29.08.2009

Meydan Mourinho'nun : Milan 0-4 Inter

Günün ikinci dev maçı Türkiye'de ne yazık ki izlenemedi. AZ TV yayınlıyormuş şifresiz olarak ama ben internetten takip ettim. Azerbaycan'da tüm ligler şifresiz şekilde yayınlanabilirken ülkemizde hepsine şifre dayatılması ve o da yetmezmiş gibi İtalya'yı zaten izleyemiyor olmak sinir bozucu. Bunu tekrar tekrar açmanın mantığı yok, Türk spor yayıncılığı tarihinde skandaldır bu sezon başı yaşananlar.

Milan'ın kalesinde Storari'nin oynayacağı dünden belliydi zaten, bahisçiler için "üst" ve "2" seçeneklerinin belgesi gibiydi bu haber. Ne var ki bahis tahminleri doğru da olsa bugünkü sonucun sorumlusu Storari değildi. Milan takım halinde kötü oynamaya devam etti ki takımın başındaki Leonardo'nun bu konudaki en son suçlulardan biri olduğunu söylemek gerek. Yeni bir Guardiola yaratalım dediler ama bunu düşünürken Leonardo'nun stajını unuttular. Barcelona'da A takımın oynadığı sisteme alıştı, aynı sistemle B takımını yönetti Guardiola ve bugün yaşananlar ortada. Leonardo'ya oyuncu kalitesi ne olursa olsun dünyanın en sert mücadelesinin yapıldığı liglerden birinde kariyerinin ilk teknik adamlık deneyimini yaşatıyorlar, haliyle de çuvallıyorlar böyle. Leonardo o sistemle oynadı, bu dizilişle oynadı, şu şekilde oynadı diye eleştiremiyorum ben. Adam ne yaparsa yapsın şu an Milan kalibresinde bir isim değil, işin ilginç yanı belki hiç bir zaman Milan seviyesine çıkamayacak bu şekilde kariyerine başladığı için. Kendisini Serie C'den bir takıma verip orada staj yaptırıp şöyle bir baksaydı keşke Milan'ın tepesindeki isimler.

Durum böyleyken Inter de boş durmayacaktı tabii ki, Eto'o ve Milito ikilisinden Arjantinli olanı açılışı Amerika'da yapmıştı Kalac'ın koruduğu kaleye 2 gol gönderip. Kamerunlu ise ilk derbisinde gol atma peşindeydi. Aslında atıyordu ama Gattuso gole giderken indirdi ve penaltıya sebebiyet verdi sarı kartı da yanına alıp. 4 dakika sonra sarı kartları çiftleyip erkenden duşa girecek olan Gattuso bence bu penaltı pozisyonunda görmeliydi kartı, Eto'o vursa Storari çaresizce bakacaktı Motta'nın golündeki gibi. İki yeni Interli'den Eto'o penaltıyı yaptırdı Milito da Amerika'da kaldığı yerden devam etti ve bir gol daha yolladı Milano'nun kırmızı formalılarına. Aslında maç böyle karamsar başlamamıştı Milan için, ilk 20 dakikada önemli sayılabilecek pozisyonları da buldular, belki 2-0 önde geçeceklerdi o bölümü. Ancak %100 olarak değerlendirilecek ve nasıl kaçar bu diye hayretlere düşülecek pozisyonlar yoktu, yani 20. dakikaya Milan'ın 2-0, 3-0 önde girebilmesi ne kadar normal olacaksa 0-0 girilmesi de normaldi, sürpriz aramamak lazım. Inter durup bekledi Milan ne yapacak diye ve pozisyon bulurken bile organize olamayıp "ya tutarsa!" diye gol arayan bir rakibi karşılarında görünce harekete geçtiler. 4 seri pasla gelen güzel golle Motta öne geçirdi takımı, sonra bahsettiğim penaltı pozisyonu oldu. Gattuso 40. dakikada göstere göstere kırmızı kartı görünce Milan'ın tüm direnci kırılmış oldu. Daha önceki 2 golde olduğu gibi yine Milan'ın solundan gelerek yaratılmış bir 3. gol de vardı elde ilk yarı sonunda. Maicon'un klasik gollerinden biri oldu, sağdan girip son gücüyle topa saldırdı ve golü buldu diyeyim izlemeyenlerin de zihninde canlanmış olsun pozisyon.

İkinci yarıda ilk yarıdaki maçı seyretmeyeceğimiz belliydi. Öyle de oldu, rölantide götüren bir Inter vardı sahada, ilk yarıdaki gibi üsteleseler 6-7'yi bulmaları zor olmazdı. Inter ara ara yokluyordu kaleyi, sanırım Stankovic'in durumu 4-0'a getiren golü gibi jeneriklik bir gol peşindeydiler, yoksa gol o kadar gecikmezdi. Arada sayılmayan bir yan top golü var ki karar doğru açık bir ofsayt o. Skoru 4-0'a getiren o güzel golden sonra maç iyice koptu gitti. Ronaldinho çıkıp Huntelaar girdiğinde Ronaldinho hoşnut değildi durumdan, sanki çok çabalamış da haksız yere kenara alınmış gibi davranıyordu ki oyundan çıkması gereken ilk isimdi Milan'da. Huntelaar girdiğinde Milan'daki geleceği konusunda konuşabileceğimiz bir oyun ve düzen yoktu sahada, taraftarla tanışsın ilk resmi maçı olsun diye göstermelik olarak oyuna sürüldü. Ancak az çok bildiğimiz Huntelaar bu Milan'da doğrudan oynar ki açık konuşmak gerekirse geçen hafta adı yalan içerikli transfer haberlerine karışan Sabri de oynar bu Milan'da. Durumları çok kötü ve sezonun kalan 36 haftasında dev bir soru işareti ile karşı karşıya duruyorlar. Bir Fiorentinalı olarak durumdan şikayetçi değilim aslında, sadece olaya basit bir futbolsever olarak bakıyorum. Yoksa Milan'ın bu şekilde devam etmesi demek Fiorentina formsuz da başlasa ligin son bölümleri için ilk 4'te kesin olarak kalıp geçen sezon olduğu gibi son haftaya yine olası bir 2.'lik şansıyla girmek demek. Ancak İtalya Ligi'nin itibarı için ve Şampiyonlar Ligi'ndeki başarı hedefi için baktığımızda Milan'ın durumu acınacak halde.

Son sözüm de Galliani'ye olacak, transferi kapattık demişti hatırlarsanız; mümkünse bir dahaki transfer sezonunu o açmasın.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO