21.03.2010

Elveda Zirve : Trabzonspor 1-0 Galatasaray

Galatasaray-Trabzon maçlarının bir klasiği oldu Colman'ın bize, Arda'nın da rakibe gol atması. Arda sahada olmayınca golü atan Colman oldu sadece..

Emre konusuna girip de sayfalarca konuşmayacağım, onu en başta söyleyeyim. Emre Güngör o hata ile asılacak bir oyuncu değil, kaldı ki maçın en kritik anlarında Galatasaray savunmasında Emre Güngör takımı kurtaran isim oldu. 1 pozisyonda hatalı hareket yaptı diye böyle müthiş bir oyuncuya sırt dönülecekse bir çok puan kaybına sebep olan ve Emre'den daha yeteneksiz olan Servet'e çoktan kapı gösterilmeliydi. Mesela bugün ciddi anlamda eleştirilecek biri varsa o da Caner Erkin'dir. Barış Özbek de var da onu saymıyorum, kendisi şu takımda ilk 11'de forma giyiyorsa halı sahada 10 dakika oynaması bile yasak olan ben o dizimle çıkıp oynarım Galatasaray'da. Değil Galatasaray'da olması, herhangi bir futbol takımında yer alması bile mucize. Daha fazla üzerinde durmuyorum bu gereksiz kişinin. Caner'den devam edeyim.. Caner Erkin takımın oyun anlayışına çok uygun, büyük bir gelişim gösteren Sabri ile beraber önemli bir görev üstleniyor. Bunları göz ardı edemem ancak duran top konusunda son yılların en büyük facialarından birini yaşatmakta kendisi. Kim neye göre karar veriyor bilmiyorum ama Rijkaard ve Neeskens'in acilen kendisini köşe bayrağından uzak tutması gerek. Bugün adam gibi korner atamamanın cezasını çektik resmen. Son dakikada rakip ceza sahasında 9 oyuncumuz var, bizim Caner efendi ön direğe alçaktan giden gayet zayıf bir orta yapıyor. Maç içerisinde kornerde stoperler ileri çıkmış, takım gol arıyor, Caner her topu inatla ön direğe atıyor. İçeriye veya ceza yayına atma yok, her top ön direkteki Trabzonlu oyuncuya. İstisnası yok bunun üstelik, kullandığı tüm atışlar aynı yere gidiyor. Birisinin çıkıp da "Caner sen ne yapıyorsun arkadaşım?" dememesi çok acı. Arda'yı hiç bir yerde aramasa Jo ve Baros'un içeride helak olduğu kornerlerde arar insan.. Ah Ah..

Maç öncesi kadroda Emre-Neill tandemini görmek çok mutlu etmişti beni. Maç sonu bundan memnun muyum peki? Fazlasıyla evet! Servet yedekteyse, Emre-Neill ikilisi oynuyorsa sonuca takılmam ki öyle ayıplanacak utanılacak bir olay yok. Herhangi bir stoperin 1 kere yapıp sonrasında belki de hiç tekrar etmeyeceği hatayı yaptı Emre. Sezon içerisinde kritik bir maçta denk geldi bu, hepsi o. Esas problem Barış Özbek'in kestiği orta sahaydı. Ayhan olsa durum değişir miydi? Tabii ki hayır. Sadece ben maçı izlemezdim o orada olduğu için. Bu maçta Barış Özbek'in oyununu gören ve bir kaç gram veya daha fazla beyni olan her standart insan Mehmet Topal'ın daha yararlı olacağını idrak etmiştir. Koşuyormuş Barış, mücadelesi varmış en azından, rakibi ısırıyormuş.. Salak olmak gerek buna inanmak için, kimse kusura bakmasın arkadaş! Mehmet Topal şu 4 orta saha içerisinde kağıda yazacağım ilk adamdır. Topal uygun değilse da Mustafa Sarp'ı yazarım, Ayhan-Barış ikilisini yedek kulübesine bile oturtmam.
Bir yerde parantez açmak istiyorum. Elano istediği kadar top taşısın, istediği kadar oyun kursun takımda bir Arda olmadığı zaman tek başına maç alacak kadar bir oyun oynayamıyor. Ha Elano'dan bu beklenir mi o başka bir problem. Topal veya Sarp'ın önünde Arda'nın arkasında "box-to-box" dediğimiz görevi iyi yapıyor da sonrası yok işte. Arda yokken ne her zamanki köprü görevini yaptığı göbekte verimli oluyor ne de forvetin arkasında oynadığı zaman verimli oluyor. Bizde pek oynamasa da sağ açıkta da oynayabilen bir isim, oraya hiç girmeyelim pek yeterli olmuyor çünkü. Kendisinin dar alanda yaptığı olumlu işleri daha öteye götürecek bir Arda ile Elano iyi oluyor, diğer türlü yetmiyor iyi niyetli de olsa. Tabii bu Barış sahadayken Elano'nun çıkması anlamına gelmemeli. Barış dedim yine ya durdurun beni...

Bu kadar pozisyon verip üstüne de yenilip sezonun en kritik anlarında en kritik puanları kaybetmişken oynanan oyundan memnun olduğumu söylemem gerek. İlk yarının tamamından keyif aldım. Bunun dışında ikinci yarının ilk 15 dakikası biraz vasattı. Baros'un girmesi ile birlikte gol için daha fazla yüklenen takım yeniden tat vermeye başladı. Keyfin zirve yapması için gol lazımdı elbette, o gol gelmeyince yarım kaldı maçtan alınan tat. Galatasaray'ın değil de başka bir takımın maçı olsa, öylesine oturup izlediğim bir maç olsa, kaybeden takımın gol bulma adına yaptığı bu mücadele gerçekten fazlasıyla tatmin edici olacaktı. Galatasaray golü atamayan taraf olunca tatmin edici bir şey kalmıyor. Burada Şenol Güneş'e özel bir teşekkür etmek gerek, Sylva gibi bir saçmalığa son verip dört gözle beklediğim Onur Kıvrak'ı hiç düşünmeden kaleye koyduğu için.
Son olarak maçın hakemi Yunus Yıldırım'a değinmem lazım yoksa bu zamana kadar hakemlerden konuşmayı istemeye istemeye de olsa sık dert yanan biri olarak daha önceki hakemlerin bir kısmına haksızlık etmiş olurum. Neill Umut'u indirdi, net penaltıydı bu. Veremedi çünkü Galatasaray 1 farklı gerideydi, bir gol atarsa her şey değişirdi, Trabzon farkı 2 yapmamalıydı. Bu yetti mi? Hayır. Galatasaray 2 hafta önce resmen iki tane bariz ve tartışma gerektirmeyen elle oynamalar sayesinde 3 puan kaybetti Eskişehir'de. Bugün yine çok çok kritik bir kararla yine olan Galatasaray'a oldu. Maç içerisinde kimdi hatırlamıyorum, ellerini öne alıp topu indirmişti sanırım, o pozisyonda devam karar çıktı mantıklı olarak. Aynı pozisyonu Caner ceza sahasında yapıp golü atınca neden elle oynama kararı veriliyor onu merak ediyorum. Böyle bir dengesizlik olamaz aynı maç içinde.. Eskişehir'de iki devam kararı da hatalıydı ama şu var ki hakemin görüşü sabitti, birine devam ötekine de elle oynama demedi. Bugün Yunus Bey(!) bir çok pozisyonda tamamen rastgele kararlar verdi. Bir bakıyorsunuz Galatasaray lehine bir faul vermiş. Aynı pozisyon Trabzon'a yapılmış, devam demiş. Sonraki pozisyonda Trabzon lehine çaldığı net faulü iki sonraki pozisyonda Galatasaray'ın lehine çalamamış.. Böyle sürüp gidiyor bu.. "Kötü" hakem ile "kötü niyetli" hakem farkı burada çıkıyor işte. Eskişehir'de "kötü" hakem vardı, bu maçta ise "kötü niyetli" hakem.

Yunus Yıldırım'ın bu maçta futbol ne kadar iyi olursa olsun -bence iyiydi iki taraf için de- kararları ile maçın keyfini kısmen kaçıracağına emindim. Öyle de oldu.. Keşke bu maçı "kötü niyetli" hakem değil de "kötü" bir hakem yönetseydi..

Ayrıca hafta içinde İspanyol yayıncı Canal+'ın şiddet olayları yüzünden yayını bırakacağı söylenmişti bir kaç yerde. Öyle bir düşünce var mıydı yok muydu bilmiyorum ama iddialar doğruysa bu maç kendilerine güzel bir cevap olmuş olmalı. Üst düzey liglerde olan ve kimilerince hep o övülen özlem duyulan tempolu maçlardan biri yaşandı.. Dış liglere tapıp her fırsatta Turkcell Süper Lig'i yermeyi alışkanlık haline getiren insanlarımız bu maçı da yeteri kadar iyi bulmayacaktır ondan eminim.. Yine de o kişilere kulak asmayın, bu maçın gayet üst düzey, gayet tempolu ve keyifli olduğunu kabul edin..

12 yorum:

Adsız dedi ki...

Baros'un topa vurmasına çıkmayan sarı kart? Sabri'nin kırmızı kartı?

O kötü niyetli hakem o pozisyonlarda neredeydi?

pink dedi ki...

'Dış liglere tapıp her fırsatta Turkcell Süper Lig'i yermeyi alışkanlık haline getiren insanlarımız bu maçı da yeteri kadar iyi bulmayacaktır ondan eminim'.

Hocam sen de biraz Barış'ı yermeyi bırakıp ta prensin Mehmet Topal'a birazcık objektif gözle baktığın zaman hem yazıların güzelleşecek,hem de hak yerini bulacak=))).

Adsız dedi ki...

eyyamcı bir hakem vardı sahada. sabri'ye kırmızıyı umut'a penaltıyı çalamadı. baroş'a sarı kartı vermediği gibi giray'a anlamsız bir sarı kart çıkardı. neil'in elini vermeyip caner'in bariz elini top ağlara gittiği için görmek ve akabinde kart göstermemek eyyamcılığın kralıdır.
kötü niyetli hakem yerine kötü bir hakem olmasını istemeniz caner'in golünü verme ihtimaliyle alakalı olduğunu düşünüyorum.

yine de diğer galatasaraylı blogcu arkadaşlara nazaran güzel bir yazı.

Adsız dedi ki...

Baros'un topa vurmasinda niye sari kart cikacak ki?? O pozisyonda Baros'un faul yapip yapmadigi bile tartisilir. Böyle 5.sinifa giden cocuklar gibi yorum yapmayi birakin artik.Bugün Caner'in elini gören,2 hafta önce Eskisehirli Koray'in,dünki antep macinda Topuz'un elini görmeyen hakemler..

Sakuragi dedi ki...

@adsız

baros'un topa vurması sarıysa umut bulut 50 kere atılmalıydı..her pozisyon hakeme bağar,çağar hareket yap ee kart mart yok ..burak aynı şekilde yan hakeme saldıracaktı.. nerde kart ??

sabri'nin pozisyon'da kırmızı kart nerde ??..dikkatli izle..sabri başta çekiyor ama düşmesinin sebebi kendi armutluğu.. burak dangalağı kendi ayağına takılıyor..

caner'in golü bal gibi gol..adam göğsüne tekme yicek , otomatik olarak kollarını kendine siper edecek..yane eskişehir maçındaki gibi " kazayla" önüne almıyor..

Maçın başından sonuna kadar sert oynayan trabzon , sertliklere göz yuman hakem vardı..Sarı kartlarıda maçın başında çıkaramayınca kontrolü kaybetti zaten..

neill'in pozisyonu orta hekemin görmesi mümkün değil..yan hakemin uyarması gerekirdi..

firat selcuk dedi ki...

@adsız (saat 23.41),
baros'a cıkmayan kart.. vay be.. ne yapmıs da kart cıkacakmıs baros'a acaba?

hakeme mavi gozlerini belertip de deliler gibi bagıran lugano'ya kart cıkmazken.. kelindeki damarlar kocaman kocaman olarak hakeme yuruyen alex'e cıkmazken baros'a mı cıkacakmıs o kart?

boyle konusmayayım diyorum da zorluyorsunuz adamı arkadas..

@adsız (saat 00.25),
yani kotu niyetli hakem ile kotu hakem karsılastırmam da taraflı bir sekilde yorumlandı ya ne desem bos..

benim kotu niyetli hakem yerine kotu hakem olsaydı dememi caner'in golunun verilebilme ihtimaline nasıl bagladıgını acıklarsan cok mutlu olurum..

zira ben mantıklı dusununce boyle bir baglantı kuramadıgım gibi yazıyı yazarken de bu sacma fikir aklımın kıyısından kosesinden gecmedi..

Adsız dedi ki...

Emre B,Ivana tekme atiyor sari kart,Baros sinirinden,topun oyunda olmadigi bi anda topa vuruyor sari kart (verildi diyelim)..ee bunun ortasi nere peki? hangi kart anormal olurdu?? Emre'ye kirmizi veremeyen Barosa sariyi verirse o hakemin hakemligi bitmis demektir..

Adsız dedi ki...

sabriye kırmızı
canere sarı
barosa sarıyı atlamış bir hakemide ancak bir fanatik beğenmezdi..sizde beğenmemişsiniz.ayrıca 2 metre yanına gelen su bardağından dolayı yere yatan keitayada yuh diyorum..bir değil iki değil birader ..biraz delikanlı ol.

Batistuta35 dedi ki...

Baroşu bilmem de sabri kesinlikle atılmalıydı.O pozisyona devam diyenin gözlerinde sorun vardır.Ayrıca canerin pozisyon da kabak gibi el.

firat selcuk dedi ki...

@adsız (saat 12.07),
evet fanatigim, evet deliler gibi galatasaraylıyım.

var mı itiraz?

sabri-burak pozisyonunda burak yılmaz mudahaleyi aldıgı yerde dusmeyip de 3 adım sonra kendini atıyorsa o onun problemi.. sabri tuttugu anda dusecek ki faul+kırmızı verilsin.. kaldı ki o cok begendiginiz rıdvan dilmen burak'ın sabri'nin suratını kapatan kolundan bahsediyor, bundan da bahsetmenizi beklerdim..

burak'ın pozisyonunun neden kırmızı ve faul olmadıgını soylerken de en net ornek kasımpasa macıdır, jo'nun pozisyonu..

@batistuta35,
adsız'a verdigim cevapta burak ve sabri'nin olayı yazıyor.. evet kırmızı kart ama burak'ın sucu bu, hakemin degil.. burak zamanında kendini atamadı.. oyun zekası denen sey burada cıkıyor ortaya, burak'ta jo'daki kadar fazla degil..

S.Dyrn dedi ki...

Ben canerin verilmeyen golünde sadece Van der Vaartın gijona attığı golü izlesinler diyorum.

xaar dedi ki...

Topal,Sarp,Ayhan ve Barışı toplasan bir adam etmiyor!Bunlar ile mi Şampiyonluk yürüyüşü yapılacak,gülünç olmayalim...Umut falan kalmadi artık kimse de,Gs in oldugu yerde,umut vardir edebiyatini da geçelim artık bu adamlar ile hiç bir deplasmandan üç puan ile dönülemez!Eldeki bütün ihtimaller gitmişti,son bir ihtamal kalmıştı,onu da dün kaybettik...8 de 8 yapılmasindan başka çare kalmadi artık ve bu da imkansiz bile değil,tamamen bir hayal!Korkum CL ye katılma hakkindan da olmak ama maalesef öyle de gözüküyor!

Geçmişler Olsun...

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO