1. Muse - Exo-Politics2. Pain Of Salvation - Fandango
3. A Perfect Circle - Thomas
4. Chevelle - Humanoid
5. Alanis Morissette - Surrendering
Bir süredir Fiorentina'ya pek değinmiyorum, Fiorentina'yı okumaya alışanlar bunun farkındadır. Bunun sebebi de tahmin edilebilir olmalı, takımın iyice dibe vurmuş olması. Son umut olan İtalya Kupası da elden gidince ligde 5, 6 ve 7. sıralar için mücadele edilmesini bekledik. Kupa finalini kaçıran takım ligi de saldı gitti ve önümüzdeki sezon Avrupa'da oynama ihtimali neredeyse sıfıra indi. Kalan maçların hepsi kazanılsa dahi 7. sıraya çıkmak için mucize gerekiyor. Kısacası Fair Play kontenjanından Avrupa Ligi bileti almak gibi "umut fakirin ekmeği" temalı bir olasılık kaldı elimizde. Ki burada İtalya'nın UEFA Fair Play sıralamasında ilk 3 sırada olması gerektiği gibi Fiorentina'nın da ligin en centilmen takımı olması lazım. Bizdeki Turkcell Fair Play Ligi var ya, onun aynısı işte. Bu kadar yazdım da listelere hiç bakmadım, belki de İtalya bu sıralamada ilk 3'ten çok uzak, bilemiyoruz. Uzak kalmadıysa da Motta'nın Nou Camp'taki kırmızı kartı İtalya'nın hanesine eksi puan olarak yazıldı bile. Sergio Busquets'in terbiyesizliği kıyısından köşesinden İtalya'da ilk 7 dışında kalan bir takımın kaderiyle oynadı belki de..
Maradona'nın 23 kişilik kupa kadrosunu belirlemek için ön hazırlığı; 30 kişilik aday liste:
Sabri'nin çoğu şutunda duyuyoruz başlıktaki cümleyi. Peki ya o cümle bire bir olarak gerçek olsa? Sabri anlatıldığı gibi kaleye vurmayı değil de doğrudan kaleyi düşünse, kaleye geçse? Fotoğrafın altına bir şey yazmasam da olurdu sanırım, zira bu karenin kendisi başlı başına bir korku filmi posteri gibi Galatasaray taraftarı için.
Bayan Basketbol Ligi ve Bayan Voleybol Ligi disindaki kulvarlarda sezonu bitirdi diyebiliriz Galatasaray icin.. Fazla derin analize giremeyecegim diger branslar icinde.. İlgilendiklerime kisaca gecip, futbol takiminin gelecegine iliskin bir kac fikrimi yazacagim..
Dakika 46, ikinci devre yeni başlamış.. İki takım da ilk yarıdaki gibi istekli, hızlı ve tempolu bir oyunla başlıyorlar maça. 47'de Elano'yu tutup indiriyor Hüseyin Çimşir, karar devam oluyor ve Bursaspor pozisyona giriyor. 48 oluyor, Bursaspor ceza sahası önünde Elano bu defa arkadan müdahale ile yerde. Net faulü yine çalmıyor Bünyamin Bey(!) Dönen topta Bursaspor yine net bir pozisyona giriyor. Takip eden 10 dakika içerisinde iki defa Galatasaray ceza sahası yakınlarında faul oluyor. İkisi de Bursaspor lehine, bir tanesi net şekilde faul değil, diğeri tartışmaya açık.
Aslında tam olarak o kötü olayla başlamamıştı sezon. İlk 5 haftadaki iyi performansı Fenerbahçe Ülker galibiyeti ile taçlandırmıştık. Ancak omzundaki Galatasaray Lisesi apoleti ile takımın başına gelen Okan Çevik'in hazırlık maçlarında kendi kendine "milli hezeyana kapılması" koskoca kulübün tarihindeki en verimli ve kaliteli yabancı kadrosuyla oynayacağı sezonu yaktı. Milli duygulardan ziyade "Hazırlık maçlarını kaybedersem lig öncesi gönderirler ya da olası bir kötü girişte ilk haftaları zor çıkarırım, garantiye alayım kendimi kimse anlamaz ne de olsa" demişti bence. Bire bir bunu dediğini iddia etmiyorum tabii ki sahadaki her olayı Ertem Şener gibi. Ana fikir budur diye düşünüyorum sadece.
En başta şunu diyeyim, yarın oynanacak Kasımpaşa-Fenerbahçe maçı ile ilgili bir sıkıntım, derdim tasam yok. Yazının çıkış noktası Moritz olacağı için Fenerbahçe'ye karşı oynamadığı için isyan ettiğim gibi saçma bir mantık çıkmasın ortaya, en başta uyarayım. Benim sıkıntım Bosman Kuralları ile ülkemizin birbirine çok uzak şeyler olmasıyla ilgili. Andre Moritz sene başından beri Kasımpaşa'dan ayrılacağını söylüyor. Daha yukarıda hedefleri olan bir takıma gideceğini söylüyor. Sen bu adamı sene başında değil de tamamen yasal şekilde hakkını kullanıp Kayseri ile sözleşme imzaladığı için kadro dışı bırakıyorsun. Adam şu an Kayseri'nin oyuncusu olsa anlarım da senin sözleşmeli oyuncun 31.05.2010 tarihine kadar. Bu adam daha Ağustos 2009'da gidiyorum dediyse neden aylardır yararlandın ve işin bitip kümede kalmayı garantiye alınca kadro dışı bırakıyorsun?


Galatasaray Sözlük'te yazan mustycbu nicki ile bilinen Mustafa Bilgin'den geliyor bu yazı. Manisa deplasmanında tanıştık kendisiyle, gayet hoş ve güzel bir yazı olmuş. Pek konuşulmayan güzel bir detayı incelemiş..
Pepe Reina & Victor Valdes (İSP): İspanya Milli Takımı katıldığı organizasyonlarda çabuk kalifiye olmasa Reina’nın forma yüzü göreceği yok. 19 kez formayı kapabilmiş Iker Casillas’tan, ki büyük başarı çünkü Casillas 8-10 sene daha as kaleci olacak gibi duruyor (200 milli forma bekliyorum kendisinden). Valdes’in durumu daha kötü, zira Katalunya milli takımında anca kendini avutuyor belki de... Oynadığı U21 maçlarından sonra henüz bir milli aktivitesi yok.

Valencia'ya da golünü atıp Messi'nin boş geçtiği haftada krallık yarışında kendisi adına önemli bir adım attı Arjantinli yıldız. Henüz ilk sıraya yerleşemese de fark kapatmak da önemlidir ligin sonlarına yaklaşırken.
Mac basliyor.. Guzel bir atmosfer.. Daha 2. dakikadan zimbaliyor Alex.. Galatasarayli olarak soyle bir dogruluyoruz ekran basinda.. "Ulan iyi mac olacak herhalde" diye ama yok iste gerisi.. İkinci yari Besiktas'in kuru baskisindan baska pek bir icraat goremiyorduk.. Huseyin Gocek sagolsun.. Hakemler de hata yapar diyecegiz de masallah penalti pozisyonu disinda dogru karari olmuyor Gocek'in.. Bir hakemin mac sonunda gosterdigi 3 kirmizi kart yanlissa, bir de penalti pozisyonunu es geciyorsa daha ne denebilir bu hakeme..
Futboldan önce deplasman macerasından biraz bahsederek başlayayım. Öğlen metroyla Bornova'ya geçtim oradan da 30 dakikalık yolun ardından Manisa'ya ulaştık. Karşıyaka'da veya Buca'da bir maça gitmiş olsam yine 30-40 dakikalık bir zaman geçecekti evden maçın oynanacağı yere ulaşmam için. Üçyol'dan çıkıp 1 saat sonra Manisa'daydım.. İzmirli olanlar için normal de, bilmeyenler için bundan bahsetmek istemiştim. Şehir içinde bir maça gider gibi rahatmış Manisa'da maç izlemek, bunu biliyorduk ama tecrübe de etmiş olduk.
"Bilet fiyatları çok yüksek olur, maça gitme umudumuz olmaz" derken 10TL'lik bilet fiyatları şapkadan tavşanı çıkardı. Yarın(Cumartesi) akşam 19.00'da Manisa 19 Mayıs Stadı'ndayım, son kalan şampiyonluk umudunu yeşertmemiz lazım kazanıp da. Bana kalsa 2. olmak bile yetiyor ama işte matematiksel olarak o şans sürdükçe insanın içinde bir şeyler kalıyor "Acaba mı?" diye.
Yorumlarda postları Facebook'tan takip etmek isteyenler için bir fan page isteği gelmiş. Twitter'da olduğu gibi bunda da çağrıları cevapsız bırakmadım ve ayarladım hemen bir sayfa.



















©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.