5.07.2009

Katil Martı #2 : Bank Asya'ya Merhaba

Galatasaray'ın katkısıyla küme düşmekten kurtulmamızın yeterli görüldüğü bir sezonda işi abartıp Bank Asya 1. Lig'e yükselmiştik. 2009/2010 sezonu öncesi yaşanan hareketlilikle yeni katıldığımız ligde transfer döneminin en hareketli ekibi oluyorduk.

Transferlerimiz Haziran 2009'da başlıyordu. İlk transferimiz ne olur ne olmaz diye kaleye yapılıyordu sezon içerisinde ve ocak ayında ön sözleşme yapılan Kılıçarslan Kopuz'u kadroya katıyorduk. Bu transferi yaparken ne Kılıçarslan ne de ben kendisinin forma yüzü görmeden ayrılacağını bilmiyorduk. Sebebi ise 1.5 ay sonra ortaya çıkacaktı. Bunun dışında kulübemizi güçlendirmek ve orta 3'lüye alternatif yaratma amacıyla yine sözleşmesi bitecek olan Fatih Sözgen'i alıyorduk İstanbulspor'dan. Bir de eski CM serilerinden adına aşina olduğumuz Soner Sakarya bedelsiz olarak Marmaris'e geliyordu.

Bütün bu anlaşmalardan sonra fikstürler çekilmiş, yönetim yeni sezon için bize tamı tamına 120.000 Euro vermişti transfer için. Şaka gibi dursa da bir önceki senenin çok üzerinde olduğu için tatmin ediyordu beni biraz. Temmuz 2009'da piyasaya iyice canlanıyordu ve Süper Lig'de de transfer hareketleniyordu. 1 Temmuz günü Marmaris için fazlasıyla önemli bir imza atılıyordu. U19 Milli Takımı'nın yıldızı Ali Helvacı'yı 110.000 € karşılığı Denizli'den getiriyorduk. Taraftarlar böyle bir ismin nasıl alınabildiğini anlayamayıp sevinçten dört köşe olmuşlardı. Bu transferden sonra olur da bonservis için bir transfer daha yapmam gerekir diyerek Özcan, Bahadır ve Yunus'u toplamda 64.000 € karşılığı gönderiyorduk farklı kulüplere. Kılıçarslan'ı aldığımız Kocaeli'nin Adem Çalık'ı serbest bıraktığını görüyorduk ve kadroya Süper Lig etiketli 2. ismi dahil ediyorduk. Kötü bir sezon geçiren Adem'e Süper Lig'de hiç talipli çıkmamıştı. Bir diğer transferimiz kariyerinin sonuna yaklaşan Hasan Yiğit oluyordu. Taraftar bu hamleyi sorgulamıştı, memnun kalmamışlardı Süper Lig etiketli bir isim olsa bile. Ancak aynı gün Murat Hacıoğlu transferini gerçekleştirip gönüllerini almış oluyorduk. Hasan ve Murat ile birlikte imza atan bir diğer isim de geçen sezonun yarısını sakat geçirmiş ve gözden düşüp dışlanmış olan Tolga Seyhan oluyordu. Taraftar Hasan Yiğit transferi ile yaşadığı hayal kırıklığını unutmuştu bile. Sabah saatlerinde bu isimleri imza atmışken günün sonunda kimsenin tahmin edemeyeceği bir transfere imza atıyorduk. Yaşı kemale ermiş olsa da tecrübesiyle gençlere çok şey katacak olan Alessio Tacchinardi de Marmarisli oluyordu. Bu yaşlı transferlerle tecrübe limitini dolduran takım biraz gençlere yönelmek istiyordu. Kılıçarslan ile güçlendi sandığımız kale için daha güçlü ve geleceği parlak bir isim geliyordu ve bonservisi elindeydi üstelik : Ersel Çetinkaya. Taraftar iyice coşmuştu bu hamleyle ki aynı akşam son sezonunu sadece 2 maça çıkarak geçirmiş Hasan Şaş'ı da kadroya katınca taraftarın gözünde efsane teknik adam olmaya başlamıştık. Bir de Sakarya'dan Erhan Yılmaz gibi genç bir ismi kadroya katmış ve transferi bitirmiştik. Bu arada Ersel'i alınca Kılıçarslan'ı bedelsiz olarak gönderiyorduk başka takıma. Transferleri tamamlayınca kadroda şişkinlik yapan ve bonservisini 6 ay önce aldığımız takım kaptanı Fırat Sağesen ile birlikte oynama şansı bulamamış diğer iki ismi toplam 58.000 € karşılığı yolluyorduk.
Bu noktada artık gözler Galatasaray'a çevrilmişti, 2 haftadır hangi oyuncuları Marmaris'e yollayacaklarını söylememişlerdi.Biraz daha beklemeye karar veriyorduk ama Ağustos 2009 takvimlerde yer edinmesine rağmen Galatasaray'dan tatil için bile oyuncu gelmiyordu Marmaris'e. Dahası, istediğimiz bir kaç genç oyuncuyu da kiralık olarak yollamayı reddediyorlardı. Pilot takımı olduğumuz ve Türkiye'nin en güçlü altyapısına sahip olan takımdan beklenmedik bir tokat yemiştik. Lig başlayana kadar oynama ihtimali olmayan bir kaç oyuncumuz ile yollar ayrılmıştı. Bank Asya 1. Lig maceramıza biraz tatsız başlıyorduk bu olay yüzünden. Sezon öncesi Trabzonspor ile 0-0 berabere kalıp Erciyes'i 2-0 yeniyorduk hazırlık maçlarında. İştahımızı kabartıyordu bu ancak medyanın bizimle ilgili tahmini 17.'lik oluyordu. Bank Asya'daki ilk rakip yeni düşen ve bizden çok daha güçlü Hacettepe oluyordu ancak 1-0'lık galibiyetle sezona büyük bir sürprizle başlıyorduk. Hemen ardında Türkiye Kupası 1. Ön Eleme'de Fethiye engeli aşılarak gruplardan önceki son aşama olan 2. Ön Eleme Turu'na katılıyorduk. Dardanel deplasmanında 3-0 yenilip dönünce Marmaris'te Samsunspor'u yenme hedefiyle sahaya çıkıyorduk ki 1-3'lük skorla dağılıyorduk. Türkiye Kupası'nda da İstanbul BŞB ile oynuyorduk, gruplara katılma hayali bir başka bahara kalıyordu kura çekildiği anda. Son derece umutsuz çıkılan bu maçta Fatih'in tek golüyle galip gelerek hayal bile edemeyeceğimiz bir yere ulaşıyorduk. Eskişehir, Ankaragücü, Galatasaray ve Kayserispor ile oynayacaktık grupta. Olabilecek en zor kurayı çekmiştik belki de.
Ligde ise işler iyi gitmemeye başlamıştı. İlk 10 hafta 8 puan alarak geçiliyordu. Takımda Süper Lig tecrübeli isimler iyi işler yapacak derken kaptan yaptığımız Hasan Şaş 3 maçlık ceza alıp iyice zora sokuyordu bizi. Tam tekrar geri döndü derken 1 maç sonra yeniden 3 maç ceza alıp Marmaris'te futbol oynamak yerine tatil yapmaya devam ediyordu. İlk 13 haftada 6 maç ceza almıştı Hasan Şaş. Türkiye kupasında ise Ankaragücü(0-2) ve Eskişehir(2-4) güle oynaya geçiyordu bizi. Ligde Bolu'yu yenip puanı 11 yaptık işler yoluna girdi derken 3 maçı üst üste gol bile atamadan kaybediyorduk Giresun, Kasımpaşa ve Manisa karşısında. Neyse ki Sakarya ve Kocaeli karşısında 2 galibiyeti üst üste alıp Marmara'nın nefretini kazanıp puanı 17 yaparak düşme potasında bir kaç basamak tepeden bakıyorduk. Son hafta Karşıyaka "otur oturduğun yere" diyerek haddimizi bildiriyor ve Marmaris'e 3 golle uğurluyordu bizi. Türkiye Kupası'nda ise 4'te 0 yapıp önümüzdeki sezonlarda intikam alma sözü verip o macerayı noktalıyorduk.

Ayrıca 2. kez 3 maçlık ceza aldıktan sonra saha dönen Hasan Şaş 2 hafta sonra bir kırmızı kart daha görüp bu defa 5 maç ceza alıyordu. Sezonun ilk yarısında toplam 11 maç ceza alıyordu 3 kırmızı kartın sonucu olarak. Her defasında para cezası vermeme ve Hasan'ın da cezayı haklı bulmasına rağmen 5 maçlık 3. cezası bardağı taşıran son damla oluyordu ve Ocak 2010 tarihini bile beklemeden son ilk yarının son haftasından önce kendisine tazminatı ödeyip sözleşmeyi feshediyorduk.

Bu bölüm de burada bitti. Bu defa pek screenshot eklemedim, puan durumunu eklersem bir sonraki yazının sürprizi kaçacaktı. Sonraki bölümü de bu gece yazayım ki bütünlük kaybolmasın. 17 hafta 17 puan ile geçiliyordu ve bu istatistik sürerse küme düşme korkusu saracaktı takımı. Ayrıca Galatasaray da ayıbını kısmen telafi edecekti. Bir sonraki yazıda 2 tane transfer dönemi var, hem ara transfer hem de bir sonraki sezondaki yaz transfer dönemi.

7 yorum:

AbSurDMaN dedi ki...

#2 diyor başlıkta 1 kaçmış gözümden. Okuyalım bakalım...

Adsız dedi ki...

hasan şaş n'apmış öle ya

Adsız dedi ki...

hasan şaş'a iyi yapmışsın :D

Adsız dedi ki...

hocam 3.sü kısa bi süre içinde yazılıcak mı? yarın erken kalkmam lazım ama çok geç çıkmicaksa da okumadan yatmiyim diyorum =)

firat selcuk dedi ki...

biraz uzayabilir, saat 3-4 arasına sarkacak gibi duruyor..

kosebole dedi ki...

hocam valla bekliyoruz artık güzel bi yazı uyumadan okuyalım

firat selcuk dedi ki...

yetiştirdim sanırım uyumadan :) sen bu yorumu atarken son rötuşları atıyordum yazıya..

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO