29.08.2008

Sezon Başlarken : Serie A

Sezon öncesi serisinin son yazısına geldik. Türkiye'den sonra en çok heyecan duyduğum lig doğal olarak. Fiorentina için daha da umut ve beklenti dolu bir sezon başlıyor. Inter yine bir adım önde, Roma ise sezon öncesi pek iyi ışık vermedi. Hepsine sırayla değineceğim elbette. Inter'in şampiyon olmaması dileği ile geçiyorum takımlara.
Ligdeki puan sırasına göre yaptım ama Fiorentina kendi takımım olduğu için de kıyak geçtim. Geçen sezon ligde 4. sıra yeterli olmuştu, amaç Şampiyonlar Ligi mücadelesiydi ve bu da hakederek kazanıldı. Ancak bu elbette yeterli değil, bu sezon şampiyonluk yarışına doğru biraz ilerlemek lazım. Bu sene şampiyonluk beklemiyorum elbette, yine ilk 4'te kalınsa ben tatmin olurum bir taraftar olarak. Sezon öncesi Ujfalusi önemli bir kayıptı, bunun yanında Vieri'den kurtulmak tarifsiz bir mutluluk yaşattı bana. Sezonun ilk transferi Parma'da buluştuğu Prandelli ile tekrar bir araya gelen Gilardino oldu. O zaman Gilardino'yu gol kralı yapan Prandelli yine kendisini fazlasıyla olumlu kullanacak bu konuda şüphem yok. Orta sahada forvetin ardına alınan Jovetic gelek yıllarda adını avrupaya ezberletecek isimlerden biri. Zaten genç olan Fiorentina'nın en genç üyesi, her an parlamaya hazır bir yıldız adayı. Vargas da mükemmel bir katkı oldu sol çizgiye, hem ileride hem geride iş yapabilecek bir isim, biraz tuzlu geldi fiyatı (12M€) ancak yaptığı katkıyı beklemek lazım bu ücreti yorumlamak için. Orta sahanın hücum kısmını güçlendiren önemli bir isim de Felipe Melo oldu, Almeria mucizesinde katkısı bulunanlardandı geçen sezon. Zauri kiralandı ki Ujfalusi'nin yerini alacaktır sağ kanatta. Comotto da yedekte bekleyip fırsat kollayacaktır. Göbeğe son katkı da Juve'de bir türlü yapamayan Almiron oldu, İtalya macerasında kendisi için bu son şans ve doğru yerde olduğuna inanıyorum. Geçen sezondan daha büyük beklentilerle dolu bir yeni sezon başlıyor. Sezonun ilk maçında Artemio Franchi'de Juventus ile oynayacak olmamız da önemli bir test olacak sezonun başında.
Yine ligin en güçlü kadrosu onlara ait görünüyor. Üstüne bir de teknik direktör olarak Mourinho var kulübede. Her mevkiide birden fazla yıldıza sahipler. Alternatif bulmakta sıkıntı yaşanan tek yer kale gibi duruyor, J.Cesar çok iyi ama arkada güvenilecek isim olmaması kötü. Mancini iki kanatta oynayabilen ve Mourinho'nun isteklerine cevap verebilecek özellikte bir oyuncu. Sulley Ali Muntari için yapılacak tek yorum çoğu kişinin de söylediği gibi Mourinho'nun yeni Essien'i olduğu, bire bir olarak aynı görevde kullanacak burada da. Bir de takıma geri dönen Adriano var ki kadroya girme şansını henüz yakalayabilmiş değil, Mourinho bambaşka bir Adriano yaratabilir bu sezon. Bunun dışında fazla söyleyecek söz yok Inter için, yine her zamanki gibi en öndeler ve rakipleri normalin üstünde performans gösterip Inter'i aşağı çekmeye çalışacak.
Roma bu sezona pek hoş başlayamamış bir ekip şimdilik. Hazırlık maçlarındaki tatsız futbol bir yana Süper Kupa maçında oyun olarak Inter'den geride kalmasalar da pek umut verici değillerdi. Sol bekte zaman zaman Orhan Ak etkisi yapıp insanları çıldırtan Tonetto'nun yerine Riise'yi getirdiler. Doni'nin yedeği olarak Siena'dan Arthur'u aldılar ki yedek olması gereken Doni'dir benim gözümde. Böyle büyük bir takıma yakıştıramadığım bir isim doğrusu. İleri uçtaki forvet eksikliği ise Baptista ile son buldu kağıt üzerinde, ancak önemli olan yeşil sahada son bulması. Orta sahaya ise öyle bir takviye yapıldı ki heyecan duymamak elde değil : Jeremy Menez. Fransa'da Benzema ile birlikte en beğendiğim iki genç oyuncudan biriydi, Roma formasıyla bir an önce izlemek istiyorum kendisini, orta sahada kaybedilen Mancini ve Giuly'nin ikisini birden aratmayacak bir oyuncu Menez. Roma geçen sezon bir ara ortak olduğu şampiyonluk yarışında kolay teslim olmuştu, son haftalarda bir şansları olsa da bunun boş bir umut olduğu unutulmamalıydı. Bu sezon Inter'in yerine ilk sırada olmak için çok çabalayacaklar. Daha da güçlenen kadroda sakatlık sorunu yaşamayan bir Kaptan Totti ile şampiyon hanesine isimlerini yazdırmak istiyorlar, ancak her şeye rağmen geçen sezona göre daha da iyi olmalılar Inter'i geçebilmek için.
Geçtiğimiz sezon ilk 4'te kalalım yeter mantığıyla işine bakan bir diğer takımdı Juventus. Şike skandalından sonra tekrar bu noktaya bu kadar çabuk gelmelerine fazlasıyla sevinmiş olmalılar. Gol konusunda sıkıntıya düşmemek adına zaten güçlü olan bölgeye bir de Amauri'yi eklediler. Mellberg zaten aylar öncesinden imzayı atmıştı savunmayı güçlendirmek için. Ön liberoda tam bu ligin adamı dediğim Poulsen'i getirdiler, benim için de ilginç bir transfer oldu bu, yıllardır bekliyordum bu adamın İtalya'ya gitmesini. Yedek kaleci alma modasına da uydu bu sene Juventus ve Manninger'i aldı Buffon'un arkasına. Geçen sezonun kadrosunu bozmamış gibi duruyorlar ama 3 önemli bölgeye 3 önemli katkı yaptılar, bu sene şampiyonluk için uğraşacaklar ama Roma ve Inter kadar başarılı olmaları pek mümkün değil. Şampiyonlar Ligi'ne asılmak ve ligi idare etmek bana kalırsa daha doğru bir hareket olur ama elbette ki bana kalacak bir karar değil bu.
Geçen sezonun en kötüsü ve bu sezonun da kapalı kutusu Milan. Ronaldinho ile Kaka aynı anda oynar mı diye tartışma oralarda da çıkar mı diye düşünüyorum, hani bizdeki Tümer-Sergen olayı gibi. Yine aynı şekilde tek forvet mi çift forvet mi sorosu bu sene Milan'ı uğraştıracak. Kadroda bolluk var ileri tarafta ve bu da her hafta bir yıldızın yedek kalması anlamına gelecek. Shevchenko tekrar ait olduğu yerde ama ölü geçen Chelsea kariyerinin O'nu ne derece etkilediği önemli olacak bu sezon. Bir de Mourinho'ya karşı bir alacağı olduğu için hesabı kapatma şansı olarak görüyor burayı Shevchenko, bu da başarıya ulaşma yolunda ciddi ve önemli bir etki. Emerson, Brocchi, Ambrosini derken iyice güçten düşen orta sahaya Flamini bir doping oldu, Zambrotta ise bir zamanlar fırtınalar estirdiği lige geri döndü, hiç yakışmamıştı İspanya'ya. Bir sezon önce bonservisinin yarısını verdikleri Borriello'yu geri aldılar, ancak kendisinden faydalanmaları biraz uzun sürecek. Pato, Shevchenko, Ronaldinho, Kaka gibi doğaüstü bir hücum gücüne sahipler, bu defa da şampiyonluk mücadelesi gelmeyecekse Ancelotti kaçacak delik aramalı sezon sonuna doğru. UEFA Kupası ise Milan'ın alamadığı tek kupa ve Maldini'nin kariyerinin son zamanlarında bunu da listeye eklemek için son şansı muhtemelen, bu fırsatı kaçırmak istemeyecektir haliyle takım da kendisine uyup bu kupayı ciddiye almalı.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO