11.02.2017

Rober Gonzalez: Kolombiya’dan World Tour’a



Profesyonel bisiklet yarışının mekanik dünyası aynı pelotonu gibi zengin ve çeşitli durumda. Avrupa’nın herhangi bir yerindeki servis garajında farklı dillerin oluşturduğu harman duyulabilir. Ancak 41 yaşındaki Trek-Segafredo mekaniği Rober Gonzalez, en büyüleyici yolculuklardan birini yapmış durumda – memleketi Kolombiya’daki bisiklet dükkanlarından başlayıp bisikletin WorldTour’una varan bir yolculuk.

Peloton Magazine:  Rober, sen Kolombiya’dan geliyorsun. Nasıl oldu da Avrupa’nın en büyük bisiklet takımlarından birinin mekanikeri oldun?

Rober Gonzalez: 24 yaşıma kadar Kolombiya’da ufak bir profesyonel bisikletçiydim, sonra iş bulmak zorunda kaldım. Cafe de Colombia takımının eski direktörü Raul Mesa ile arkadaştım ve o bana 1996 yılında kendi bisiklet dükkanında bir iş verdi; bazen de bazı Kolombiya takımları için mekanikerlik yapıyordum. Sonunda ulusal federasyon için çalışmaya başladım ama büyük bir Avrupa takımı için çalışmak her zaman aklımdaydı. Böylece 2004’te İspanya’ya gittim ve Burgos’taki bir amatör takımda iş bulmayı başardım, daha sonra 2005’te Saunier-Duval’de yani ilk büyük profesyonel takımımda iş buldum. Onlarla 2008’e kadar kaldım, 2011’de Leopard-Trek’e geçmeden önce Cervelo’da iki yıl çalıştım. 2011’den beri Trek’leyim. Harika geçiyor ve hala kendimi şanslı hissediyorum çünkü benimki gibi ufak ülkelerden gelen çoğu mekaniker büyük liglere çıkıp büyük sirkin bir parçası olamıyor.

Peloton: Bu hafta Arjantin’deki San Juan Turu için Güney Amerika’ya geri döndün. Ve bir şekilde bütün garajını (service course) Belçika’dan getirmeyi başardın. Bu beni her zaman şaşırtıyor. Bütün bu bisikletleri ve ekipmanları dünyanın öbür ucuna nasıl taşıyorsun?

Gonzalez: Evet bazen zor oluyor. Ne zaman farklı bir ülkedeki yarışa katılsan; Kanada, Katar ya da burada Arjantin’de; gerçekten her şeyin, bisikletlerin, su şişelerinin, tekerleklerin, araçların vs. ağırlığını hesaplaman gerekir. Bazen havayollarının ağırlık kısıtlamaları nedeniyle çok zor olabiliyor. Bazı havayolları diğerlerine göre daha esnek ama bazen neyi getirip getirmeyeceğin konusunda gerçek tercihler yapman zorundasın.

Dürüst olmak gerekirse San Juan Turu o kadar zor değildi çünkü burada zamana karşı yarış bisikletlerine izin verilmiyor. Sonuç olarak bizim her yarışçı için iki bisiklet getirmemiz gerekti. Altı yarışçımız var bu da 12 bisiklet eder. Her personelin kendi bavulu var ama aynı zamanda bisikleti ya da ekipman çantası, jelleri, su şişeleri, her şeyi var. Örneğin, California Turu gibi bir yarışta ayrıca zamana karşı bisikletleri de getirmemiz gerekir. Ve bu işleri çok karıştırabilir.

Peloton: Ve oraya vardığınız zaman, dükkanı çabucak açmanız gerekir!

Gonzalez: Evet, vardığınız zaman her şeyi çok çabuk açıp boşaltmanız ve en kısa sürede kurmanız gerekir. Örneğin, San Juan’a 20 Ocak Cuma günü vardık. Ancak bisikletler Buenos Aires havalimanından bir kamyonla Cumartesi sabahı geldi. Bu noktada bisikletçiler gerçekten çıkıp sürmek istiyordu çünkü iki gündür yoldalardı. Kendilerini toparlamaları için bu çok önemli. Bizim her şeyi boşaltıp bisikletlerini hazırlamak için iki saate yakın süremiz vardı. Esasında bir saatte ilk altı bisikleti hazır hale getirdik böylece bisikletçiler gidip antrenman yapabildi. Ancak bazı yarışlarla kıyaslandığında Arjantin’e gelmek “kolay” çünkü her yarışçının yalnız iki bisikleti oluyor. Ekstradan zamana karşı bisikletleri ya da liderler için ekstra bisikletler olmuyor.

Peloton: Bisikletçiler için zamana karşı etaplarda zamana karşı bisikletler olmaması problem yaratmıyor mu?

Gonzalez: Yani bu seçim yarış yetkilileri tarafından yarıştan önce yapıldı, yani herkes için aynı oldu. Tek fark burada normal yarış bisikletlerine gidon eklentisi yapmak için izin vermeleri. Ancak bizim yeni Madone bisikletlerimizin zamana karşı eklentileri henüz yok. [Bauke Mollema ve Matthias Brandle yarışı ikinci ve üçüncü bitirdi, zamana karşı etabını kazanan Ramunas Navardauskan’ın üç ve yedi saniye arkasında]

Peloton: İşin hakkındaki en iyi şey nedir?

Gonzalez: Kişisel olarak tekerlekler üzerinde çalışmayı seviyorum. Neden bilmiyorum. Onlar değişmeyen sabit şeyler olduğu için olabilir diye düşünüyorum. Bisikletler her zaman değişiyor. Teknoloji her zaman değişiyor. Ancak tekerlekler o kadar da değişmiyor. Hala tekerlekleri yapıştırmanız gerekiyor vs. Özel bir iş, çok belirli bir iş. Ancak bunda benim yapmayı sevdiğim bir şeyler var.

Peloton: İşinizin en zor kısmı nedir?

Gonzalez: Seyahat etmek. Kızım sekiz yaşında ve çok çabuk büyüyor. Ben uzun süre yolda olduğumda bütün aile için zor oluyor.

Peloton: Favori yarışınız hangisi?

Gonzalez: Criterium du Dauphine (Dauphine Libere) derdim. Yazın başlarında bir haftalığına Fransız Alpleri’nin içinde ve etrafında oluyoruz. Yarış da rahat oluyor. Ve çok da güzel.

Bu yazının orijinali PelotonMagazine.com adresinde yayınlanmıştır.


Bu çeviri artemiofranchi.org dışında kaynak gösterilse dahi izin alınmadan yayınlanamaz.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO