9.03.2010

Ulan Ovrebo! : Fiorentina 3-2 Bayern Münih

Hani Hamburg geçen sezon Ali Sami Yen'de tam biz gol ararken skoru 2-3 yapıp elemişti ya, benzer şeyleri hissediyorum yine. İlk maçta Norveçli futbol katili Tom Henning Ovrebo'nun skandal kararları ile galibiyetle ayrılması gereken maçı 2-1 kaybeden Fiorentina bugün 3-2 kazanmasına rağmen elenmiş oldu. Suçlu o hakemdir bu turda elendiysek. Bu geceki Fiorentina inandığı zaman Bayern'i rahat yenebileceğini göstermiş oldu zira.. Eleme turlarında böyle ciddi hakem skandalları yaşanıyorsa özel durumlar konulmalı, Fiorentina en kötü ihtimalle berabere bitirmesi gereken deplasmandan hakemin şovuyla mağlup ayrılıp içeride o takımı 3-2 yenmesine rağmen eleniyorsa ben mantık arayamam kurallarda. O 3 metre ofsayt olan gol verilmemiş olsa bugün Fiorentina güle oynaya tura çıkacaktı.. Bugün de hakemden yana dert yanabiliriz gerçi, ilk yarıda çok çok net olan elle oynamayı çalabilmeye cesaret etseler şüphesiz ki maçın işleyişi bambaşka olacaktı. FIFA ofsaytı kaldırayım derken elle oynamayı kaldırdı da bizim mi haberimiz yok acaba? Yaklaşık 25 saat arayla Eskişehir'de ve Floransa'da olanlar başka türlü açıklanamaz zira..

Neyse, bu serzenişler, bu isyanlar hep boşa olacak.. Kadroya geçeyim..

Frey; De Silvestri, Natali, Kroldrup, Felipe (79' Pasqual); Zanetti, Montolivo; Marchionni, Jovetic, Vargas (81' Keirrison); Gilardino. Yedekler: Avramov, Donadel, Pasqual, Santana, Comotto, Bolatti, Keirrison.

Sol çizgide geride ilk maçta Ovrebo'nun kurban ettiği Gobbi'nin yerinde Vargas bekleniyordu ancak Prandelli sürpriz yapıp Felipe'yi oraya çekti ve Vargas'ı sol açıktaki yerinde tuttu. Ne var ki maçın sonunda Vargas'ın yerine Keirrison'u alıp hücum etmesi gereken sol açıkta bir savunmacıya görev verdi ve çok mantıklı olan Felipe hamlesiyle yaptığı doğruyu bir kalemde silip atmış oldu. Burada bahsi geçen savunmacı Pasqual oluyor, Keirrison'dan 2 dakika önce Felipe'nin yerine giren adam.. Pasqual-Vargas orada kalsa tamam da Pasqual koca çizgiyi tek başına idare etmeye kalkınca işin rengi değişiyor. Gerçi Felipe sol bekteyken stopere Kroldrup'u koymak zorunlu hale geliyor, haliyle de Kroldrup'u oynatmak hata oluyor o ayrı bir tartışma konusu. Bir kere şunu kabul edelim ki şu eşleşmese tur şansımız % kaç ise Gamberini gittikten sonra temizinden bir %10 kadar azaldı. İtalya'nın da 11'inde bulunan savunmacıyı kaybediyorsan zorlanacaksın o kesin. Klose, Ribery, Robben, Gomez, Olic, hangi birini tutacaksın ki Natali ve Kroldrup ile?

Galatasaray'da bu iki stoper oynasın(Natali-Kroldrup) muhtemelen 10-12. haftada şampiyonluk yarışı noktalanır. Natali çok iyi bir alternatif olsa da devamlı bir oyuncu değil. Sene başında geldiğinde iyi konuşmuştum kendisi hakkında, şimdi yine kötülemiyorum ama Natali gibi bir isim İtalya Ligi için yeterli olur rotasyonda ara ara şans bulma şartıyla. Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale koşarken ilk 11'de yer alacak kadar kaliteli değil. Zaten öyle olmadığı için bugün 2 kere 2 farkı yakalamamıza rağmen golleri yedik ve elendik. Savunma konusunda bu sene roman yazılır zaten Fiorentina'da. Ufak çaplısını yazmaya başladım zaten, toparlasam iyi olacak. Sağ bekte De Silvestri ismi bir nebze olsun rahatlatıyor stoperleri, sert ve kararlı bir oyuncu olduğu için rakibin karşı kanadının hızını ciddi anlamda kesiyor. Ribery'nin soldan etkili gelememesinin sebebi De Silvestri'nin hem güçlü bir savunmacı oluşu hem de hücumda rahat adam geçip isabetli ortalar yapabilmesiydi. Ribery o tehdide engel olayım derken Robben diğer yanda Felipe ile boğuştu kaldı. Savunmada biri sol bekte yer alan 3 stoper ile orta sahanın iyi uyumu ilk yarı kilitledi Bayern'i. Robben'in kişisel çabası dışında özellikle de Fiorentina 1-0 yapana kadar Bayern neredeyse yoktu sahada. Sağda Marchionni savunma görevlerini aksatıyor olsa da savunmaya yönelik olarak bu maçta ortalığı toparlayan isim Zanetti açıkları kapattı. Montolivo'ya ise artık daha fazla söz etmek istemiyorum bu sezon. Yıkılan Fiorentina'da ayakta kalan 3-4 adamdan biri oluyor aylardır. Bu formuyla kendisini ne kadar elde tutabiliriz bilmiyorum ancak takım kaptanlığına getirilmesi ve Floransa'daki tribünle arasının çok iyi olması tıpkı Frey konusunda olduğu gibi içimi rahatlatıyor.. En kötü maçı bile alkışı hak eden cinsten bu sezon. Ödülle noktaladığı 2008 yılından sonra 2009'u pas geçmişti, yeniden şova başladı..
Biraz dağınık oldu hem takımı hem de ilk yarıyı karışık olarak anlattım. Takımı kenara koyup maçtan devam edelim. Gole kadar Bayern'in etkili olamadığını gördük. İlk maçı 2-1 gibi tehlikeli bir skorla kazanan takımın yapması gerektiğini yaptılar biraz da. Ancak hücumda koca bir sıfır olacak kadar da temkinli bir oyun planlamamıştır Van Gaal. Hiç şüphesiz Fiorentina savunmasının alan savunmasını mükemmel bir şekilde uygulamasının payı var bunda. Takım gol atması gerekirken aynı zamanda da yememesi gerektiğinin farkındaydı ve buna bağlı olarak biraz temkinli hücum edip o kusursuz savunmayı uyguluyordu. Zaten 1-0 öne geçen Fiorentina'nın golden sonra biraz sık pozisyon verişini de bu açıklıyor. 1-0'dan sonra golü mutlaka bulması gereken taraf rolü Bayern'e geçmiş oldu. Haliyle onlar saldırdı Fiorentina da daha sakin oyun oynamaya başladı. Bizim golün Bayern'de Gomez kenardayken takımın 10 kişi olduğu anda geldiğini hatırlatalım. Golden sonra Gomez oyundan çıktı zaten.. İlk yarı, yeni yeni canlanan Bayern ve 1-0 olsun benim olsun diyen tam anlamıyla klasik bir Prandelli savunmasıyla bitti. İkinci yarı ise maç kimlik değiştirdi. Devre arasında Fiorentina'nın 1-0'a yatmaması gerektiğini düşündü Prandelli, daha açık ve göze hoş gelen bir oyun oynamaya başladı takım. Bayern de mutlaka atması gerektiği için ilk yarıdakinden daha ciddi bir hücum futbolu peşindeydi. Bu defa Fiorentina da Montolivo-Zanetti ikilisi daha hücuma yönelik görev almaya başladı ve Marchionni'nin çok geriye gelmemesi sayesinde Ribery de Robben'in sağ çizgideki etkinliğinin benzerini ortaya koydu. Alan açılınca Ribery'ye piyango vurmuş oluyor başka bir deyişle.

İkinci yarı yavaş yavaş artan tempoyla maç belki de çeyrek final öncesi oynanan en keyifli maç oldu. Arsenal-Porto maçı da çok heyecanlı geçmiştir onu izleyemedik haliyle ama bir yanda tek taraflı bir yanda ise iki tarafa gidip gelen bir maç vardı, bunu düşününce biraz da tuttuğum takıma kıyak geçip Fiorentina-Bayern maçına verdim bu unvanı. İlk 10 dakika golsüz geçmek üzereydi ikinci devrede ki Jovetic sahneye çıkıp durumu 2-0 yaptı 54'te. Bu noktada dengeler birden değişti, Bayern daha fazla açılırken Fiorentina da bundan yararlanıp savunmayı tamamen elden bıraktı. Kırılma anı da bu oldu bana kalırsa. 2-0 olmasa uzun bir süre gol olmazdı muhtemelen, Fiorentina o katı savunmaya çabuk döner çünkü böyle durumlarda. 2 farklı galibiyeti arttırma hedefiyle iyice coşulan noktada Bayern 2-1'i bulup "yavaş" diye mesaj verdi. 2-1 de bize yeter derken bir anda mükemmel bir kontratak golüyle 3-1'i bulduk. Savunmada topun kazanılışı, seri ve hızlı 2 topla ileri çıkış ve gol.. Jovetic golü hissedercesine çok iyi başlattı atağı ve Bayern'in ağır adamları geri gelene kadar Jovetic-Vargas ikilisi çoktan uçup 3-1 yaptı.. 3-1 rahat olduğu kadar tehlikeli bir skordu 4-1'e taşınmadıkça veya kapanıp savunma yapmadıkça. Ancak öyle bir gol geldi ki ne 4. gol şansı doğabildi ne de takım savunmaya dönebildi. Gol sevincinden sonraki çığlıklar dinmeden Robben Bayern'e turu getiren golü atmıştı bile. Bundan sonrası ise ilk yarıdaki rollerin tersine dönmüş haliyle geçildi. Bayern gol bulup bulmamayı pek önemsemeyen, atmasa da skor işine gelen tarafken Fiorentina gol atamazsa Avrupa'ya noktayı koyacak taraf haline geldi. 1-0 olduğu anlardaki oyunun terslerini gördük ancak Fiorentina özellikle 2 değişiklik ile ruhunu kaybetti. Önce Felipe-Pasqual değişti, bu mantıklı göründü zira Pasqual gerçek bir bek oyuncusu. Ancak 2 dakika sonra Vargas-Keirrison değişikliği ile sol çizgide Pasqual'i tek bırakma intiharla eş değer oldu. Oradan gelebilecek tüm ataklar durdu. Pasqual'in önüne forvetteki Jovetic geldi sol açık olarak ama gol bulması gereken takımda Jovetic sol açıkla hiç ilgilenmedi desek yeridir. Pasqual'in yalnız kalması sol çizgiyi bitirdi, sağda ise değişiklik lazımken hiç hamle yapılmaması son anlarda tek kale oynaması gereken Fiorentina'yı top çeviren rahat takım moduna soktu. Doğru düzgün organize olmayı geçtim top şişirerek bile gidilemedi oraya, hatta son 3 dakikalık uzatmada Fiorentina'nın 1 tane bile kaleye giden atağı yok. 90'dan 90+3'e kadar olan dilimde Bayern'in 11 adamla sahasına gömülmesini bekler herkes, tam tersi oldu, savunan Fiorentina oldu.. Bayern 3-3'e muhtaçmış gibi saldırırken Fiorentina'nın 3-2 işine yarıyormuş gibi oynamasını aklım almıyor..

3-2'den sonrası tam 4 golün atıldığı 12 dakikalık dilim kadar heyecanlı geçemezdi belki ancak hücum futbolu ve kaçan gollere yanarak bitebilirdi. En azından çaresiz şekilde maç sonunu beklememeliydik, hücum edip oynayıp da atamayarak sonunu getirebilirdik.. Muhtemelen 2010 senesi içerisinde Fiorentina bir daha Şampiyonlar Ligi maçı yapamayacak. 2011/2012 sezonunu beklememiz gerekecek, ligdeki pozisyon onu diyor.. Şu dönemde liginde 11. sırada olup da sene sonu Şampiyonlar Ligi vizesi alabilecek bir takım yoktur herhalde herhangi bir ligde.. Bu yıldızlar ve yıldız adayları UEFA Avrupa Ligi için takımda kalıp Şampiyonlar Ligi teklifiyle gelen kulüpleri reddederler mi? Çok büyük bir problem.. Kadronun kısmen de olsa ciddi bir kaç yapı taşını kaybetme tehlikesi var bugün çeyrek finali kaybettiğimiz için. Umarım kimseyi kaybetmeyiz ve önümüzdeki sezon yeniden ligde ilk 4 mücadelesi verip yola devam deriz..

Avrupa'da çeyrek final yeterdi, olmadı, izin vermedi UEFA ve pek sevgili hakemleri. Lig zaten hüsran, bari hiç yoksa İtalya Kupası'nda finale çıkıp Avrupa Ligi garantilensin ligde 6. sıraya yükselmeye uğraşmadan..

2 yorum:

AbSurDMaN dedi ki...

O stadı dolduran taraftara yazık lan, ilk maçtaki hakem faciası olmasa Fio turlamıştı her türlü

Adsız dedi ki...

bu maçtada ofsayttan fiorentina attı hakeme çok yüklenmemek gerek

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO