yolu seçti o. Neyse işte.. Neticede kendi tercihi tabi ki.
Benimse aklımda, 13 Nisan 1997 de oynanan, İstanbulspor – Galatasaray maçının uzatma dakikalarında durum 2-2 berabere iken hakem Vahap Beyaz ile ortaklaşa yarattıkları penaltıyla yer etmiştir Arif.

4 yıllık şampiyonluk serisinin ilkini getiren bu penaltı sayesinde, ligin bitimine dört hafta kala Beşiktaş deplasmanına 5 puan önde çıkmış, akabinde de o sene şampiyon olmuştuk.

Son 20 – 25 yılını bilinçli olarak takip ettiğim Galatasaray’ın, bana göre tarihindeki en büyük kara lekedir bu. Zira, Arif ve Vahap Beyaz’ın o penaltı için nasıl gayret gösterdikleri hala hafızamdadır.

Galatasaray’la ilgili, aklıma geldiği zaman utandığım şu tek olayın başrol oyuncusundan başka bir şey değildir benim için Arif Erdem.

Şimdiden yazayım, konu şaibe olunca bazı Beşiktaşlı arkadaşlar 8-0’lık Ankaragücü maçını da hatırlatacaktır. Aynı sene içinde Beşiktaş’ın yine aynı takımı 4-0 ve 0-6 gibi sonuçlarla yendiğini pek bilmez bu arkadaşlar. 8 atınca şaibe – şike, 6 atınca şerefli ikincilik.

7 yorum:

stfud dedi ki...

bizim 6 atmamamız bu maçtaki şike olmadığını gösteriyormuş.nasıl bir mantıktır bu anlayamadım.gençlerbirliği'nin fark yiyeceği yönünde şu anki başkanızın yaptığı açıklamalar, zalad'ın yediği goller falan tam komedi.buraya yazınca aklıma geldi, bir de 86-87 vardı değil mi?hani şu oyunculara araba verilen sezon.96/97 sezonunda istanbulspor maçından sonra oynanan beşiktaş galatasaray maçında verilen komedi bir penaltı daha var.ondan sonra "vay ağlak beşiktaşlılar", "ağlama melis" tarzı tepkiler veriyorsunu.şikenin kralını yapıp 3 tane şampiyonluğumuzu çalmışsınız, hala konuşuyorsunuz.

firat selcuk dedi ki...

ankara'da 6-0 yenmek ne kadar normalse, bizim 8-0 yenmemiz de o kadar normal..

iki macta toplam 10 gol atın aynı takıma, sike saibe denmesin.. biz toplam 11 gol atalım sike saibe konusulsun, komik olmayın..

ayrıca o gun ankaragucu macımız 1-0 bile bitse biz sampiyon oluyoruz, neyin sikesi saibesi bu?

http://www.gazeteler.com/spor/futbol/turkiye/1/1992_1993.php

buyrun puan durumu.. averaj farkı 8.. 1-0 da yensek 18-0 da yensek sampiyonuz.. eminim ki bu mac 5-0 bitse kimsenin diyecek tek kelimesi olmazdı.. aynı takıma bjk 6 atmısken biz 8 attık diye oluyor butun polemik.. bjk'den az atsak hic bir problem yok..

firat selcuk dedi ki...

bundan sonra 8-0 6-0 ankaragucu bjk gs konusunda yorumları onaylamıyorum..

kufur edenler cıkmaya basladı hemen.. ilk yorumu yapan arkadasa da kufur edenler var..

o konu burada kapansın, iki taraf da kendini haklı cıkaracak bu kadar bariz bu..

konumuz arif erdem, yorum yapacaksanız arif'e ve 96/97 sampiyonluguna yapın lutfen..

Adsız dedi ki...

yeteneğinin 10'da biri messi de olsa bi 10 penaltı daha atmıştı bu sezon gerçi ibra yada xavi bıkramazdı ya neyse işte

alexander goygoyeviç dedi ki...

Benim bu konudaki dertlerimden biri de, Arif'in bir yafta gibi Galatasaray camiasına yapışmış olmasıdır. İnsanlar bakmak istediği gibi görüyor çünkü. Aynı dönemde top koşturmuş Cüneyt, Ergün, Tugay gibi isimlerin sportmenliğini değil de, Arif'in vukuatlarını hatırlar insanoğlu. dikkat edin, ortalama bir rakip taraftar, Galatasaray'ın 90'lı yıllarından bahsederken ilk anacağı isimler Arif, Hagi ve Bülent Korkmaz olur. Ne Fatih Terim'in siyasi bağlantıları kalır, ne Hakan Şükür'ün tarikatçılığı. Türk futbolunun belki de bir daha bir arada göremeyeceği Ergün, Suat, Hamza, Tugay, Taffarel, Popescu gibi sportmen isimler unutuluverir.

N G dedi ki...

sizin 8-0 yendiğiniz maçın oynandığı hafta ile bizim 6 tane attığımız maçın oynandığı haftaya bakıcak ondan sonra bir de golleri izleyecek akabinde yorum yapacaksan yaz bence bu boş yorumu..

Bizim Leeds'den 6 yedikten sonra Liverpool'dan 8 yememiz normal olan.. Ankara'nın bizden 6 yedikten sonra ligin son maçında sizden girmeyen topları içeri alarak 8 gol yemesi ise şikedir..

Rot dedi ki...

o değil de, zalad'ın be$ikta$'ta forma giymesi?...

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO