24.06.2008

Benim Suçum Ne Lan ?!


Sabri ve Fiorentina ilişkisinden yakınmıştım. Tuttuğum ve ayırt etmediğim iki takımın karşılaşması bununla bitmedi. Bu sene olan biten transfer haberleri aklımı kaybetmeme sebep olacak cinsten.

Sabri Galatasaray'dan ayrılıyor diye bir heyecan bir sevinç oluştu önce bende. Bir hafta geçmedi ki Fiorentina ile adı anıldı kendisinin. Galatasaray'dan gidecek diye sevinirken resmen içimde patladı bu sevinç. Birinden gidip diğerine geçecekti. Ne anladım bu transferden o zaman. Çoğu kişi için sevindirici olacaktı Sabri'nin Fiorentina transferi ama benim için değişen tek şey giydiği formanın rengi olacaktı, sinir katsayısı standart kalacaktı.

Daha sonra Hakan Şükür ile ilgili bir haber çıktı ortaya. Gerçek olduğuna inanmadım ama ilk okudğum anda "yine mi be" diye tepki vermekten kendimi alamadım. Hakan söylentilere göre Fiorentina'da yardımcı antrenör ve oyuncu olarak görev yapacaktı, yani en azından kendisine gelen onlarca tekliften biriydi bu. Olmadı bu, olması da mümkün gözükmüyor. Yine de ilk anda benim canımı sıkmaya yetti. Hakan Şükür'e sempati beslemiyorum ancak kendisini sevene de saygım vardır, burada kendisini aşağılamak eleştirmek gibi hedefim yok, takımdan gitmesine sevinirken diğer takımıma gelecek olmasıydı önemli olan.

Bu ikisi oldu bitti. Tamam geçti derken son haftayı da bambaşka bir isimle geçirdim kendi açımdan : Dario Simic. Tuttuğum iki takım da hem stoper hem sağ bek oynayan iki oyuncusunu-Song & Ujfalusi- kaybetmiş bu sezon ve yerine bu isim ilk hedefleri. Tam Galatasaray aradığı adamı buluyor derken devreye Fiorentina giriyor, ben yine ortada kalıyorum üzülsem mi sevinsem mi diye.

Böylesine tesadüf dolu bir transfer sezonundan sonra olası bir Galatasaray-Fiorentina Şampiyonlar Ligi maçından sonra delirmem an meselesi olur.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO